Geçmişten Sonsuzluğa - 2. Cilt

35/61

Bölüm 34—Yeremya

Yoşiya'nın yönetimi altında kalıcı bir ruhsal uyanış bekleyenlerin arasında yönetimin on iiçüncii yılında henüz genç bir adam iken Allah tarafından peygamberlik görevine çağrılan Yeremya da vardı. Levili kahinlik düzeninin bir üyesi olan Yeremya, çocukluğundan beri kutsal hizmet için yetişmişti. O mutlu hazırlık yıllarında, doğduğu andan itibaren 'uluslara peygamberlik etmek' üzere atanmış olduğunu bilmiyordu. Allah'ın çağrısını işittiğinde kendisini bu göreve hiç layık görmedi. “Ah, Rab Yahve, konuşmayı bilmiyorum, çünkü gencim” diye karşı çıktı (Yeremya 1:5,6). 2GS 243.1

Allah genç Yeremya'nın güvenilir olduğunu ve büyük zulüm döneminde doğruluğun savunucusu olarak mücadele edeceğini görmüştü. Çocukluğunda güvenilir olduğunu kanıtlayan Yeremya şimdi de zorluklara göğüs gerineli, çarmıhın iyi bir savaşçısı olmalıydı. Rab, seçtiği habercisine şöyle dedi: “'Gencim1 deme. Seni göndereceğim herkese gidecek, sana buyuracağım her şeyi söyleyeceksin. Onlardan korkma, çünkü seni kurtarmak için ben seninleyim. Sen kalk, hazırlan! Sana buyuracağım her şeyi onlara söyle. Onlardan yılına! Yoksa onların önünde ben seni yıldırırım. İşte, bütün ülkeye-Yahuda krallarına, önderlerine, kâhinlerine, ülke halkına-karşı bugün seni surlu bir kent, demir bir direk, tunç bir duvar kıldım. Sana savaş açacaklar, ama seni yenemeyecekler. Çünkü seni kurtarmak için ben seninleyim” (7,8,17-19. ayetler). 2GS 243.2

Yeremya kırk yıl boyunca gerçeğin ve doğruluğun tanığı olarak ulusun önünde durdu. Eşi benzeri görülmemiş bir sapkınlık döneminde yaşamında ve karakterinde tek gerçek Allah'a yaraşan bir örnek sergilemeliydi. Kudüs'ün kuşatılması sırasında Yahve'nin sözcüsü olacaktı. Davut'un ev halkının mahvolacağını ve Süleyman'ın yaptığı güzel tapınağın yıkılacağını bildirecekti. Korkusuz sözleri nedeniyle tutuklandığında yüksek yerlerde işlenen günahları açıkça mahkum edecekti. İnsanlar tarafından hor görüldü, nefret edildi, reddedildi; ama sonunda felaketle ilgili peygamberliklerinin gerçekleştiğini kendi gözleriyle gördü, kara geleceği olan kentin yıkılmasından ötürü halkın yas ve kederini paylaştı. 2GS 243.3

Ne var ki Yeremya, ulusun yaşadığı felaketin ortasında, o anın bunaltıcı manzaralarını aşıp geleceğin görkemli sahnelerine tanık oldu. Allah'ın halkı düşman ülkeden fidyeyle satın alınacak ve yine Siyon'a dikilecekti. Rab'bin onlarla antlaşmasını yenileyeceği zamanı gördü. Onların cam “Sulanmış bahçe gibi olacak, bir daha solmayacaklar” (Yeremya 31:12). 2GS 243.4

Yeremya peygamberlik göreviyle ilgili şöyle yazdı: “Sonra Rab elini uzatıp ağzıma dokundu, 'İşte sözlerimi ağzına koydum' dedi, 'bak, ulusların ve ülkelerin kökünden sökülmesi, yıkılıp yok olması, yerle bir edilmesi, kurulup dikilmesi için bugün sana yetki verdim” (Yeremya 1:9,10). 2GS 244.1

'Kurulup dikilmek' sözleri için Allah'a şükürler olsun. Bu sözler aracılığıyla Rab'bin onarma ve iyileştirme tasarısına ilişkin Yeremya'ya güvence verilmiş oldu. Sonraki yıllarda gelecek bildiriler sert ve ciddi olacaktı. Hızla işlev görecek yargılarla ilgili peygamberliklerin korkusuzca bildirilmesi gerekiyordu. “Ülkede yaşayanların tümü üzerine kuzeyden felaket salıverilecek. Yaptıkları kötülükten ötürü halkımın cezasını bildireceğim” (14,16. ayetler). Ne var ki peygamber, bu bildirilerle birlikte kötülükten dönenler için af güvencesi de verecekti. 2GS 244.2

Yeremya bilge bir tasarımcı olarak görevinin en başlarında Yahudalılar'ı teşvik ederek derin bir ruhsal yaşam temeli atmaya çalıştı, bunun için onları tövbeye çağırdı. Elçi Palvus'un tahta, ot ve kamış olarak nitelediklerini Yeremya süprüntü olarak nitelemektedir. Tövbesiz ulusla ilgili şöyle demiştir: “Onlara gümüş artığı denecek, çünkü Rab onları reddetti” (Yeremya 6:30). Şimdi de onlara sapkınlık ve imansızlık molozlarından biran önce kurtularak sonsuzluk için bilgece bina etmeleri, altınla, gümüşle ve değerli taşlarla - imanla, söz dinlerlikle ve iyi eylemlerle -bina etmeleri söylenmektedir. Bunlar kutsal Allah'ın gözünde kabul edilebilir niteliktedir. 2GS 244.3

Yeremya aracılığıyla Rab halkına şöyle dedi: “Ey dönek İsrail, geri dön. Size artık öfkeyle bakmayacağım, çünkü ben sevecenim. Öfkemi sonsuza dek sürdürmem. Ancak suçunu kabul et: Allahın Rab'be başkaldırdın... Geri dön, ey dönek halk.” “Ne kadar isterdim seni çocuklarımdan saymayı; sana güzel ülkeyi, ulusların en güzel mirasını vermeyi! Bana baba diyeceğini, benden hiç ayrılmayacağını sandım. Geri dönün, ey dönek çocuklar, dönekliğinizi iyileştireyim” (Yeremya 3:12-14,19,22). 2GS 244.4

Rab bu harika çağrılara ek olarak, yanılgıda yaşayan halkına kendisine dönerken söylemeleri gereken sözleri de verdi: İşte buradayız, sana geliyoruz! Çünkü Allahımız Rab sensin. Kuşkusuz, dağlardan, tepelerden gelen gürültü aldatıcıdır, kuşkusuz, İsrail'in kurtuluşu Allahımız Rab'dedir. Gençliğimizden bu yana atalarımızın emeğinin ürününü, davarlarını, sığırlarını, oğullarını, kızlarını utanılası putlar yedi. Utanç içinde yatalım, rezilliğimiz bizi örtsün! Çünkü biz de atalarımız da gençliğimizden bu yana Allahımız Rab'be karşı günah işledik, Allahımız Rab'bin sesine kulak asmadık” (22-25. ayetler). 2GS 245.1

Yoşiya'nın reformu ülkeyi putperestlerin türbelerinden kurtardı, ama kalabalıkların yüreği değişmemişti. Filizlenen ve bol ekin vaat eden gerçeğin tohumları dikenler tarafından boğuldu. Buna benzer bir sapkınlık ölümcül olacaktı; Rab ulusun bu tehlikeyi görmesini istedi. Yalnızca Yahve'ye sadık kalarak O'nun iyiliğine ve bolluğa kavuşabilirlerdi. 2GS 245.2

Yeremya Tesniye'de dile getirilen öğütleri tekrar tekrar onların önüne koydu. Diğer peygamberlerden daha çok Musa'nın yasasının öğretişlerini vurguladı, bunların ulusa ve bireylere en yüksek ruhsal bereketi sağlayacağını gösterdi: “Yol kavşaklarında durup bakın, eski yolları sorun, iyi yol nerede, öğrenin, o yolda yürüyün, canlarınız rahata kavuşur” (Yeremya 6:16). 2GS 245.3

Bir keresinde, peygamber Rab'bin buyruğuyla kentin ana girişlerinden birinde durdu ve Sept gününü kutsal tutmanın önemini anlattı. Kudüs'ün sakinleri Sept Gününün kutsallığını gözden yitirmişlerdi, o gün dünya işleriyle uğraşmaya karşı ciddi bir dille uyarıldılar. Söz dinledikleri takdirde berekete kavuşacakları vaadi verildi: “Beni iyi dinlerseniz, Şabat Günü bu kentin kapılarından yük taşımayıp hiç iş yapmayarak Şabat Günü'nü kutsal tutarsanız, Davut'un tahtında oturan krallarla önderler savaş arabalarına, atlara binip Yahuda halkı ve Yeruşalim'de yaşayanlarla birlikte bu kentin kapılarından girecekler. Bu kentte sonsuza dek insanlar yaşayacak” (Yeremya 17:24,25). 2GS 245.4

Bolluk ve başarıyla ilgili bu vaade eşlik eden bir peygamberlik vardı; Allah'a ve O'nun yasasına sadık kalmayan kentin üzerine korkunç bir yargı gelecekti. Atalarının Allahına dönme ve O'nun kutsal Sept gününü tutma buyruklarına kulak asmazlarsa, bütün kent saraylarıyla birlikte ateşe verilecekti. 2GS 245.5

Peygamber yasa kitabında yer alan doğru yaşamın sağlam ilkelerini cesaretle dile getirdi. Ne var ki Yahuda ülkesinde baskın çıkan koşullar nedeniyle, durumun iyileşmesi için çok kararlı reformlar yapılması gerekiyordu. Bu nedenle Yeremya, tövbesizlerin uğruna çok emek verdi. “İşletilmemiş toprağınızı sürün, dikenler arasına ekmeyin,” “Ey Yeruşalim, yüreğini kötülükten arındır ki, kurtulasın. Ne zamana dek yüreğinde kötü düşünceler barındıracaksın?” (Yeremya 4:3,14). 2GS 246.1

Yeremya'nın tövbe ve reformla ilgili sözlerine halkın büyük çoğunluğu kulak asmadı. İyi yürekli kral Yoşiya'nın ölümünden sonra, ulusu yönetenler sorumluluklarına bağlı kalmamış ve birçoklarını yoldan çıkarmışlardı. Mısır kralının girişimiyle tahttan indirilen Yehoahaz'ın ardından Yoşiya'nın büyük oğlu Yehoyakim tahta geçmişti. Yeremya, bu kralın yönetiminin ilk günlerinden itibaren sevgili ülkesinin yıkımdan ve halkının tutsaklıktan kurtarılacağına dair ümidini yitirmişti. Ancak, krallık yıkım tehlikesi altındayken sessiz kalamazdı. Allah'a sadık kalanların doğru yaşam sürmeleri teşvik edilmeli, günahkarlar günahtan dönmeliydi. 2GS 246.2

İçinde bulundukları kriz, bütün halkı içine alan kapsamlı bir eylem gerektiriyordu. Rab, Yeremya'ya sarayın avlusunda durmasını ve gelen geçen tüm Yahuda halkıyla konuşmasını buyurdu. Kendisine verilen bildirilerden hiçbir sözü çıkarmamalıydı, öyle ki Siyon'daki günahkarlar kötülüğe sırt çevirmek için hiçbir olanaktan yoksun bırakılmamalıydi. 2GS 246.3

Peygamber söz dinledi; Rab'bin evinin kapısında durdu, sesini yükselterek insanları uyardı ve yalvardı. Her şeye gücü yeten Allah'ın verdiği esinle şöyle seslendi: 2GS 246.4

“Rab'bin sözünü dinleyin, ey Rab'be tapınmak için bu kapılardan giren Yahuda halkı! İsrail'in Allahı, Her Şeye Egemen Rab diyor ki: Yaşantınızı ve uygulamalarınızı düzeltin. O zaman burada kalmanızı sağlarım. “Rab'bin Tapınağı, Rab'bin Tapmağı, Rab'bin Tapmağı buradadır!” gibi aldatıcı sözlere güvenmeyin. Eğer yaşantınızı ve uygulamalarınızı gerçekten düzeltir, birbirinize karşı adil davranır, yabancıya, öksüze, dula haksızlık etmez, burada suçsuz kanı akıtmaz, sizi yıkıma götüren başka ilahların ardınca gitmezseniz, burada, sonsuza dek atalarınıza vermiş olduğum ülkede kalmanızı sağlarım” (Yeremya 7:2-7). 2GS 246.5

Rab'bin halkını cezalandırmak istemediği burada açıkça görülmektedir. Tövbesizlere fırsat vermek için yargısını alıkoymaktadır. Yeryüzünde iyilik yapan, adaleti ve doğruluğu sağlayan Rab, yanılgıdaki çocuklarına özlem duyar, onlara sonsuz yaşam yolunu öğretmek için her yolu dener (Yeremya 9:24). İsraillileri kölelikten kurtarmış, tek gerçek ve yaşayan Allah olarak kendisine kulluk etmelerini sağlamıştır. Onlar uzun bir süre putperestliğe düşüp Allah'ın uyarılarına boş verdikleri halde Allah onlara bir tövbe fırsatı daha tanımak istemektedir. Yürekten gelen gerçek bir reform yapılmadıkça felaketten kurtulmak mümkün olmayacaktır. Tapmağa ve oradaki etkinliklere bel bağlamak boşunadır. Törenler ve ayinler günahın cezasını kaldıramaz. Allah'ın seçilmiş halkı olmalarına karşın, ardı arkası kesilmeyen suçların sonuçlarından onları kurtarabilecek tek yol yürekte ve yaşam biçiminde reforma gitmektir. 2GS 247.1

Yeremya'nın Yahuda'nın kentlerinde ve Kudüs'ün sokaklarında duyurması gereken bildiri şuydu: “Bu antlaşmanın - Kutsal Yazılarda yer alan -koşullarını dinleyin, onlara uyun” (Yeremya 11:6). Yehoyakim'in yönetim sürdüğü ilk günlerde Yeıemya'nın tapmak avlularında durup ilan ettiği sözler bunlardı. 2GS 247.2

İsrail'in Çıkış günlerinden beri yaşadığı deneyimler kısaca gözden geçiriliyordu. Allah'ın onlarla yaptığı antlaşma şuydu: “Sözümü dinlerseniz, ben sizin Allahınız, siz de benim halkım olursunuz. İyilik bulmanız için her konuda size buyurduğum yolda yürüyün. Ne var ki, dinlemediler, kulak asmadılar; kendi isteklerinin, kötü yüreklerinin inadı doğrultusunda yürüdüler. İleri değil, geıi gittiler” (Yeremya 7:23,24). 2GS 247.3

Rab şöyle soruyordu: “Öyleyse neden bu halk yoldan saptı? Neden Yeruşalim sürekli döneklik ediyor? Hileye yapışıyor, geri dönmeyi reddediyorlar” (Yeremya 8:5). Peygamberin dilinde Allahları Rab'bin sesine uymamışlar ve düzeltilmeyi reddetmişlerdi (Bkz. Yeremya 5:3). Bunun için onlara de ki: “Allahı Rab'bin sözünü dinlemeyen, ders almayan ulus işte budur. Bana bağlılıkları yok oldu, bağlılıktan söz etmez oldular. Gökteki leylek bile belli mevsimlerini bilir. Kumru da kırlangıç da turna da göç etme zamanını gözetir. Oysa halkım buyruklarımı bilmez. Bu yüzden onları cezalandırmayayım mı? Böyle bir ulustan öcümü almayayım mı?” (Yeremya 7:28; 8:7; 9:9). 2GS 247.4

Yürekleri derin derin araştırma zamanı gelmişti. Yoşiya önder olduğu dönemde, halkın ümit etmek için gerekçeleri vardı. Ama artık onların adına aracılık edemezdi, çünkü savaşta can vermişti. Ulusun günahları öyle bir boyuttaydı ki aracılık etme zamanı gelmiş ve geçmişti. Rab şöyle dedi: “Musa'yla Samuel önümde durup yalvarsalar bile, bu halka acımayacağım; kov onları önümden, gitsinler! Sana, 'Nereye gidelim?' diye sorarlarsa de ki, 'Rab şöyle diyor: “Ölüm için ayrılanlar ölüme, kılıç için ayrılanlar kılıca, kıtlık için ayrılanlar kıtlığa, sürgün için ayrılanlar sürgüne” (Yeremya 15:1,2). 2GS 248.1

Allah'ın o anda sunduğu merhamet davetine kulak vermeyi reddetmek, bir yüzyıl kadar önce kuzey İsrail krallığının üzerine gelen yargıların aynısını tövbesiz ulusun üzerine getirecekti. Onlara artık şöyle deniliyordu: “Size verdiğim Yasa uyarınca yürümez, beni dinlemez, size defalarca gönderdiğim kullarım peygamberlerin sözlerine kulak vermezseniz, ki kulak vermiyorsunuz, bu tapmağa Şilo'dakine yaptığımın aynısını yapar, bu kenti bütün dünya ulusları arasında lanetlik ederim” (Yeremya 26:4-6). 2GS 248.2

Tapmak avlusunda durup Yeremya'nın konuşmasını dinleyenler, Şilo'yla ilgili bu göndermeyi net bir şekilde anladılar. Eli'nin günlerinde Filistinlilerin İsrail'i alt etmelerinden ve antlaşma sandığını alıp götürmelerinden söz ediliyordu. 2GS 248.3

Eli'nin günahı, kutsal bir görevde bulunan oğullarının günahlarını ve ülke çapında yaygın olan kötülükleri hafife almasından kaynaklanıyordu. Bu kötülükleri düzeltmeyi ihmal etmesi İsrail'in üzerine korkutucu bir bela getirmişti. Oğulları savaşta ölmüşler, Eli'nin kendisi canını yitirmiş, Allah'ın sandığı İsrail ülkesinden alınıp götürülmüş, otuz bin kişi katledilmişti. Bütün bunların hepsi günahın azarlanmamış ve cezalandırılmamış olmasının sonuçlarıydı. İsrail, günahlı eylemlerine rağmen sandığın varlığının kendilerine Filistinliler üzerinde zafer getireceğini sanmıştı. Aynı şekilde, Yeremya'nın günlerinde Yahudalılar tapınağın etkinliklerini devam ettirmenin, kötülüklerinden ötürü hak ettikleri cezadan kendilerini kurtarabileceğini sandılar. 2GS 248.4

Günümüzde Mesih'e iman eden topluluklarda sorumlu görevler yürüten insanlar için burada büyük bir ders vardır! Gerçeğin davasına leke sürülmesini hoş görenler için bu çok ciddi bir uyarıdır. Allah'ın yasasının emanet edildiği kişiler, bu yasaya gösterdikleri dışsal saygının kendilerini Allah'ın yargısına bağışık kıldığını düşünmesinler. Kötülük yapanlar, bundan ötürü azarlanmayı reddetmesinler, topluluklarını kötülükten temizleme konusunda titiz davranan Allah hizmetkarlarını suçlamasınlar. Günahtan nefret eden Allah, yasasını tuttuğunu iddia edenleri her türlü günahtan kopmaya çağırıyor. Tövbeyi ve gönüllü söz dinlediği ihmal eden insanlar, eski İsrail'in katlanmak zorunda kaldığı sonuçlara katlanacaklardır. Yahve'nin yargısının ertelenme sınırı vardı. Yeremya'nın günlerinde Kudüs'ün yıkıma uğraması, çağdaş İsrail'e ciddi bir uyarıdır. Seçilmiş aracılarla kendilerine verilen öğütleri ve tavsiyeleri kulak arkası edip de cezasız kalmak söz konusu olamaz. 2GS 249.1

Yeraınya'nın kahinlere ve halka yönelik bildirisi, birçoklarının düşmanlığını uyandırdı. Küstahça bir tavırla şöyle sordular: “Neden bu tapınak Şilo'daki gibi olacak, bu kent de içinde kimsenin yaşamayacağı bir viraneliğe dönecek diyerek Rab'bin adıyla peygamberlik ediyorsun?” (Yeremya 26:9). Kahinler, sahte peygamberler ve halk kendilerine hoş sözler ya da aldatıcı peygamberlikler getirmeyen Yeremya'ya öfkeyle karşılık verdiler. Allah'ın bildirisi bu şekilde hor görüldü ve O'nun kulu ölümle tehdit edildi. 2GS 249.2

Yeremya'nın sözleri Yahudalı önderlere iletildi; onlar da kralın sarayından çıkarak tapınağa yöneldiler; bu sözlerde doğruluk payı olup olmadığını görmek istiyorlardı. Bunun üzerine kâhinlerle peygamberler, önderlere ve halka, “Bu adam ölüm cezasına çarptırılmalı” dediler, “Çünkü bu kente karşı peygamberlik etti. Kendi kulaklarınızla işittiniz bunu” (11.ayet). Ancak Yeremya önderlerin ve halkın huzurunda cesaretle durarak şöyle karşılık verdi: 'Bu tapmağa ve kente karşı işittiğiniz peygamberlik sözlerini iletmem için beni Rab gönderdi', 'şimdi yollarınızı, davranışlarınızı düzeltin, Allahınız Rab'bin sözüne kulak verin. O zaman Rab başınıza getireceğini söylediği felaketten vazgeçecek. Bana gelince, işte elinizdeyim! Gözünüzde iyi ve doğru olan neyse, bana öyle yapın. Ancak şunu kesinlikle bilin ki, eğer beni öldürürseniz, siz de bıı kent içinde yaşayanlar da suçsuz birinin kanını dökmekten sorumlu tutulacaksınız. Çünkü bütün bu sözleri bildirmem için beni gerçekten Rab size gönderdi'” (12-15. ayetler). 2GS 249.3

Peygamber yüksek yetkisi olanların tehdit edici tavırlarından korksaydı, bildirisi etkisiz kalır, kendisi de canını yitirirdi; ama ciddi uyarıları iletirken sergilediği cesaret halkın saygısını kazandı ve İsrail'in önderlerini kendi tarafına çekti. Önderler, kahinler ve sahte peygamberlerle konuşarak onların isteklerinin ne denli bilgelikten yoksun olduğunu, sözlerinin de insanların zihinlerinde tepki yarattığını söylediler. Allah bu şekilde kulunu savunan kişiler çıkardı. 2GS 250.1

İhtiyarlar da Yeıemya'nın yazgısıyla ilgili kahinlerin kararını protesto ettiler. Kudüs'ü yargılayıcı peygamberlikler ileten Mika'nın durumunu ortaya koydular. Mika'nın şu sözlerini hatırlattılar: “Siyon tarla gibi sürülecek sizin yüzünüzden. Taş yığınına dönecek Yeruşalim. Tapınağın kurulduğu dağ çalılarla kaplanacak.” İhtiyarlar bundan sonra şöyle dediler: “Yahuda Kralı Hizkiya ya da Yahuda halkından biri onu öldürdü mü? Bunun yerine Hizkiya Rab'den korkarak O'nun lütfunu diledi. Rab de onlara bildirdiği felaketten vazgeçti. Bizse, üzerimize büyük bir yıkım getirmek üzereyiz” (18,19. ayetler). 2GS 250.2

Bu etkili insanların ricası sayesinde peygamberin canı esirgendi. Oysa, Yeremya'nın dile getirdiği mahkum edici gerçeklere dayanamayan kahinlerin ve sahte peygamberlerin çoğu onun öldürüldüğünü görmekten memnun olurdu. 2GS 250.3

Yeremya çağrıldığı günden etkinliğinin son günlerine dek Yahuda'nın huzurunda 'bir kule ve bir kale' gibi durdu. Rab kulunu önceden uyarmıştı: “Seni halkımı deneyesin diye atadım, öyle ki, onları tanıyıp yollarını sınayasın. Bu halkın karşısında sağlamlaştırılmış tunç bir duvar kılacağım seni; seninle savaşacak ama yenemeyecekler, çünkü yardım etmek, kurtarmak için ben seninleyim” diyor Rab. “Seni kötünün elinden özgür kılacak, acımasızın avucundan fidyeyle kurtaracağım” (Yeremya 6:27; 15:20,21). 2GS 250.4

Ürkek ve çekingen bir karakteri olan Yeremya, görevinden sonra esenlik dolu sessiz bir yaşam sürmeyi, sevgili ulusunun tövbesizliğine tanık olmamayı umut ediyordu. Ancak yüreği, günahın getirdiği yıkımla parçalandı. “Keşke başım bir pınar, gözlerim bir gözyaşı kaynağı olsa!” diyerek ağıt yaktı, “halkımın öldürülenleri için ağlasam gece gündüz! Keşke halkımı bırakabilmem, onlardan uzaklaşabilmem için çölde konaklayacak bir yerim olsa! Hepsi zina ediyor, hain bir topluluk!” (Yeremya 9:1,2). 2GS 250.5

Katlanmak zorunda kaldığı alaylar zalimceydi. Duyarlı ruhu, bildirilerini hor görenlerin, kendileri için taşıdığı yükü hafife alanların saldırı oklarıyla yaralanıyordu. “Bütün gün alay konusu oluyorum, herkes benimle eğleniyor” dedi, “halkımın önünde gülünç düştüm, gün boyu alay konusu oldum türkülerine.” “Birçoklarının, 'Her yanda dehşet! Suçlayın! Suçlayalım onu!' diye fısıldaştığını duydum. Bütün güvendiğim insanlar düşmemi gözlüyor, 'belki kanar, onu yeııeriz, sonra da öcümüzü alırız' diyorlar'” (Yeremya'nın Ağıtlar 3:14; Yeremya 20:7,10). 2GS 251.1

Ne var ki sadık peygamber, bunlara katlanabilmesi için her gün kuvvetlendi. İman sayesinde şöyle diyordu: “Ama Rab güçlü bir savaşçı gibi benimledir. Bu yüzden bana eziyet edenler tökezleyecek, üstün gelemeyecek, başarısızlığa uğrayıp büyük utanca düşecekler; onursuzlukları sonsuza dek unutulmayacak. Ezgiler okuyun Rab'be! Övün Rab'bi! Çünkü yoksulun canını kötülerin elinden O kurtardı” (Yeremya 20:11,13). 2GS 251.2

Yeremya'nın gençliğinde ve etkinliğinin son yıllarında yaşadığı deneyimler ona bir ders verdi: “İnsanın yaşamının kendi elinde olmadığını, adımlarına yön vermenin ona düşmediğini biliyorum, ya Rab.” Bıı nedenle şöyle dua etmeyi öğrendi: “Beni öfkenle değil, yalnız adaletinle yola getir, ya Rab, yoksa beni hiçe indirirsin” (Yeremya 10:23,24). 2GS 251.3

Acı ve keder kasesinden içmek üzere çağrıldığı zaman “Dermanım tükendi, Rab'den umudum kesildi” diyen Yeremya, Allah'ın kendisine sağladıklarını hatırladığında zaferle seslendi. “Rab'bin sevgisi hiç tükenmez, merhameti asla son bulmaz; her sabah tazelenir onlar, sadakatin büyüktür. 'Benim payıma düşen Rab'dir' diyor canım, 'Bu yüzden O'na umut bağlıyorum.' Rab kendisini bekleyenler, O'nu arayan canlar için iyidir. Rab'bin kurtarışını sessizce beklemek iyidir” (Yeremya'nın Ağıtları 3:18, 22-26). 2GS 251.4