Elçilerin İşleri

31/60

29—Bir Uyari Ve Rica Mesaji

[Bu bölüm, Korintlilere Birinci Mektup’a dayanmaktadır.]

Korint kilisesine ilk mektup elçi Pavlus tarafından Efes’te kaldığı zamanın ikinci yarısında yazılmıştır. Korint’teki imanlılar için başka hiç kimseye hissetmediği kadar derin bir ilgi duymuş, hiç kimse için göstermediği kadar yorulmak bilmez bir çaba göstermişti. Bir buçuk yıl aralarında çalışmış, onlara tek kurtuluş yolu olarak çarmıha gerilen ve dirilen Kurtarıcı’yı gös-termiş ve onları O’nun lütfunun dönüştürücü gücüne kesin bir şekilde güvenmeye teşvik etmişti. Hristiyanlık imanı ikrarında bulunanları kilise birlikteliğine kabul etmeden önce onlara Hris- tiyan imanlının ayrıcalıklarına ve görevlerine dair özel bir eğitim vermeye dikkat etmiş, onların vaftiz yeminlerine sadık kalmalarına yardımcı olabilmek için samimiyetle çaba göstermişti. EI 257.1

Pavlus, her canın sürekli olarak aldatmaya ve tuzağa düşürmeye çalışan kötülüğün aracılarına karşı vermesi gereken savaşı çok iyi anlıyordu ve imanda genç olanları güçlendirmek ve pekiştirmek için yorulmak bilmeden çalışmıştı. Onlardan Allah’a tamamen teslim olmalarını rica etmişti; zira can tam teslim olamadığında günahın terk edilmediğini, arzuların ve tutkuların üstünlük için halen çekişmekte olduklarını ve ayartıların vicdanı kargaşaya sürüklediğini biliyordu. EI 257.2

Teslimiyet tam olmalıdır. Rabb’e tamamen boyun eğen her zayıf, şüpheli ve mücadele içindeki can, galip gelebilmesine imkân sağlayan aracılarla doğrudan iletişime geçirilir. Gök ona yakındır ve her denenme ve ihtiyaç anında merhamet meleklerinin desteğine ve yardımına sahip olur. EI 258.1

Korint’teki kilisenin üyelerinin çevresi putperestliğin ve şehvetin en cezbedici biçimiyle sarılmıştı. Elçi onlarla beraberken bu etkiler üzerlerinde ancak çok küçük bir güce sahip oluyordu. Pavlus’un sağlam imanı, coşkun duaları, ciddi eğitici sözleri ve hepsinden en önemlisi Allah’a adanmış yaşamı, onlara günahın zevklerinin keyfini çıkarmaktansa Mesih’in uğruna benliği inkâr etmelerinde yardımcı olmuştu. EI 258.2

Ancak Pavlus’un gidişinden sonra olumsuz durumlar ortaya çıktı; düşmanın ektiği deliceler buğdayın arasında görün- dü1 ve bunlar çok geçmeden kötü meyvelerini vermeye başladılar. Bu, Korint kilisesi için şiddetli bir deneme zamanıydı. Elçi artık gayretlerini arttırmak ve Allah’la uyum içinde yaşama çabalarında onlara yardımcı olmak için yanlarında değildi, böylece yavaş yavaş pek çok kişi dikkatsizleşti ve ilgisizleşti; doğal zevklerinin ve eğilimlerinin kendilerini denetim altına almasına izin verdiler. Onlara sıklıkla paklığa ve doğruluğa ilişkin yüksek idealler aşılayan kişi artık aralarında değildi, böylece ihtida ettikleri zamanda kötü alışkanlıklarını bırakmış olan azımsanamayacak sayıda kişi putperestliğin alçaltıcı günahlarına geri döndü. EI 258.3

Pavlus kiliseye kısaca yazarak onları ahlâksızlıkta ısrar edenlerle “arkadaşlık etmeme[leri]” 2 için uyarmıştı; fakat imanlıların pek çoğu elçinin sözlerini anlamından saptırdılar, dedikleri üzerine anlamsızca münakaşa ettiler ve onun talimatını dikkate almamalarından ötürü kendilerini mazur gösterdiler. EI 258.4

Kilise tarafından Pavlus’a, çeşitli konularda öğüt isteyen, ancak aralarında varlığını sürdüren korkunç günahlardan hiç bahsetmeyen bir mektup gönderilmişti. Ancak Kutsal Ruh, kilisenin gerçek durumunun gizlendiğini ve bu mektubun kendisinden yazarların kendi amaçlarına hizmet edecek şekilde yorumlayabilecekleri ifadeler çıkarmaya yönelik bir çaba olduğunu elçiye kuvvetli bir şekilde hissettirdi. EI 259.1

Bu sıralarda Korint’te büyük saygınlık kazanmış Hristiyan bir aile olan Kloi ailesinin fertleri Efes’e geldiler. Pavlus onlara işlerin durumunu sordu, onlar da ona kilisenin hiziplerle bölündüğünü söylediler. Apollos’un ziyareti sırasında hüküm süren anlaşmazlıklar büyük ölçüde artmıştı. Sahte öğretmenler üyeleri Pavlus’un talimatlarını hor görmeye yönlendiriyorlardı. Müjdenin öğretileri ve kuralları çarpıtılmıştı. Bir zamanlar Hristiyan yaşamında gayretli olanlar arasında gurur, putperestlik ve şehvet düşkünlüğü sürekli olarak artıyordu. EI 259.2

Önüne bu resim sunulduğunda, Pavlus en kötü korkularının ve daha fazlasının gerçekleştiğini gördü. Fakat bu yüzden çalışmasının başarısızlıkla sonuçlandığı düşüncesine kapılmadı. “Yürek acısıyla” ve “gözyaşları içinde” 3 Allah’tan öğüt istedi. İzlenecek en akıllıca yol olsaydı, Korint’i hemen memnuniyetle ziyaret ederdi. Fakat imanlıların mevcut durumları içinde kendi çalışmalarından faydalanamayacaklarını biliyordu, bu nedenle kendisinin daha sonra gerçekleştireceği bir ziyarete yol hazırlamak için Titus’u gönderdi. Sonra elçi, davranışları böylesi tuhaf bir sapkınlık ortaya koyan kişilerin tuttuğu yola ilişkin tüm kişisel hislerini bir kenara bırakarak ve canını Allah’a sabitlemiş olarak, Korint’teki kiliseye en zengin, en eğitici, en güçlü mektuplarından birini yazdı. EI 259.3

Kilisenin ileri sürdüğü çeşitli sorulara kayda değer bir netlikle yanıt vermeye ve kulak verildiği takdirde onları daha yüksek bir ruhsal düzleme çıkartacak olan genel ilkeleri ortaya koymaya başladı. Tehlike altındaydılar, ve bu kritik zamanda onların kalplerine ulaşamama düşüncesine dayanamıyordu. Sadakatle, onları yüz yüze oldukları tehlikelere karşı uyardı ve günahlarından ötürü azarladı. Onları yeniden Mesih’e doğru yönlendirdi ve önceki bağlılıklarının coşkunluğunu yeniden alevlendirmeye çalıştı. EI 259.4

Elçinin Korintlilere olan büyük sevgisi, onun kiliseye verdiği şefkatli selamlamada ortaya konuldu. Onların putperestlikten gerçek Allah’a ibadet ve hizmete dönme deneyimlerine atıfta bulundu. Onlara almış oldukları Kutsal Ruh’un armağanlarını hatırlattı ve Mesih’in paklığına ve kutsallığına ulaşıncaya kadar Hristiyan yaşamında sürekli olarak ilerlemelerinin onların ayrıcalığı olduğunu gösterdi. “Mesih’le ilgili tanıklığımız sizde pekiştiği gibi” yazdı, “Mesih’te her bakımdan -her tür söz ve bilgi bakımından- zenginleştiniz. Şöyle ki, Rabbimiz İsa Mesih’in görünmesini beklerken hiçbir ruhsal armağandan yoksun değilsiniz. Rabbimiz İsa Mesih kendi gününde kusursuz olmanız için sizi sonuna dek pekiştirecektir.” 4 EI 260.1

Pavlus Korint kilisesinde ortaya çıkmış olan anlaşmazlıklardan açıkça bahsetti ve üyeleri çekişmeyi sona erdirmeye teşvik etti. “Kardeşler, Rabbimiz İsa Mesih’in adıyla yalvarıyorum: Hepiniz uyum içinde olun, aranızda bölünmeler olmadan aynı düşünce ve görüşte birleşin” diye yazdı. 5 EI 260.2

Elçi, kilisedeki bölünmelerden nasıl ve kimin aracılığıyla ha-berdar olduğunu serbest şekilde yazdı. “Kardeşlerim, Kloi’nin ev halkından aranızda çekişmeler olduğunu öğrendim.” 6 EI 260.3

Pavlus, kendisine ilham verilmiş bir elçiydi. Başkalarına öğrettiği gerçekleri “vahiy yoluyla” almıştı; ancak Rab kendi halkının durumunu her zaman ona doğrudan bildirmiyordu. Bu olayda, Korint’teki kilisenin esenliğiyle ilgili ve içeri sızan kötülükleri gören kişiler durumu elçinin dikkatine sunmuşlardı, o da daha önceden aldığı ilahî vahiyler sayesinde bu gelişmelerin niteliğini değerlendirmeye hazırlıklıydı. Rabb’in ona o özel zaman için yeni bir vahiy vermemesine rağmen, gerçekten ışığı arayan kişiler onun mesajını Mesih’in düşüncesini ifade eden bir bildiri olarak kabul ettiler. Rab ona kiliselerde ortaya çıkacak olan zorlukları ve tehlikeleri göstermişti, ve bu kötülükler geliştikçe elçi bunların önemlerinin farkına vardı. Kilisenin savunması için hazırlanmıştı. Allah’a hesap vermesi gereken biri olarak canları izlemeliydi; aralarındaki anarşi ve bölünmelerle ilgili olarak verilen haberleri dikkate almak da onun açısından tutarlı ve doğru değil miydi? Muhakkak; ve onlara gönderdiği azarlama da diğer tüm mektupları kadar kesin bir şekilde Allah’ın Ruhu’nun verdiği ilhamla yazılmıştı. EI 260.4

Elçi, kendi çalışmalarının meyvesini yok etmeye çalışan sahte öğretmenlerden hiç bahsetmedi. Kilisedeki karanlıktan ve bö-lünmeden ötürü, birilerinin gerçekten tamamen yüz çevirmesi korkusuyla onları bu tür göndermelerde bulunarak rahatsız et-mekten bilgece kaçındı. Aralarında yaptığı “bilge bir mimar”ın7 eserine benzer çalışmaya dikkat çekti, o temeli koymuş, diğerleri üzerine inşa etmişti. Fakat bununla kendini yüceltmedi; zira “biz Tanrı’nın emektaşlarıyız” 8diye bildirdi. Kendisi için bilgelik iddiasında bulunmadı, fakat gerçeği Allah’ı hoşnut edecek bir şekilde sunmasını yalnızca ilahî kudretin sağladığını kabul etti. Tüm öğretmenlerin en büyüğü olan Mesih ile birlik olan Pavlus, tüm sınıflardan insanların ihtiyaçlarını karşılayan ve her zaman, her yerde ve her koşulda geçerli olacak ilahî bilgelik derslerini iletmeye yetkinleştirilmişti. EI 261.1

Korintli imanlılar arasında gelişen en ciddi kötülükler arasında, putperestliğin pek çok aşağılayıcı adetlerine dönüş vardı. Eski bir mühtedi doğru yoldan o kadar uzaklaşmıştı ki, şehvet düşkünlüğüyle Uluslar tarafından uygulanan düşük ahlâk standardını dahi çiğnemişti. Elçi kiliseden o “kötü adamı” 9 kendi aralarından uzaklaştırmalarını rica etti. Onları şöyle uyardı: “Azıcık mayanın bütün hamuru kabarttığını bilmiyor musunuz? Yeni bir hamur olabilmek için eski mayadan arınıp temizlenin. Zaten mayasızsınız.” 10 EI 261.2

Kilisede ortaya çıkmış olan başka bir büyük kötülük de kardeşlerin birbirlerini mahkemeye vermeleriydi. İmanlıların arasındaki anlaşmazlıkların çözümü için pek çok şey sağlanmıştı. Mesih’in Kendisi böyle meselelerin nasıl halledileceğine dair açık bir talimat vermişti. Kurtarıcı şu öğüdü vermişti: “Eğer kardeşin sana karşı günah işlerse, ona git, suçunu kendisine göster. Her şey yalnız ikinizin arasında kalsın. Kardeşin seni dinlerse, onu kazanmış olursun. Ama dinlemezse, yanına bir ya da iki kişi daha al ki, söylenen her şey iki ya da üç tanığın sözüyle doğrulansın. Onları da dinlemezse, durumu inanlılar topluluğuna bildir. Topluluğu da dinlemezse, onu putperest ya da vergi görevlisi say. Size doğrusunu söyleyeyim, yeryüzünde bağlayacağınız her şey gökte de bağlanmış olacak. Yeryüzünde çözeceğiniz her şey gökte de çözülmüş olacak” (Matta 18:15-18). EI 262.1

Pavlus, bu açık öğüdü gözden kaybeden Korintli imanlılara çok kesin uyarı ve azar ifadeleriyle yazdı. Şöyle sordu: “Sizden birinin öbürüne karşı bir davası varsa kutsallar önünde değil de, imansızlar önünde yargılanmaya cesaret eder mi? Kutsalların dünyayı yargılayacağını bilmiyor musunuz? Madem dünyayı yargılayacaksınız, böyle önemsiz davaları görmeye yeterli değil misiniz? Bu yaşamla ilgili davalar bir yana, melekleri bile yargılayacağımızı bilmiyor musunuz? Bu yaşamla ilgili davalarınız olduğunda, inanlılar topluluğunda en önemsiz sayılanları mı yargıç atıyorsunuz? Sizi utandırmak için söylüyorum bunu. Kardeşler arasındaki davalarda yargıçlık edecek kadar bilge biri yok mu aranızda? Kardeş kardeşe karşı dava açıyor, üstelik imansızlar önünde! Aslında birbirinizden davacı olmanız bile sizin için düpedüz yenilgidir. Haksızlığa uğrasanız daha iyi olmaz mı? ... Bunun yerine, siz kendiniz haksızlık edip başkasını dolandırıyorsunuz. EI 262.2

Üstelik bunu kardeşlerinize yapıyorsunuz. Günahkârların, Tanrı Egemenliği’ni miras almayacağını bilmiyor musunuz?” 11 EI 263.1

Şeytan sürekli olarak Allah’ın halkının arasına güvensizlik, yabancılaşma ve fesat sokmaya çalışmaktadır. Sıklıkla, böyle hissetmek için hiçbir haklı neden olmadığında dahi, haklarımızın ihlal edildiğini hissetmemiz için ayartılırız. Benliğe olan sevgileri, Mesih’e ve O’nun davasına olan sevgilerinden daha güçlü olanlar, kendi çıkarlarını ön plana alacaklar ve bunları korumak ve sürdürmek için neredeyse her türlü çareye başvuracaklardır. Vicdan sahibi Hristiyanlar olarak görülen pek çok kişinin dahi, yanılgıda olduklarını düşündükleri kimselerle Mesih’in ruhu ile konuşmak ve birbirleri için dua etmek üzere onlara özel olarak gitmeleri, gurur ve kendini beğenmişlik tarafından engellenmektedir. Bazı kişiler, kardeşleri tarafından incitildiklerini düşündüklerinde, Kurtarıcı’nın kuralını izlemek yerine mahkemeye dahi başvuracaklardır. EI 263.2

Hristiyanlar kilise üyeleri arasında ortaya çıkabilecek anlaş-mazlıkları çözmek için devlet mahkemelerine başvurmamalıdırlar. Bu tür anlaşmazlıklar, Mesih’in talimatına uygun olarak kendi aralarında ya da kilise tarafından çözümlenmelidir. Haksızlık yapılmış olsa bile, yumuşak huylu ve alçakgönüllü İsa’nın izleyicisi kilisedeki kardeşlerinin günahlarını dünyanın önünde açmaktansa “haksızlığa uğra[mayı]” 12 yeğleyecektir. EI 263.3

Kardeşler arasındaki davalar, gerçeğin davası için bir yüzka- rasıdır. Birbirlerinden davacı olan Hristiyanlar, kiliseyi düşman-larına alay konusu yapmakta ve karanlığın güçlerinin üstün gel-mesine neden olmaktadır. Mesih’i yeniden yaralamakta ve O’nu açık bir utanca düşürmektedirler. Kilisenin yetkisini gözardı ederek, kiliseye bu yetkiyi veren Allah’a saygısızlık etmektedirler. EI 263.4

Pavlus Korintlilere bu mektubunda onlara Mesih’in kendilerini kötülükten koruma gücünü göstermeye çalıştı. Ortaya konulan koşullara uydukları takdirde Kudretli Olan’ın gücüyle güçlü olacaklarını biliyordu. Günahın köleliğinden kurtulmalarına ve Rab korkusunda kutsallığı tamamlamalarına yardımcı olacak bir araç olarak, Pavlus onlara ihtida ettikleri zamanda hayatlarını adamış oldukları Kişi’nin taleplerini vurguladı. “Siz Mesih’insiniz” 13diye bildirdi. “Kendi kendinizin değilsiniz... Bir paha ile satın alındınız; o zaman Allah’a ait olan bedeninizde ve ruhunuzda Allah’ı yüceltin.” 14 EI 264.1

Elçi, paklık ve kutsallık yaşantısından putperestliğin yozlaşmış uygulamalarına dönüşün sonucunu açık bir şekilde özetledi. “Aldanmayın!” yazdı; “ne fuhuş yapanlar Tanrı’nın Egemenliği’ni miras alacaktır, ne puta tapanlar, ne zina edenler... ne hırsızlar, ne açgözlüler, ne ayyaşlar, ne sövücüler, ne de soyguncular.” 15 Onlara bayağı tutkuları ve arzuları denetim altına almaları için yalvardı. “Bedeninizin, Tanrı’dan aldığınız ve içinizdeki Kutsal Ruh’un tapınağı olduğunu bilmiyor musunuz?” 16 diye sordu. EI 264.2

Pavlus üstün zihinsel yetilere sahip olsa da, hayatı daha ender görülen bir bilgeliğin gücünü ortaya koyuyordu; bu güç ona kavrayışta keskinlik ve kalpte duygudaşlık kazandırıyor, başkalarıyla yakın iletişim kurmasını sağlayarak mizaçlarının daha iyi yönlerini uyandırmasına ve onları daha yüce bir hayat için çabalamaya teşvik etmesine imkân sağlıyordu. Kalbi Ko- rintli imanlılar için samimi bir sevgiyle doluydu. Onların kendilerini ayartıya karşı kuvvetlendirecek olan içsel bir dindarlık sergilediklerini görmeye can atıyordu. Hristiyanlık yolunun her adımında Şeytan’ın havrasının onlara karşı koyacağını ve her gün çatışmalara girmek zorunda kalacaklarını biliyordu. Düşmanın sinsi yaklaşımına karşı tetikte olmak zorunda kalacaklar, eski alışkanlıkları ve doğal eğilimleri geri iterek her zaman dua etmek için ayık bulunacaklardı. Pavlus yüksek Hris- tiyan ideallerine ancak çok dua ile ve sürekli uyanık durarak ulaşılabilineceğini biliyordu ve bunu onların zihinlerine aşılamaya çalıştı. Fakat aynı zamanda çarmıha gerilen Mesih’te, canı dönüştürmeye yeterli ve onların kötülüğün tüm ayartılarına karşı koyabilmelerini sağlamak için ilahî olarak uyarlanmış bir güç sunulduğunu da biliyordu. Allah’a iman zırhları, O’nun sözü savaş silahları olarak, düşmanın saldırılarını püskürtmelerine imkân sağlayacak olan iç güçle donatılacaklardı. EI 264.3

Korintli imanlıların Allah’a ait şeylerde daha derin bir tecrübeye ihtiyaçları vardı. O’nun yüceliğini görmenin ve bir karakterden başka bir karaktere dönüştürülmenin ne anlama geldiğini tam olarak bilmiyorlardı. O yüceliğin yalnızca şafağının ilk ışıklarını görmüşlerdi. Pavlus’un onlar için arzusu Allah’ın tüm doluluğuyla dolmaları, çıkması tan gibi gerçek olan Kişi’yi tanımaya devam etmeleri ve mükemmel müjde imanının tam öğle güneşi parlaklığına ulaşıncaya kadar O’nun hakkında öğrenmeyi sürdürmeleriydi. EI 265.1