Elçilerin İşleri

37/60

35—Yahudilere Kurtuluş

[Bu bölüm, Romalılara Mektup’a dayanmaktadır.]

Pek çok kaçınılmaz gecikmeden sonra, Pavlus en sonunda geçmişte pek çok istekli çalışmalar yaptığı ve bir süreliğine derin endişesinin konusu olan Korint’e ulaştı. İlk imanlılardan pek çoğunun kendisine, onlara müjdenin ışığını ilk getiren kişi olarak, halen sevgiyle baktıklarını gördü. Bu öğrencileri selamladığında ve onların sadakatlerinin ve gayretlerinin kanıtlarını gördüğünde, Korint’teki çalışmasının boşuna olmadığına sevindi. EI 321.1

Bir zamanlar Mesih’teki yüce çağrılarını gözden kaybetmeye çok meyilli olan Korintli imanlılar, güçlü bir Hristiyan karakteri geliştirmişlerdi. Sözleri ve eylemleri Allah’ın lütfunun dönüştürücü gücünü ortaya koyuyordu, artık kendileri de o putperestlik ve batıl inançlar merkezinde iyilik için güçlü bir kuvvettiler. Sevgili yoldaşlarının ve bu sadık mühtedilerin top- lumunda, elçinin yorgun ve sıkıntılı ruhu rahat buldu. EI 321.2

Pavlus Korint’te kaldığı süre içinde yeni ve daha geniş hizmet alanları düşünmek için zaman buldu. Bilhassa Roma’ya yapmayı tasarladığı yolculuk düşüncelerini meşgul ediyordu. Hristiyan imanının bilinen dünyanın büyük merkezinde sağlam şekilde tesis edildiğini görmek en sevgili umutlarından ve en değerli planlarından biriydi. Roma'da zaten bir kilise kurulmuştu ve elçi İtalya’da ve diğer ülkelerde gerçekleştirilecek çalışma için oradaki imanlıların işbirliğini sağlamayı arzu ediyordu. Pek çoğu henüz kendisine yabancı olan bu kardeşler arasında çalışmasına yol hazırlamak için, onlara bir mektup göndererek Roma’yı ziyaret etme amacını ve çarmıhın sancağını İspanya’ya dikme arzusunu açıkladı. EI 321.3

Pavlus Romalılara mektubunda müjdenin önemli ilkelerini ortaya koydu. Yahudilerin ve Uluslardan olanların kiliselerini kışkırtan sorular hakkında kendi görüşünü belirtti ve bir zamanlar bilhassa Yahudilere ait olan umutların ve vaatlerin şimdi Uluslara da sunulmakta olduğunu gösterdi. EI 322.1

Elçi büyük bir netlik ve güç ile Mesih’e imanla aklanma öğretisini sundu. Roma’daki Hristiyanlara gönderilen talimatların diğer kiliselere de yardımcı olabileceğini umdu; fakat sözlerinin geniş kapsamlı etkisini ne kadar da belli belirsiz ön- görebilmişti! Tüm çağlar boyunca, muazzam imanla aklanma gerçeği, tövbekâr günahkârları hayat yoluna yönlendirecek kudretli bir deniz feneri gibi durmuştur. Luther’in zihnini kuşatmış olan karanlığı dağıtan ve ona Mesih’in kanının günahtan temizleme gücünü açıklayan bu ışıktı. Aynı ışık, günah yükünün ağırlığı altında ezilen binlerce canı bağışlanmanın ve huzurun gerçek Kaynağı’na yönlendirmiştir. Roma’daki kiliseye yazılan mektup için, her Hristiyan’ın Allah’a şükretmesi için nedeni vardır. EI 322.2

Pavlus bu mektupta Yahudiler yararına taşıdığı yükü serbestçe ifade etti. İhtida ettiği günden beri, Yahudi kardeşlerine müjde mesajına dair net bir anlayış edinebilmeleri için yardımcı olmayı arzuluyordu. “İsraillilerin kurtulmasını yürekten özlüyor, bunun için Tanrı’ya yalvarıyorum” dedi. EI 322.3

Elçinin hissettiği sıradan bir arzu değildi. Nasıralı İsa’yı vaat edilen Mesih olarak tanıyamamış olan İsrailliler için sürekli olarak Allah’a yalvarıyordu. Roma’daki imanlılara güvence verdi: “Mesih’e ait biri olarak gerçeği söylüyorum, yalan söylemiyorum. Vicdanım da söylediklerimi Kutsal Ruh aracılığıyla doğruluyor. Yüreğimde büyük bir keder, dinmeyen bir acı var. Kardeşlerimin, soydaşlarım olan İsrailliler’in yerine ben kendim lanetlenip Mesih’ten uzaklaştırılmayı dilerdim. Evlatlığa kabul edilenler, Tanrı’nın yüceliğini görenler onlardır. Antlaşmalar, buyrulan Kutsal Yasa, tapınma düzeni, vaatler onlarındır. Büyük atalar onların atalarıdır. Mesih de bedence onlardandır. O her şeyin üzerinde hüküm süren, sonsuza dek övülecek Tanrı’dır!” 2 EI 322.4

Yahudiler Allah’ın seçilmiş halkıydı; O onlar aracılığıyla tüm insan neslini bereketlemeyi tasarlamıştı. Allah aralarından pek çok peygamber çıkarmıştı. Bu peygamberler, Kendisini Vaat Edilen Kişi olarak ilk tanıması gereken kişiler tarafından reddedilecek ve öldürülecek olan bir Kurtarıcı’nın gelişini önceden bildirmişlerdi. EI 323.1

Yeşaya peygamber yüzyılların ötesinden bakarak ve birbiri ardınca peygamberlerin ve en sonunda Allah’ın Oğlu’nun red- dedilişine tanık olarak, ilham altında Kurtarıcı’nın daha önce hiçbir zaman İsrailoğulları arasında sayılmamış olan kişiler tarafından kabul edilişiyle ilgili yazdı. Bu peygamberlik sözüyle ilgili olarak Pavlus şunları bildiriyor: “Yeşaya cesaretle, ‘Aramayanlar beni buldu, sormayanlara kendimi gösterdim’ diyor. Öte yandan İsrail için şöyle diyor: ‘Söz dinlemeyen, asi bir halka bütün gün ellerimi uzatıp durdum.’ ” 3 EI 323.2

İsrail O’nun Oğlu’nu reddetmiş olmasına rağmen, Allah onları reddetmedi. Fikir yürütmeyi sürdüren Pavlus’u dinleyin: “Öyleyse soruyorum: Tanrı kendi halkından yüz mü çevirdi? Kesinlikle hayır! Ben de İbrahim soyundan, Benya- min oymağından bir Israilli’yim. Tanrı önceden bildiği kendi halkından yüz çevirmedi. Yoksa İlyas’la ilgili bölümde Kutsal Yazı’nın ne dediğini, İlyas’ın Tanrı’ya nasıl İsrail’den yakındığını bilmez misiniz? ‘Ya Rab, senin peygamberlerini öldürdüler, senin sunaklarını yıktılar. Yalnız ben kaldım. Beni de öldürmeye çalışıyorlar.’ Tanrı’nın ona verdiği yanıt nedir? ‘Baal’ın önünde diz çökmemiş yedi bin kişiyi kendime ayırdım.’ Aynı şekilde, şimdiki dönemde de Tanrı’nın lütfuyla seçilmiş küçük bir topluluk vardır.” 4 EI 323.3

İsrail tökezlemiş ve düşmüştü, fakat bu onların yeniden ayağa kalkmalarını imkânsız hale getirmedi. Elçi, “İsrailliler, bir daha kalkmamak üzere mi sendeleyip düştüler?” sorusuna yanıt olarak şunları söylüyor: “Kesinlikle hayır! Ama onların suçu yüzünden öteki uluslara kurtuluş verildi; öyle ki, İsrailliler onlara imrensin. Eğer İsrailliler’in suçu dünyaya zenginlik, bozgunu uluslara zenginlik getirdiyse, bütünlüğü çok daha büyük bir zenginlik getirecektir! Öteki uluslardan olan sizle- re söylüyorum: Uluslara elçi olarak gönderildiğim için görevimi yüce sayarım. Böylelikle belki soydaşlarımı imrendirip bazılarını kurtarırım. Çünkü onların reddedilmesi dünyanın Tanrı’yla barışmasını sağladıysa, kabul edilmeleri ölümden yaşama geçiş değil de nedir?” 5 EI 324.1

Allah’ın lütfunun İsrailliler arasında olduğu gibi Uluslar arasında da açığa çıkarılması O’nun tasarısıydı. Bu, Eski Ahit’teki peygamberlik sözlerinde açıkça ortaya konulmuştu. Elçi, fikir yürütmesinde bu peygamberlik sözlerinin bazılarını kullanıyor. “Çömlekçinin aynı kil yığınından bir kabı onurlu iş için, ötekini bayağı iş için yapmaya hakkı yok mu?” diye soruyor. “Eğer Tanrı gazabını göstermek ve gücünü tanıtmak isterken, gazabına hedef olup mahvolmaya hazırlananlara büyük sabırla katlandıysa, ne diyelim? Yüceltmek üzere önceden hazırlayıp merhamet ettiklerine yüceliğinin zenginliğini göstermek için bunu yaptıysa, ne diyelim? Yalnız Yahudiler arasından değil, öteki uluslar arasından da çağırdığı bu insanlar biziz. Tanrı Hoşea Kitabı’nda şöyle diyor: ‘Halkım olmayana halkım, sevgili olmayana sevgili diyeceğim. Kendilerine, “Siz halkım değilsiniz” denilen yerde, Yaşayan Tanrı’nın çocukları diye adlandırılacaklar.’ ” 6 Hoşea 1:10 ayetine bakın. EI 324.2

İsrail’in ulus olarak başarısız olmasına rağmen, aralarında kurtarılacak olan iyi bir geri kalanlar grubu vardı. Kurtarıcı’nın gelişi zamanında Vaftizci Yahya’nın mesajını memnnuniyetle alan, böylelikle Mesih’le ilgili peygamberlik sözlerini yeniden araştırmaya yönlendirilen sadık insanlar vardı. İlk Hristiyan kilisesi kurulduğunda, Nasıralı İsa’yı gelişini özlemle bekledikleri kişi olarak tanıyan bu sadık Yahudilerden oluşuyordu. Pavlus, “ Hamurun ilk parçası kutsalsa, tümü kutsaldır; kök kutsalsa, dallar da kutsaldır” 7yazarken bu geri kalanlara atıfta bulunmaktadır. EI 325.1

Pavlus İsrail’in geri kalanlarını bazı dalları kesilmiş olan asil bir zeytin ağacına benzetmektedir. Ulusları, ana gövdeye aşılanmış olan yabani bir zeytin ağacının dallarına benzetmektedir. Uluslardan olan imanlılara, “zeytin ağacının bazı dalları kesildiyse” yazar, “ve sen yabanıl bir zeytin filiziyken onların yerine aşılanıp ağacın semiz köküne ortak oldunsa, o dallara karşı övünme. Eğer övünüyorsan, unutma ki, sen kökü taşımıyorsun, kök seni taşıyor. O zaman, ‘Ben aşılanayım diye dallar kesildi’ diyeceksin. Doğru, onlar imansızlık yüzünden kesildiler. Sense imanla yerinde duruyorsun. Böbürlenme, kork! Çünkü Tanrı asıl dalları esirgemediyse, seni de esirge-meyecektir. Onun için Tanrı’nın iyiliğini de sertliğini de gör. O, düşenlere karşı serttir; ama O’nun iyiliğine bağlı kalırsan, sana iyi davranır. Yoksa sen de kesilip atılırsın!” 8 EI 325.2

İsrail, Göğün kendisi için tasarısına imansızlık ederek ve onu reddederek, ulus olarak Allah’la olan bağlantısını kaybetmişti. Fakat Allah, ana gövdeden ayrılmış olan dalları, İsrail’in gerçek gövdesiyle, yani atalarının Tanrısı’na sadık kalan geri kalanlarla yeniden birleştirmeye kadirdi. Elçi bu kopuk dallarla ilgili olarak “imansızlıkta direnmezlerse” diyor, “İsrailliler de öz ağaca aşılanacaklar. Çünkü Tanrı’nın onları eski yerlerine aşılamaya gücü vardır.” Uluslardan olanlara “eğer sen” yazıyor, “doğal yapısı yabanıl zeytin ağacından kesilip doğaya aykırı olarak cins zeytin ağacına aşılandınsa, asıl dalların öz zeytin ağacına aşılanacakları çok daha kesindir! Kardeşler, bilgiçliğe kapılmamanız için şu sırdan habersiz kalmanızı istemem: İsrailliler’den bir bölümünün yüreği, öteki uluslardan kurtulacakların sayısı tamamlanıncaya dek duyarsız kalacaktır. EI 325.3

“Sonunda bütün İsrail kurtulacaktır. Yazılmış olduğu gibi: ‘Kurtarıcı Siyon'dan gelecek, Yakup’un soyundan tanrısızlığı uzaklaştıracak. Onların günahlarını kaldıracağım zaman kendi-leriyle yapacağım antlaşma budur.’ İsrailliler Müjde’yi reddederek sizin uğrunuza Tanrı’ya düşman oldular; ama Tanrı’nın seçimine göre, ataları sayesinde sevilmektedirler. Çünkü Tanrı’nın armağanları ve çağrısı geri alınamaz. Bir zamanlar Tanrı’nın sözünü dinlemeyen sizler şimdi İsrailliler’in sözdinlemezliğinin sonucu merhamete kavuştunuz. Bunun gibi, İsrailliler de, sizin kavuştuğunuz merhametle merhamete erişmek için şimdi söz dinlemez oldular. Çünkü Tanrı, merhametini herkese göstermek için herkesi söz dinlemezliğin tutsağı kıldı. EI 326.1

“Tanrı’nın zenginliği ne büyük, bilgeliği ve bilgisi ne derindir! O’nun yargıları ne denli akıl ermez, yolları ne denli anlaşılmazdır! ‘Rab’bin düşüncesini kim bilebildi? Ya da kim O’nun öğütçüsü olabildi?’ ‘Kim Tanrı’ya bir şey verdi ki, karşılığını O’ndan isteyebilsin?’ Her şeyin kaynağı O’dur; her şey O’nun aracılığıyla ve O’nun için var oldu. O’na sonsuza dek yücelik olsun!” 9 EI 326.2

Böylece Pavlus, Allah’ın hem Yahudilerin hem de Uluslardan olanların kalplerini dönüştürmeye ve Mesih’e inanan her imanlıya İsrail’e vaat edilen bereketleri vermeye fazlasıyla muktedir olduğunu göstermektedir. Yeşaya’nın Allah’ın halkına ilişkin bildirisini tekrarlar: ” ‘İsrailoğulları’nın sayısı denizin kumu kadar çok olsa da, ancak pek azı kurtulacak. Çünkü Rab yeryüzündeki yargılama işini tez yapıp bitirecek.’ Yeşaya’nın önceden dediği gibi: ‘Her Şeye Egemen Rab soyumuzu sürdürecek birkaç kişiyi sağ bırakmamış olsaydı, Sodom gibi olur, Gomora’ya benzerdik.’ ” 10 EI 326.3

Yeruşalim’in yıkıldığı ve tapınağın harap edildiği zaman, binlerce Yahudi putperest ülkelerde köle olarak hizmet etmek üzere satılmıştı. Çöl kıyısındaki harabeler gibi ulusların arasında dağıldılar. Yahudiler bin sekiz yüz yıl boyunca tüm dünyada o ülkeden bu ülkeye gezdiler ve ulus olarak eski zamanlarda sahip oldukları itibarı yeniden kazanma ayrıcalığı hiçbir yerde kendilerine verilmedi. Aşağılanarak, nefret edilerek ve zulüm görerek, yüzyıllar boyunca mirasları sıkıntı oldu. EI 327.1

Nasıralı İsa’yı reddettikleri zaman ulus olarak Yahudiler için verilen hükme rağmen, çağlar boyunca sessizce sıkıntı çeken pek çok asil ve Allah korkusuna sahip Yahudi kişi yaşadı. Allah onların acılı kalplerini teselli etti ve korkunç durumlarına merhametle baktı. O’nun sözünü doğru bir şekilde anlayabilmek için O’nu tüm kalpleriyle arayanların ızdıraplı dualarını işitti. Bazıları, atalarının reddedip çarmıha gerdikleri alçakgönüllü Nasıralı’da İsrail’in gerçek Mesihi’ni görmeyi öğrendiler. Zihinleri çoktan beridir geleneklerin ve yanlış yorumlamaların kararttığı tanıdık peygamberlik sözlerinin önemini kavradığında, kalpleri Allah’ın Mesih’i kendi kişisel Kurtarcısı olarak kabul etmeyi seçen tüm insanlara bahşettiği tarif edilemez armağan için O’na karşı minnetle doldu. EI 327.2

Yeşaya, “Ancak pek azı kurtulacak” dediği peygamberlik sözünde işte bu sınıftan bahsediyordu. Pavlus’un zamanından günümüze dek, Allah Kutsal Ruh’u aracılığıyla hem Ya- hudileri hem de Uluslardan olanları çağırmaktadır. Pavlus, “Tanrı insanlar arasında ayrım yapmaz” 11diye bildirdi. Elçi kendisini Yahudilere olduğu kadar “Grekler’e ve Grek olmayanlara... karşı sorumlu” 12sayıyordu; fakat Yahudilerin diğerlerine nazaran sahip oldukları belirgin üstünlükleri hiçbir zaman gözden kaybetmedi, zira “ilk olarak, Tanrı’nın sözleri Yahudiler’e emanet edilmiştir.” “Müjde” 13 dedi, “iman eden herkesin -önce Yahudiler’in, sonra Yahudi olmayanların- kurtuluşu için Tanrı gücüdür. Tanrı’nın insanı akladığı, Müjde’de açıklanır. Aklanma yalnız imanla olur. Yazılmış olduğu gibi, ‘İmanla aklanan yaşayacaktır.’ ” 14 İşte Pavlus’un Romalılara mektubunda utanmadığını beyan ettiği müjde, hem Yahudiler hem de Uluslardan olanlar için aynı ölçüde etkili olan Mesih’in bu müjdesidir. EI 327.3

Bu müjde Yahudilere tüm doluluğuyla sunulduğunda, pek çoğu İsa’yı Mesih olarak kabul edecektir. Hristiyan müjdeciler arasında Yahudi halkı için çalışmak üzere çağrıldığını hisseden çok az kimse vardır; ancak Mesih’in merhamet ve umut mesajı tüm diğerlerine olduğu gibi çoğunlukla görmezden gelinenlere de ulaştırılmalıdır. EI 328.1

Müjdenin son duyuruluşunda, daha önceden ihmal edilen sınıflardan insanlar için özel bir çalışma yapılması gerekeceği zaman, Allah, habercilerinin yeryüzünün her yerinde bulacakları Yahudi halkına özel bir ilgi göstermesini beklemektedir. Eski Ahit Yazıları Yehova’nın ebedî amacının bir açıklaması ile Yeni Ahit’le kaynaştığında, bu pek çok Yahudi için yeni bir yaratılışın şafağı, canın dirilişi olacaktır. Müjde döneminin Mesihi’nin Eski Ahit Yazıları’nda resmedildiğini gördüklerinde ve Yeni Ahit’in Eski Ahit’i ne kadar açık bir şekilde açıkladığını kavradıklarında, uyuyan yetileri uyanacak ve Mesih’i dünyanın Kurtarıcısı olarak tanıyacaklar. Pek çoğu Mesih’i imanla Kurtarıcıları olarak kabul edecek. Onlar için “Kendisini kabul edip adına iman edenlerin hepsine Tanrı’nın çocukları olma hakkını verdi” sözleri yerine gelecek (Yuhanna 1:12). EI 328.2

Yahudiler arasında Tarsuslu Saul gibi Kutsal Yazılar’da çok güçlü olan kişiler bulunmaktadır, ve bunlar Allah’ın yasasının değişmezliğini harika bir kudret ile duyuracaklardır. İsrail’in Allahı bunu bizim günümüzde gerçekleştirecektir. O’nun kolu kısalmamıştır ki kurtaramasın. O’nun hizmetkârları çoktan beridir ihmal edilen ve hor görülenler için imanla çalıştıklarında, O’nun kurtarışı açığa çıkacaktır. EI 329.1

“İbrahim’i kurtarmış olan RAB Yakup soyuna diyor ki, ‘Ya- kup soyu artık utanmayacak, yüzleri korkudan sararmayacak. Elimin yapıtı olan çocuklarını aralarında gördüklerinde adımı kutsal sayacaklar; evet, Yakup’un Kutsalı’nı kutsal sayacak, İsrail’in Tanrısı’ndan korkacaklar. Yoldan sapmış olanlar kavrayışa, yakınıp duranlar bilgiye kavuşacak” (Yeşaya 29:22-24). EI 329.2