Sevgi öğretmeni

48/88

47. Görev

Tüm geceyi dağ yamacında geçirmişlerdi. Güneş doğduğunda İsa ve öğrencileri ovaya indiler. Tanık oldukları olay karşısında korkuya kapılan öğrencilerin üzerine sessizlik çökmüş, onları derin bir düşünce almıştı. Petrus'un bile söyleyecek bir sözü yoktu. Gökyüzünün kutsal ışığının parıldadığı ve Tanrı Oğlu'nun görkemini gözler önüne serdiği bu kutsal yerde kalmayı istiyorlardı; fakat uzakta ve yakında İsa'yı aramakta olan insanlar için yapmaları gereken görevler vardı. SO 417.1

Dağın eteklerinde geride kalan, fakat İsa'nın nerede bulunduğunu bilmeyen öğrencilerin rehberlik ettiği büyük bir kalabalık toplanmıştı. Dağdan inerlerken İsa üç öğrencisine tanık oldukları şeyler hakkında hiç kimseye bir şey anlatmamalarını söyleyerek şöyle buyurdu: “İnsanoğlu ölümden dirilmeden önce, gördüklerinizi kimseye söylemeyin!”1Öğrenciler, kendilerine verilen bu vahyi yüreklerinde sak- lamalı ve hiç kimseye anlatmamalıydılar. Bu konuyla ilgili olarak halka açıklama yapmak, sadece onların şaşırmalarına hatta alay etmelerine sebep olurdu. İsa ölümden dirilinceye kadar diğer dokuz elçi de bu olayı anlamayacaktı. Dağda geçen olayları seçilmiş olan üç öğrenci bile zor anlayabildiğine göre, diğer öğrencilerin -İsa, önündeki kaderi onlara açıklamasına rağmen- ölümden dirilmenin ne demek olduğunu kendi kendilerine sormalarından onların anlayışlarının ne kadar zayıf olduğu gerçeği gözler önüne serilmektedir. Tüm bu anlayışsızlıklarına rağmen İsa'dan, bu konuda bir açıklama yapmasını istemediler. İsa'nın gelecek ile ilgili sözleri onları öylesine üzmüştü ki O'ndan ilave bir açıklama beklemediler. Hatta tüm bu olayların bir daha hiç olmamasını ümit ettiler. SO 417.2

Ovada toplanan halk İsa'nın geldiğini görünce koşup büyük bir sevgiyle O'nu selamladılar. İsa yine de halkın şaşkın, öğrencilerinin üzüntülü olduğunu gördü. Kendilerini hayal kırıklığına uğratan ve küçük düşüren bir olay yaşamışlardı. SO 418.1

Onlar dağın eteklerinde beklerlerken, kötü bir ruhun kendisine eziyet ettiği oğlunun iyileştirmesi için bir adam çocuğunu onların yanına getirmişti. İsa Onikiler'i Celile boyunca Müjde'yi vaaz etmeleri için görevlendirdiğinde öğrencilerine cinleri kovma yetkisi vermişti. İmanları güçlü olduğu zaman, kötü ruhlar onların sözünü dinler hale gelmişti. Şimdi İsa adına çocuğa zulmeden bu kötü ruhun, kurbanını rahat bırakmasını buyurdular; fakat cin gücünü bir kez daha göstererek onlarla adeta alay etti. Yenilgilerini kabul edemeyen öğrenciler kendilerinin ve Öğretmenlerinin bu olay sonucunda küçük düşürüldüğünü düşündüler. Kalabalığın arasında onları küçük düşürmek için bu fırsatı en iyi şekilde kullanan din yorumcuları vardı. Kendilerinin ve Öğretmenlerinin bir sahtekar olup olmadığını sorgulamak için öğrencilere baskı yaptılar. Öğretmenler burada kötü bir ruhu ne öğrencilerince de İsa'nın koyabileceğini ilan ettiler. Halk, din yorumcularından yana olmaya eğilimliydi ve onların yüreğini birden bire nefret ve hakaret dolu duygular kapladı. SO 418.2

Fakat ansızın suçlamalar dindi. İsa ve üç öğrencisinin yaklaştığı görüldü. Ani bir duygu değişimi sonucu halk İsa'yı karşılamaya gitti. Gökyüzü ile birliktelik kurduğu gece, Kurtarıcı'nın ve öğrencilerinin üzerinde bazı izler bırakmıştı. Onların yüzlerinde kendilerine doğru bakan kişileri korkutan bir ışık vardı. Halk, İsa'yı karşıladığında din yorumcuları korkuyla geri çekildiler. SO 418.3

Kurtarıcı sanki orada olup biten her şeye tanık olmuş gibi, öğrenciler ile din yorumcularının tartıştığı yere geldi ve öğrencilerine şöyle dedi: “Onlarla ne tartışıyorsunuz?”1 SO 418.4

Şimdi herkes sessiz olmasına rağmen biraz önce tüm kalabalığı saran bir gürültü vardı. Halk telaşlanmıştı. Hasta çocuğun babası kalabalığı yarıp geldi ve İsa'nın ayaklarına kapandı. Başından geçen üzücü olayları ve nasıl hayal kırıklığına uğradığını anlattı. SO 418.5

“Adam, 'Öğretmenim' diye karşılık verdi, 'dilsiz bir ruha tutsak olan oğlumu sana getirdim. Ruh onu nerede yakalarsa yere çarpıyor. Çocuk ağzından köpükler saçıyor, dişlerini gıcırdatıyor ve kaskatı kesiliyor. Ruhu kovmaları için öğrencilerine başvurdum, ama başaramadılar.”2 İsa çevresine bakındığında korkuya kapılmış kalabalığı, din yorumcularını ve şaşkınlık içindeki öğrencilerini gördü. Herkesin yüreğindeki inançsızlığı okudu ve acı içinde şöyle haykırdı: “Ey imansız kuşak! Sizinle daha ne kadar katlanacağım?” Daha sonra yüreği acı dolu babaya, “Çocuğunu buraya getir”3diye buyurdu. SO 418.6

Çocuk, İsa'nın yanına getirildi ve İsa ona dikkatle bakarken çocuk acı içinde yerde kıvranmaya başladı. Çocuk yerde yuvarlanarak ve ağzından köpükler çıkararak korkunç çığlıklar atıyordu. SO 419.1

Yaşamın Prensi ve karanlığın gücünün prensi tekrar karşı karşıya gelmişti. İsa “tutsakları ve zulüm görenleri özgürlüğüne kavuşturduğu”4hizmetini yerine getiriyordu. Şeytan ise kurbanını kendi kontrolü altında tutmaya çalışıyordu. Gözle görülmeyen ışık melekleri ve kötü meleklerin ordusu bu çatışmayı görmek için yaklaşıyorlardı. İzleyenlerin çocuğun ondan kurtarılışının gerçekleşmek üzere olduğunu anlamaları için İsa, kısa bir süre kötü ruhun gücünü göstermesine izin verdi. SO 419.2

Kalabalık, nefesini tutmuş olarak bu olayı izliyordu. Acı içindeki baba bir yandan oğlunun iyileşeceğini umut ediyor, diğer yandan da korkuyordu. İsa çocuğun babasına sordu: “Bu hal çocuğun başına geleli ne kadar oldu?” Adam yıllardır çektiği acıları anlattı ve daha sonra artık dayanacak gücü kalmamışçasına şöyle haykırdı: “Elinden bir şey gelirse bize yardım et! Halimize acı!” “Elinden gelirse.” Çocuğun babası bu sözleriyle şimdi bile İsa'nın gücünden şüphe ediyordu. SO 419.3

İsa şöyle cevap verdi: “İman ediyorsan, senin için her şey mümkündür”5İsa'nın gücü elbette ki buna yeterlidir; oğlunun iyileşmesi babanın imanına bağlıdır. Kendi zayıflığının farkında olan baba gözyaşları içinde İsa'nın ayaklarına kapanır ve şöyle haykırır: “İman ediyorum. İmansızlığımı yenmeme yardım et!”6 SO 419.4

İsa acı çeken çocuğa doğru döner ve şöyle der: “Sana buyuruyorum, dilsiz ve sağır ruh; çocuğun içinden çık ve ona bir daha girme!”7Daha sonra acı dolu bir haykırış duyulur. Cin sanki çocuğun canını alacakmış gibi görünür. Daha sonra yerde çocuk hareketsiz kalır ve sanki ölmüş gibi görünür. Kalabalık “o öldü” diye fısıldamaya başlar. İsa çocuğun elinden tutar ve onu ayağa kaldırır. Çocuk zihinsel ve bedensel olarak tamamıyla sağlığına kavuşmuştur. Baba ve oğul Kurtarıcı'larının adını yüceltirler. Kalabalık “Allah'ın muhteşem gücü-ne” şaşırır. Yenilgiye uğrayan din yorumcuları sessizce oradan uzaklaşırlar. SO 420.1

“Elinden bir şey gelirse bize yardım et! Halimize acı!”8Günahın yükü altında ezilen kaç kişi bu duayı etmiştir! Merhametli Kurtarıcı, onların hepsine de şu cevabı vermiştir: “İman ediyorsan senin için her şey mümkündür.”9Bizi gökyüzüne bağlayan ve karanlığın güçleriyle savaşmamız için bize güç veren imandır. Allah, İsa aracılığıyla her bir günahkarı doğru yola getirmek için ve ne kadar zor olursa olsun her türlü denenmeye karşı direnebilmesi için onlara imkanlar sağlamıştır. Fakat birçok kimse kendilerinin imandan yoksun olduklarını düşünürler ve bu yüzden İsa'dan uzaklaşırlar. Onlar bu durumda merhameti sonsuz olan Kurtarıcı'ya sığınmalıdırlar. Kendi güçlerine değil; İsa'nın gücüne güvenmelidirler. İnsanların arasında yaşadığında hataları iyileştiren ve kötü ruhları kovan Kişi yüce Kurtarıcı'dır. O bugüne kadar hiç değişmedi. İman Allah'ın Sözü ile gelir. Öyleyse O'nun şu vaadini alalım: “Bana geleni ben asla kovmam.”10O'nun ayaklarına kapanıp şöyle haykırın: “Rab, iman ediyorum. İmansızlığımı yenmeme yardım et!”11Bunu yaptığınız takdirde asla yok olmazsınız. SO 420.2

Kısa bir süre önce seçtiği üç öğrencisi, İsa'nın o muhteşem görkemini ve alçaltılmasını görmüşlerdir. İnsanlığı, Allah'ın görüntüsüne dönüşmüş ve Şeytan'ın benzerliğine düşürülmüş olarak görmüşlerdir. O'nun gökyüzü elçileri ile konuştuğu ve gökyüzünden gelen görkemli sesin aracılığıyla Tanrı'nın Oğlu olduğunun açıklandığı dağdan aşağıya, bu üzücü olayı görmek için hiçbir insani gücün dindiremeyeceği o büyük acının içinde kıvranan, dişlerini gıcırdatan ve ağzından köpükler çıkaran cine tutulmuş çocuğun yanma indiğini görmüşlerdir. Birkaç saat önce şaşkınlık içindeki öğrencilerinin önünde ilahi görkemiyle görünen bu yüce Kurtarıcı, acılar içinde kıvranan ve Şeytan'ın tutsağı olmuş bu çocuğu iyileştirmek için yardım elini uzatır; zihinsel ve bedensel olarak onu sağlığına kavuşturur ve babasına teslim eder. SO 420.3

Bu Kurtarılışla ile ilgili önemli bir derstir. Allah'ın görkemine sahip olan ilahi Kişi kaybolanları kurtarmak için yardım elini uzatmaktadır. Bu, öğrencilerin de görevini temsil etmektedir. İsa'nın hizmetkarlarının yaşamı, sadece O'nunla birlikte dağ yamacında ruhsal aydınlanma ile dolu saatlerle geçmez. Aşağıdaki ovada da yapmaları gereken işler vardır. Şeytan'ın tutsağı olanlar, kendilerini özgürlüklerine kavuşturacak olan iman ve dua dolu sözleri beklemektedirler. SO 421.1

Diğer dokuz öğrenci, başarısızlığa uğramalarının acısını yüreklerinde saklıyorlardı. Daha sonra öğrenciler İsa'ya, “Biz kötü ruhu neden kovamadık?” diye sordular. İsa, “Bunun sebebi imanınızın kıt olmasıdır ve size doğrusunu söyleyeyim; bir hardal tanesi kadar imanınız olsa şu dağa 'buradan şuraya göç' derseniz, göçer. Sizin için imkansız bir şey kalmaz.12Bu tür ruhlar ancak dua ve oruç ile kovulabilir” diye cevap verdi.13Onların İsa'ya daha derin bir sevgi duymalarını engelleyen inançsızlıkları ve kendilerine verilen bu kutsal göreve olan ilgisizlikleri, onların, kendi başarısızlıkları yüzünden karanlığın güçleri ile anlaşmazlığa düşmelerine neden oldu. SO 421.2

İsa'nın, ölümünü işaret eden sözleri, onların üzüntü ve kuşku duymalarına sebep oldu. İsa'nın dağ yamacına çıkarken öğrencilerinden sadece üç tanesini yanma alması, diğer öğrencilerin kıskançlık duymasına yol açtı. Onların imanını İsa'nın sözlerindeki derin düşünce ve dualarla güçlendirmek yerine sürekli cesaretlerini yitirmiş olmalarından ve kendi çektikleri sıkıntılarından söz ettiler. Bu durumda kötü ruhlara savaş açmaya çalıştılar. SO 421.3

Böyle bir çatışmada galip gelebilmek için bu işi farklı ruhla ele almalıydılar. İçtenlikle yaptıkları dualarla, oruçla ve tevazu ile imanları güçlenmeliydi. Kibirlerinden vazgeçmeliydiler ve yürekleri, Allah'ın gücünün ruhu ile dolmalıydı. Kişinin, içten bir yürekle, sebat ederek ve kendisini tamamen Allah'a adamaya ve O'nun işinin kutsallığını korumaya yönelten iman içinde yakarması, tek başına bu dünyanın karanlıklar kralının ve yüksek yerlerdeki kötü ruhların prensiplerine ve güçlerine karşı giriştiği mücadelede kendisinin Kutsal Ruh'tan yardım almasını sağlayabilir. SO 421.4

İsa şöyle dedi: “Bir hardal tanesi kadar imanınız olsa, şu dağa 'buradan şuraya göç' derseniz, göçer.”14Hardal tohumu çok küçük olmasına rağmen, en ulu ağacın büyümesini sağlayan aynı gizemli yaşam prensibini içerir. Hardal tohumu toprağa ekildiğinde, onun o küçücük özü, Allah'ın onun toprağın içinde beslenmesi için sağladığı her unsuru alır ve hızla gelişir. Eğer böyle bir imanınız varsa, Allah'ın Sözü ne ve O'nun atadığı kutsal elçilere sımsıkı sarılırsınız. Böylece imanınız güçlenecektir ve bu size göksel yardım sağlayacaktır. Şeytan'ın sizin yolunuzun üzerinde kurduğu engeller aşılması imkansız gibi görünse de, güçlenen imanınızın önünde daha fazla duramayacak ve yok olacaklardır. “Sizin için imkansız bir şey kalmaz.” SO 422.1

Bu bölüm Matta 17:9-21; Markos 9:9-29 ve Luka 9:37-45'e dayanmaktadır. SO 422.2