Sevgi öğretmeni

66/88

65. Tapınak Tekrar Arındırılıyor

İsa, görevine başlarken maddi kazanç sağlamak için kurdukları işlerle 1 tapınağın kutsallığını bozanları kovmuştu; ilahi görkemiyle sert tavrı, bu hilekar tüccarları korkutmuştu. Görevi sona ermek üzereyken tapınağa tekrar geldi ve tıpkı önceden olduğu gibi yine kutsallığının bozulmuş olduğunu gördü. Tapınağın dış avlusu, adeta geniş bir sığır pazarı haline getirilmişti. Hayvanların bağırışları, para şıngırtıları ve pazarlık eden insanların sesleri birbirine karışıyordu. Bu seslerin arasında kutsal tören yapan kişilerin de sesi duyuluyordu. Tapınak görevlileri bizzat kendileri alım satım ve para değiştirme işine girmişlerdi. Maddi kazanç hırsı onları öylesine sarmıştı ki, Allah'ın nazarında hırsızdan farksızdılar. SO 577.1

Hahamlar ve din yorumcuları, yapmaları gereken işin kutsallığının farkında değildiler. Her Fısıh ve Çardak Bayramında binlerce hay-van kurban edildi ve hahamlar onların kanını sunağa sürdüler. Yahudiler kan sunularına alışmışlardı ve hayvanların kanının dökülmesini gerektiren bu usulün günah olduğu gerçeğini neredeyse göz ardı etmişlerdi. Bunun, dünyanın yaşamı için dökülecek olan Allah'ın sevgili Oğlu'nun kanını simgelediğini ve kurban sunularıyla insanların çarmıha gerilen bir Kurtarıcı'ya yöneltileceklerini fark edemediler. SO 577.2

İsa, kurban edilen masum hayvanlara baktı ve bu olayı nasıl kan dökme ve zalimlik hareketi haline getirdiklerini gördü. Alçakgönüllü bir şekilde kendi günahlarından dönmek yerine, sanki Allah, içten bir yürekle yapılmayan sahte hizmeti kabul ediyormuş gibi, sundukları kurbanların sayısını artırdılar. Para hırsı ve bencillik, hahamların ve diğer dini liderlerin kalplerini taşlaştırmıştı. Allah'ın Kuzusu'nu işaret eden simgeleri maddi kazanç sağlamak için araç olarak kullandılar. Böylece kurban hizmetinin kutsallığı halkın gözünde büyük ölçüde yok oldu. Tüm bunlar İsa'nın öfkelenmesine sebep oldu; dini liderlerin çok yakında dünyanın günahları için dökülecek olan kendi kanına, kurban ettikleri hayvanların sürekli akıttıkları kanı kadar bile değer vermeyeceklerini biliyordu. SO 577.3

İsa bu usullere karşı peygamberler aracılığıyla konuşmuştu. Samuel şöyle demişti: “Rab, kendi sözünün dinlenmesinden hoşlandığı kadar yakılmalık adaklardan, kurbanlardan hoşlanır mı? İşte söz dinlemek kurbandan, sözü önemsemek de koçların iç yağından daha iyidir.”1Yeşaya Peygamber Yahudilerin inançsızlığını görerek onlara Sodom ve Gomora'yı yönetenler diye hitap etti: “Ey Sodom yöneticileri, Rab'bin söylediklerini dinleyin; ey Gomora halkı, Allah'ımız'ın yasasına kulak verin. 'Kurbanlarınızın sayısı çokmuş, bana ne?' diyor Rab. Yakmalık koç adaklarına ve besili hayvanların yağma doydum. Boğaların, kuzuların ve erkeçlerin kanından hoşlanmıyorum. Bana tapınmaya geldiğinizde avlularımı çiğnemekten başka bir şey yapmıyorsunuz.” “Yıkanıp temizlenin, yaptığınız kötülüklere son verin. Kötülük etmekten vazgeçin. İyilik etmeyi öğrenin; adaleti gözetin, ezileni koruyun, öksüzlerin hakkını arayın; dul kadını savunun.”2 SO 578.1

Bu peygamberlikleri bizzat kendisi veren Kişi, şimdi son kez uyarıda bulunmuştu. Peygamberliğin gerçekleşmesinde halk, İsa'yı İsrail'in kralı ilan etmişti. Onlar İsa'ya hürmet etmişlerdi ve İsa, krallık görevini kabul etmişti. İsa böyle davranmalıydı. Bozulan kâhinliği düzeltmek için harcadığı çabaların boşa gideceğini biliyordu; yine de görevi yerine getirilmeliydi; inançsız bir halka ilahi görevin kanıtı verilmeliydi. SO 578.2

İsa kutsallığı bozulan tapınağın avlusuna bir kez daha bakar. Herkesin bakışları O'na çevrilmiştir. Hahamlar ve din yorumcuları, Ferisiler ve diğer uluslar gökyüzünün kralının görkemiyle önlerinde duran Kişi'ye şaşkınlıkla baktılar. Daha önce hiç görülmemiş kadar büyük bir görkemle İsa'yı saran ilahilik, insanlığın içinde parıldadı. O'nun en yakınında, kalabalığın önünde duranlar biraz geri çekildiler. Öğrencilerinden birkaçı dışında Kurtarıcı, yalnız duruyordu. Kalabalığın sesi kesilmişti. Etrafta korkunç bir sessizlik hüküm sürüyordu. İsa'nın söylediği sözler, kalabalığın üzerinde güçlü bir fırtına etkisi yarattı: “Benim evime dua evi denilecek diye yazılmıştır; fakat siz burayı haydut inine çevirdiniz!”3Sesi tapınak boyunca yankılandı. Bu manzaradan hoşnut olmadığı yüzünden okunuyordu. Sert bir ses tonuyla şöyle buyurdu: “Kaldırın bunları buradan!”4 SO 578.3

Tapınağın görevlileri üç yıl önce İsa'nın buyruğundan kaçtıklarından dolayı utanmışlardı. Niçin korkup sıradan bir kişinin buyruğunu hemen yerine getirdiklerine şaşırmışlardı. O'nun buyruğuna bir kez daha boyun eğmelerinin imkansız olduğunu düşündüler. Buna karşın öncekinden daha fazla korkmuşlardı ve O'nun buyruğunu yerine getirmek için daha fazla acele ediyorlardı. O'nun yetkisinden kuşku duyan hiç kimse yoktu. Hahamlar ve tüccarlar, sığırlarını da yanlarına alarak tapınaktan uzaklaştılar. SO 579.1

Yolda insanları iyileştiren Yüce Kişi'yi soran ve yanlarında hastalarını getiren bir kalabalıkla karşılaştılar. Tapmaktan kaçanların söylediği sözler, bazılarının korkup geri dönmelerine neden oldu. Bir buyruğuyla Yahudi liderleri tapınaktan kovan bu güçlü Kişi ile karşılaşmaktan korktular; fakat birçoğu, kalabalığın arasından geçerek tek umutları olan Kişi'ye ulaşmaya çalıştı. Kalabalık tapınaktan ayrıldığında birçoğu geride kaldı. Yeni gelenler de onlara katıldılar. Tapınağın avlusu tekrar hasta ve acı çeken insanlarla doldu. İsa onlara yine yardım etti. SO 579.2

Yahudi liderler bir süre sonra tapınağa geri döndüler. Halkın ü- zerindeki panik dindiğinde, İsa'nın bu kez ne yapacağını merak etmeye başladılar. Davut'un tahtına geçmesini beklediler. Tapmağa sessizce döndüklerinde Allah'ı yücelten insanların seslerini duydular. Tapınağa girerken bu harikulade manzarayı gördüklerinde çok şaşırdılar. Hastaların iyileştirildiğini, körlerin gözlerinin açıldığını, sağırların duymaya başladığını ve oradaki herkesin sevinç içinde olduğunu gördüler. İsa onların hastalıklarını iyileştirmişti; İsa kendisine minnettar olan bu insanları sevgiyle kucaklamıştı. Çocuklar neşe içinde O'nu yüceltiyorlardı. İsa, halka dersler verirken bazıları O'nun kucağında uyuyakalmıştı. Bir önceki günün övgü dolu sözlerini tekrarlıyor ve hurma dalları ile Kurtarıcı'yı selamlıyorlardı. Onların şu haykırışları tapınak boyunca yankılandı: “Kutsansın Rab'bin adıyla gelen!”5“İşte kralın geliyor! O, adil, kurtarıcı ve alçakgönüllüdür.”6“Davut Oğlu'na hozana.”7 SO 579.3

Sevinç içindeki halkın sesi tapınak görevlilerini öfkelendirdi. Kalabalığı dağıtmaya karar verdiler. Çocukların girmesi ve böyle sevinç çığlıkları atılması sonucunda Allah'ın Evi'nin kutsallığının bozulduğunu iddia ettiler. Sözlerinin halkın üzerinde etkili olamadığını görünce İsa'ya sordular: “Bunların ne dediğini duyuyor musun?” İsa, şöyle cevap verdi: “Evet duyuyorum. Siz şunu hiç okumadınız mı? 'Küçük çocukların ve emzikte olanların ağzından kendine övgüler döktür-dün.'”8Peygamberlik, İsa'nın kral olarak ilan edileceğini önceden bildirmişti; ve bu sözün yerine gelmesi gerekiyordu. İsrail'in dini liderleri O'nun görkemini müjdelemeyi reddettiler. Allah kendisinin tanığı olmaları için çocukların kalplerine hitap etti. Çocuklar sussa bile, tapınağın direkleri Allah'ı yüceltmek için yankılanırdı. SO 580.1

Ferisiler korku ve şaşkınlık içindeydiler. Korkutamadıkları Kişi'nin buyruğuna uyuyorlardı. İsa tapınağın koruyucusu olarak yerini almıştı. Böylesine büyük bir yetkiyi daha önce hiç kullanmamıştı. Kudüs boyunca birçok mucizeler gerçekleştirmişti; fakat daha önce hiç bu kadar etkileyici olmamıştı. Daha önce söylediği sözlerde ve yaptığı işlerde böylesine büyük bir güce sahip olduğunu bu kadar açık bir şekilde hiç göstermemişti. Yahudi liderler, İsa'nın yaptığı mucizelere tanık olan halkın önünde O'na açıkça düşmanlık göstermeye cesaret edemediler. O'nun verdiği cevaptan dolayı öfke ve şaşkınlık içinde olmalarına rağmen, o gün daha başka bir şey yapamadılar. SO 580.2

Ertesi sabah Yüksek Kurul, İsa'ya karşı nasıl bir yol izleyeceklerini düşünmeye başladı. Üç yıl önce İsa'dan, Mesih olduğunu kanıtlayan bir belirti göstermesini talep etmişlerdi. O zamandan beri İsa, tüm ülke boyunca birçok mucizeler gerçekleştirmişti. Hastaları iyileştirmiş, binlerce kişiyi gerçekleştirdiği mucize ile doyurmuş, göldeki azgın dalgaların üzerinde yürümüştü ve şiddetli fırtınayı bir tek sözüyle dindirmişti. İnsanların yüreğinden geçenleri açık bir kitap gibi defalarca okumuştu; kötü ruhları kovmuş ve ölüleri diriltmişti. Yahudi liderlerin önünde O'nun Mesih olduğunu açıkça gösteren kanıtlar vardı. Bu kez İsa'dan, kendisinin yetkisini kanıtlayan bir belirti göstermesini talep etmemeye karar verdiler. Bunun yerine O'nu mahkum etmek için çeşitli planlar yapmaya başladılar. SO 580.3

İsa tapınağa girmiş ders veriyordu. Bu sırada hahamlar ve halkın ihtiyarları O'nun yanına gelerek, “Bunları hangi yetkiyle yapıyorsun? Bu yetkiyi sana kim verdi?” diye sordular.9Yetkisinin Allah'tan olduğunu iddia etmesini beklediler. Böyle bir iddiayı reddetmek niyetin- deydiler. Fakat İsa buna karşılık olarak başka bir konu ile ilgili bir soru sordu: “Yahya'nın vaftiz etme yetkisi nereden geldi?”10 SO 581.1

Hahamlar, zor duruma düştüklerini gördüler. Eğer Yahya'nın vaftiz etme yetkisinin Allah'tan11olduğunu söyleselerdi, kararsızlıkları ortaya çıkacaktı. O zaman İsa, onlara şöyle diyecekti: “Öyleyse ona niçin inanmadınız?”12Yahya, İsa'ya tanıklık etti: İşte dünyanın günahını ortadan kaldıran Allah Kuzusu!”13Eğer hahamlar Yahya'nın tanıklığına inansalardı, İsa'nın Mesihliğini nasıl reddedebilirlerdi. Yahya'nın yetkisini insanlardan aldığına inanıyorlardı ve bunu açıkça bildirseler, halkın öfkesini şiddetli bir kasırga gibi üzerlerine çekeceklerdi. Çünkü halk, Yahya'nın peygamber olduğuna inanıyordu. SO 581.2

Halk yoğun bir ilgiyle kararı bekledi. Hahamların, Yahya'nın yetkisini kabul ettiklerini açıkça bildirdiklerini biliyorlardı; onlardan, Yahya'nın Allah tarafından gönderildiğini kuşku duymadan kabul etmelerini bekliyorlardı; fakat hahamlar, gizlice bir araya gelerek bir süre düşündükten sonra iki yüzlü bir şekilde bilgisizliklerini açıkça göstererek, “Bilmiyoruz” diye cevap verdiler. İsa, “Ben de size bunları hangi yetkiyle yaptığımı söylemeyeceğim” dedi.14 SO 581.3

Ansızın hahamların ve din yorumcularının üzerine derin bir sessizlik çöktü. Şaşırmış ve hayal kırıklığına uğramış oldukları için öfkeliydiler. Bu yüzden İsa'ya başka bir soru sormaya cesaret edemediler. Korkaklıkları ve kararsızlıkları ile halkın gözündeki itibarlarını büyük ölçüde yitirdiler. Bu kibirli ve kendilerini üstün gören kişilerin bozguna uğradığını gören halk çok şaşırmıştı. SO 581.4

İsa'nın söylediği sözlerin ve yaptığı işlerin tümü son derece ö- nemliydi. Etkileri, çarmıha gerildikten ve göğe yükseldikten sonra da gittikçe artarak hissedilecekti. İsa'nın Yahudiler ile tartışmasının sonucunu merakla bekleyenlerin birçoğu, önce o gün söylediği sözlerden etkilenecekler ve sonunda O'nun öğrencileri olacaklardı. SO 582.1

Tapınağın avlusunda tanık oldukları manzara hafızalarından asla silinmeyecekti. Kendi aralarında da konuştukları gibi, İsa ve başkâhin arasındaki farka bizzat tanık oldular. Kibirli tapınak görevlisi zengin ve gösterişli giysiler giyiyordu. Başında parıldayan bir taç taşıyordu. Ağarmış saçı ve uzun sakalı ile halkın gözünde ulu bir görünüme sahipti. Dış görünümü, halkı kendisine hürmet etmeye yöneltiyordu. Halkın gözünde aziz biri olan bu kişinin yanında kendisine hiç bir hayranlık gösterisinde bulunmayan Kişi, yani Göklerin Hakimi duruyordu. Yolculuktan dolayı elbiseleri tozlanmıştı. Yorgunluktan dolayı yüzünde solgun bir ifade vardı; buna karşın kibirli, kendisini üstün gören ve öfkeli başkâhinin karakterinin tam tersi olan Kurtarıcı'nın ağırbaşlılığı ve iyi huyluluğu açıkça görülüyordu. İsa'nın tapmakta söylediği sözlere ve yaptığı işlere tanık olanların birçoğu O'nun, Allah'ın bir peygamberi olduğuna inandı; fakat halkın O'na duyduğu ilgi arttıkça, hahamların öfkesi de arttı. Kurdukları tuzaklardan zekası sayesinde kurtulması O'nun ilahi karakterini bir kez daha kanıtlıyor. Ama bu durum onları daha da çok öfkelendiriyordu. SO 582.2

İsa, rabbilerle tartışırken onları küçük düşürmeyi amaçlamadı. Onların zor duruma düştüğünü görmekten memnun değildi. Vermek istediği önemli bir ders vardı. Düşmanları kurdukları tuzağa kendileri düştüler. Vaftizci Yahya'nın karakteri hakkındaki bilgisizlikleri O'na konuşma fırsatı verdi. İsa, gerçek durumlarını onların gözlerinin önüne sererek ve daha önce de verdiği uyarılara bir yenisini daha ekleyerek bu fırsatı en iyi şekilde kullandı. SO 582.3

“Ama şuna ne dersiniz? Bir adamın iki oğlu varmış. Adam birincisine gelip, 'Oğlum, git bugün bağda çalış' dediğinde oğlu, 'Gitmem' demiş; fakat sonra pişman olup gitmiş. Adam ikinci oğluna da gidip aynı şeyi söylemiş. O da, 'Giderim efendim' demiş, ama gitmemiş. İkisinden hangisi babasının isteğini yerine getirmiş olur?” SO 582.4

İsa'nın sözlerini dikkatle dinlediler ve hemen “birincisi”15diye cevap verdiler. İsa dikkatle onlara doğru bakarak gayet ciddi bir ses tonuyla şöyle dedi: “Size doğrusunu söyleyeyim: vergi görevlileriyle fahişeler, Allah'ın Egemenliğine sizden önce girerler. Yahya size doğruluk göstermeye geldi, siz O'na inanmadınız. Oysa vergi görevlileriyle fahişeler O'na inandılar. Siz bunu gördükten sonra bile pişman olup O'na inanmadınız.”'16 SO 582.5

Hahamlar ve din bilginleri İsa'nın sorusuna doğru cevap vermek durumundaydılar. Böylece onların düşüncesine göre de doğru seçim “birinci oğul” idi. Bu oğul, Ferisiler tarafından hor görülen ve nefret edilen vergi görevlilerini temsil ediyordu. Vergi görevlileri .doğru yoldan tamamen çıkmışlardı. Allah'ın Yasası'nı sürekli ihlal ediyor ve O'nun isteklerini yerine getirmemek için direniyorlardı. Nankör ve kutsallıktan yoksun hale gelmişlerdi; kendilerine gidip Rab'bin bağında çalışmaları söylendiğinde hakaret dolu sözlerle bunu reddetmişlerdi. Fakat Yahya tövbe etmelerini bildirerek ve vaftiz ederek geldiğinde, vergi görevlileri O'nun mesajını kabul etmişler ve vaftiz olmuşlardı. SO 583.1

İkinci oğul, Yahudi ulusunun liderlerini temsil ediyordu. Ferisilerin bazıları tövbe etmişler ve Yahya tarafından vaftiz edilmişlerdi; fakat Yahudi liderler, O'nun Allah tarafından gönderildiğine inanmak istemiyorlardı. Yahya'nın uyarıları ve eleştirileri, onları doğru yola getirmeye yetmedi. “Yahya tarafından vaftiz edilmek istemeyen Ferisiler ve Kutsal Yasa uzmanları, Allah'ın kendileri ile ilgili tasarısını reddettiler.”17O'nun mesajını hor gördüler. Tıpkı çağrıldığında gideceğini söyleyen ama gitmeyen ikinci oğul gibi hahamlar ve din yorumcuları da, kendilerini Allah'a bağlıymış gibi göstermeye çalıştılar; fakat gerçekte O'na itaatsizlik ettiler. Sürekli dindarlıklarıyla övünüp durdular ve Allah'ın yasasına uyduklarını iddia ettiler; ama bunu hiçbir zaman gerçekleştirmediler. Vergi görevlileri ise Ferisiler tarafından kafir diye suçlandılar ve lanetlendiler; fakat imanları ve yaptıkları işlerle, dini liderlerden daha önce Allah'ın Egemenliğine girecekleri açıktı. SO 583.2

Hahamlar ve din yorumcuları bu büyük gerçekleri dinlemeye dayanamıyorlardı; buna rağmen İsa'nın, kendisinin aleyhinde yorumlayabilecekleri bir söz söylemesini umut ediyorlardı. Ama daha katlanmaları gereken çok şey vardı. SO 583.3

İsa “Bir örnek daha dinleyin” dedi. “Toprak sahibi bir adam bir bağ dikmiş, çevresini çitle çevirmiş ve üzüm sıkmak için bir çukur kazmış. Bir de bekçi kulesi yapmış. Sonra bağı bağcılara kiralayıp yola çıkmış. Bağ bozumu yaklaşınca, üründen kendisine düşeni almak için kölelerini bağcılara göndermiş. Bağcılar adamın kölelerini yakalamış, birini dövmüş, birini öldürmüş, diğerini de taşlamışlar. Bağ sahibi bu kez ilkinden daha çok sayıda köle göndermiş. Bağcılar bunlara da aynı şeyi yapmışlar. Sonunda bağ sahibi 'oğlumu sayarlar' diyerek bağcılara onu göndermiş; fakat bağcılar adamın oğlunu görünce birbirlerine, 'Mirasçı bu; gelin onu öldürüp mirasına konalım' demişler. Böylece onu yakalayıp bağdan dışarı atmış ve öldürmüşler. Bu durumda bağın sahibi geldiği zaman bağcılara ne yapacak?”18 SO 584.1

İsa orada bulunan tüm halka seslenmişti; fakat bu soruya hahamlar ve din yorumcuları cevap verdiler: “Bu adamları korkunç bir şekilde yok edecek; bağı da ürününü de kendisine zamanında verecek olan başka bağcılara kiralayacak.”19Yahudi liderler ilk önce bu örnekte anlatılmak istenen ana düşünceyi kavrayamamışlardı; fakat bu sözleriyle, kendileri hakkında da açıkça hüküm vermiş oldular. Örnekteki bağ sahibi Allah'ı, bağ Yahudi ulusunu ve çit de onların koruyucusu olan Kutsal Yasa'yı temsil ediyordu. Bekçi kulesi, tapınağın simgesiydi. Bağın sahibi onun iyi ürün vermesi için gerekli olan her şeyi yapmıştı. Bağcı şöyle sorar: “Bağım için yapmadığım ne kaldı?”20Allah'ın İsrail'e gösterdiği ilgi böyle temsil edildi; ve bağı kiralayanların, bağın ürününden belli bir miktarda bağ sahibine vermesi gerektiği gibi, Allah'ın halkı da, kendilerine verilen kutsal ayrıcalıklarla uyum içinde bir yaşam sürerek Allah'a olan minnettarlığını belirtmelidir. Fakat bağı kiralayanların, bağ sahibinin ürün alması için gönderdiği oğlunu öldürdüğü gibi, Yahudiler de Allah'ın onları tövbeye çağırmak için gönderdiği birçok peygamberi öldürdüler. Allah'ın elçileri birbiri ardına öldürüldüler. Örnekte anlatılmak istenen asıl düşünce, o ana dek anlaşılamamıştı. Hahamlar ve din yorumcuları, bağ sahibinin, itaatsiz hizmetkarlarına gönderdiği ve onların yakalayıp öldürdüğü çok sevdiği oğlunun, İsa'yı ve O'nun çok yakında yaşayacağı acılarla dolu korkunç olayları temsil ettiğini açıkça gördüler. Allah'ın, kendilerini düzeltme- leri için son bir uyarı olarak gönderdiği İsa'yı öldürmeyi tasarlıyorlardı. Bağın nankör kiracılarının başına gelecek felaket, İsa'yı ölüme götürenlerin başlarına gelecek olan felaketi temsil ediyordu. SO 584.2

Kurtarıcı, onlara merhametle bakarak sözlerine devam etti: “Kutsal Yazı'da şu sözleri hiç okumadınız mı?; 'Yapıcıların reddettiği taş, işte köşenin baş tacı oldu. Rab'bin işidir bu! Gözümüzde harika bir iş! Bu nedenle size şunu söyleyeyim: Allah'ın Egemenliği sizden alınacak ve bunun ürünlerini yetiştirecek bir ulusa verilecek. Bu taşın üzerine düşen paramparça olacak; taş da kimin üzerine düşerse, onu ezip toz edecek.”21 SO 585.1

Yahudiler bu peygamberliğin Mesih'i işaret ettiğini belirterek, havrada onu defalarca kez anlatmışlardı. İsa, Yahudi dininin ve tüm kurtuluş planının “köşe taşı” idi. Yahudiler, hahamlar ve din bilginleri, bu temel taşını şimdi reddediyorlardı. Kurtarıcı, onların dikkatini içine düştükleri tehlikeyi gösteren peygamberliklere çekti. Yapmak üzere oldukları işin yanlışlığını onlara göstermek için her türlü çabayı harcadı. SO 585.2

İsa onlara, “Bu durumda bağın sahibi geldiği zaman bağcılara ne yapacak?”22diye sorduğunda sözlerinin başka bir amacı daha vardı. Ferisilerin aynı cevabı vermelerini amaçladı. Onların kendileri hakkında hüküm vermelerini amaçladı. O'nun uyarılarını dinlememeleri ve tövbe etmemeleri sonucunda başlarına gelecek felaketi kendileri hazırladılar. İsa onların kendilerini felakete sürüklediklerini görmelerini istiyordu. Başlayan ve sadece şehirlerinin ve tapınaklarının yok edilmesiyle kalmayıp aynı zamanda ulusun dağılması ile son bulacak olan Allah'ın adaletini, ulusça kendilerine tanınan ayrıcalıkların geri alınmasında onlara göstermeyi amaçladı. SO 585.3

İsa'yı dinleyenler, uyarıyı kabul ettiler; fakat kendilerinin verdiği hükme rağmen, hahamlar ve din bilginleri tasarılarını şu sözlerle tamamladılar: “Mirasçı bu; gelin onu öldürelim.”23O'nu tutuklamak istedilerse de halkın tepkisinden korktular; çünkü halk ona büyük bir ilgi duyuyordu. SO 585.4

İsa reddedilen taş ile ilgili peygamberliği anlatarak İsrail'in tarihinde yaşanmış bir olaydan yani ilk tapınağın kurulmasından söz etti. İsa'nın ilk gelişindeki çağda büyük bir önemi varken ve özellikle Yahudilerin bu olaydan ders almaları gerekirken, bundan aynı zamanda biz de ders almalıyız. Süleyman'ın tapınağı kurulduğunda, tapınağın duvarları ve temeli için taş ocağında muazzam büyüklükte taşlar hazırlandı; taşlar tapınağın kurulacağı yere getirildikten sonra onları yerleştirmek için hiçbir özel alet kullanılmayacaktı. İşçiler taşları kendi elleriyle yerleştireceklerdi. Temelde kullanılmak üzere büyük ve farklı şekilde bir taş getirildi; fakat işçiler, onu yerleştirecek bir yer bulamadılar ve onu kabul etmek istemediler. Taşın, kullanılmadığı halde çalıştıkları alanda yer işgal etmesinden rahatsız oluyorlardı. SO 585.5

Fakat tapmağı kuranlar binanın köşe kısmını kuracakları zaman köşedeki boşluğu doldurması ve tapınağın taşıyacağı büyük ağırlığa dayanması için, uzun bir süre yeterli büyüklük ve güce; aynı zamanda uygun şekle sahip olan bir taş aradılar. Eğer bu önemli kısım için uygun taşı seçemezlerse, tüm binanın güvenliği tehlikeye girecekti. Güneşin, soğuğun ve fırtınanın etkisine dayanabilecek güçte bir taş bulmalıydılar. Bunun için birkaç kez birbirinden farklı taşlar getirilmişti; fakat hepsi de binanın muazzam ağırlığına dayanamayıp paramparça olmuşlardı. Diğerleri de ani iklim değişikliklerine dayanamadılar. SO 586.1

Sonunda herkesin dikkati uzun süre önce reddedilen taşa çevrildi. Bu taş güneşe, her türlü iklim şartlarına ve fırtınaya maruz kalmış, fakat hiçbir şekilde zarar görmemişti. Binayı inşa edenler bu taşı denemişlerdi. Bu taş, ağırlığa dayanıklılık konusunda denenmemişti. Tapınağın ağırlığına dayanabildiği takdirde onu köşe taşı olarak kabul etmeye karar verdiler. Bunu denediler. Taş kabul edildi, belirlenen yere getirildi ve yerleştirildiği boşluğa tam olarak oturdu. SO 586.2

Peygamber görüşüyle Yeşaya'ya bu taşın İsa'yı simgelediği gösterildi. Yeşaya şöyle der: “Her Şeye Egemen Rab'bi kutsal sayın. Korkunuz ve yılgınlığınız O'ndan olsun. Sizin tapınağınız O olacak. Ama İsrail'in iki evi için sürçme taşı ve tökezleme kayası, Kudüs'te yaşayanlar için ise kapan ve tuzak olacak. Birçoklan sendeleyip düşecek, parçalanacak ve tuzağa düşüp ele geçecek.”24İlk gelişindeki çağda İsa'nın, Süleyman'ın tapınağındaki köşe taşının temsil ettiği zorluklara katlanacağı ve denenmelerden geçeceği peygamber görüşü ile Yeşaya'ya gösterilir. “Ama Egemen Rab şöyle diyor: 'Bakın, Siyon'a sağlam temel olarak bir taş, denenme taşı, değerli bir köşe taşı yerleştiriyorum. O'na güvenen hüsrana uğramayacaktır. SO 586.3

Allah, sonsuz düşünce gücüyle temel taşını seçti ve onu kendisi yerleştirdi. O, tüm dünyanın yükünü taşıyabilir; bu yükün ağırlığına dayanabilir. Onun üzerine güvenli bir şekilde bina kurulabilir. İsa,denenmiş bir taştır. Kendisine güvenenleri asla hayal kırıklığına uğratmaz. Her türlü denenmeye sabırla dayanmıştır. Adem'in ve onun devam eden neslinin suçunun yükünü taşımış ve karanlığın güçlerini yenmiştir. Tövbe eden herkesin günahının yükünü taşımıştır. Suçlu yürek İsa'da huzur bulmuştur. O, sağlam temeldir. O'na güvenenler, güven içinde olurlar. SO 587.1

Yeşaya'nın peygamberliğinde İsa'nın hem temel taşı, hem de sürçme taşı olduğu bildirilir. Elçi Petrus, Kutsal Ruh'un esinlemesi ile yazarak İsa'nın kimler için temel taşı, kimler için reddedilen taş olduğunu açıkça gösterir. “Rab'bin iyiliğini tattınız. İnsanlarca reddedilmiş, ama Allah'a göre seçkin ve değerli olan diri taşa, Rab'be gelin. O sizi diri taşlar olarak ruhsal bir tapmağın yapımında kullansın. Böylelikle İsa Mesih aracılığıyla Allah'ın beğenisini kazanan ruhsal kurbanlar sunmak üzere kutsal bir kâhinler topluluğu olursunuz. Çünkü Kutsal Yazı'da şöyle deniyor: 'İşte Siyon'da bir taş, seçkin ve değerli bir köşe taşı koyuyorum. O'na iman eden hiç utandırılmayacak.' İman eden Sizler için bu taş değerlidir. Yapıcıların reddettiği taş, işte köşenin baş taşı, sürçme taşı ve tökezleme kayası oldu.”26 SO 587.2

İsa, inananların sağlam temelidir. Onlar, Kaya'nın üzerine düşüp parçalananlardır. Burada İsa'ya bağlı olmak ve O'na iman etmek temsil edilmektedir. Kaya'nın üzerine düşüp parçalanmak, günahlarımızdan dönerek ve O'nun affedici sevgisine inanarak, sürekli kendimizi haklı gören düşüncelerden vazgeçmek ve tıpkı küçük bir çocuk kadar alçakgönüllü bir yürekle İsa'ya gelmek demektir. Temelimiz olarak İsa'nın üzerine bina kurabilmemiz, O'na olan bağlılığımız ve imanımız sayesinde olur. SO 587.3

Bu diri taşın üzerine Yahudiler ve diğer uluslar da bina kurabilirler. Bu, üzerine güvenle bina kurabileceğimiz tek temeldir ve tüm dünyanın yükünü taşıyabilecek kadar güçlüdür. İsa ile ilişkide bulunarak yani bu diri taşı temel alarak üzerine bina edenler de diri taşlar olurlar. Birçok kişi kendi çabalarıyla yontulur, cilalanır ve düzgün bir şekil almak ister; fakat onlar asla “diri taşlar” olamazlar; çünkü İsa'ya bağlı değildirler. Bu bağlılıktan yoksun olan hiç kimse kurtarılamaz. İçimizde İsa'nın yaşamı olmadığı sürece günahın güçlü fırtınalarına karşı direnemeyiz. Sonsuz güvenliğimiz, sağlam temel üzerine bina kurmamıza bağlıdır. Günümüzde birçok kişi, temeli sağlam olmayan yerler üzerine bina kurmaktadır. Yağmur yağdığında, fırtına çıktığında ve her yeri sel bastığında onların evleri çökecektir; onlar evlerini sonsuz kaya, baş köşe taşı üzerine - İsa Mesih üzerine kurmamışlardır. SO 587.4

İsa, “Allah'ın sözünü yerine getirmeyenler tarafından” reddedilen bir taştır. Fakat “yapıcıların reddettiği taş, işte köşenin baş tacı oldu.”27Tıpkı reddedilen taş gibi, İsa da yeryüzündeki yaşamında reddedildi, hor görüldü. “Hor görüldü, yapayalnız bırakıldı. Acıyı ve elemi yakından tanıdı. İnsanların yüz çevirdiği biri gibi hor görüldü; O'na değer vermedik.”28Fakat yüceliğinin görüleceği zaman yakındı. “Ölümden dirilişiyle Tanrı'nın Oğlu olduğu kudretle ilan edildi.”29İkinci gelişinde O'nun, yeryüzünün ve gökyüzünün Rab'bi olduğu açıkça görülecekti. İsa'yı şimdi çarmıha germek üzere olanlar, O'nun yüceliğini tanıyacaklardı. Reddedilen taş, tüm evrenin önünde köşenin baş taşı olacaktı. SO 588.1

“Bu taşın üzerine düşen paramparça olacak; taş da kimin üzerine düşerse, onu ezip toz edecek.”30İsa'yı reddeden halk, çok yakında şehirlerinin ve uluslarının yok edildiğini görecekti. Onlar görkemlerini yitirecekler ve rüzgarın önündeki toz gibi dağılacaklardı. Yahudilerin yok edilmesine sebep olan şey neydi? Sağlam Kaya'nın üzerine bina kursalardı, güvende olacaklardı. Allah'ın iyiliğini hor gördüler, dürüstlüğünü reddettiler ve lütfuna önem vermediler. İnsanlar Allah'a karşı geldiler ve kurtuluşları için kendilerine verilen fırsatların değerini bilemediler. Yahudilerin İsa'yı çarmıha germesiyle Kudüs'ün önündeki karanlık günler başlamıştı. Çarmıhın üzerinde dökülen kan, hem bu dünyada hem de yargı gününde onlara felaket getirecekti. Allah'ın lütfunu reddedenler, hesaba çekilecekleri gün böyle yargılanacaklardır. İsa, onların reddettikleri taş, onlara korkunç bir dağ olarak görü- necektir. Dürüstler için yaşam olan yüzünün görkemi kötüler .çın tüketen bir ateş gibi olacaktır. Günahkar, reddettiği sevgi ve hor gördüğü lütuf yüzünden yok olacaktır. SO 588.2

İsa anlattığı birçok benzetmelerle ve verdiği uyarılarla Tanrı'nın Oğlu'nu reddetmenin sonucunun ne olacağını Yahudilere açıkça gösterdi. Bu sözleriyle, kendisini Kurtarıcı olarak kabul etmeyi reddeden tüm çağlardaki herkese seslendi. Her uyarı onlar içindir. Kutsallığı bozulan tapınak, söz dinlemeyen oğul, bağın ası kiracıları, taşı reddeden bina işçileri günahkarların en belirgin temsilcileridirler. Günahkar, tövbe etmediği sürece başına gelecek felaketten kurtulması mümkün. SO 589.1

Bu bölüm. Matta 21:12-16, 23-46, Markos 11:15-19, 27-33; 12:1-12 ve Luka 19:45-48; 20:l-19'a dayanmaktadır. SO 589.2