Sevgi öğretmeni

72/88

71. Hizmet Etmek İçin

İsa, öğrencileriyle birlikte Kudüs'teki bir evin üst katında oturuyordu. Fısıh'ı kutlamak için bir araya gelmişlerdi. Kurtarıcı bu bayramı Onikiler ile birlikte kutlamayı istiyordu. Zamanının dolduğunu biliyordu; O, kendisi Fısıh Kuzusu'ydu ve Fısıh yemeğinin yenildiği gün kurban edilecekti. Acı kasesini içmek üzereydi; çok yakında son büyük acıyı çekecekti. Önünde çok az bir zaman kalmıştı ve bu kısıtlı zamanı çok sevdiği öğrencilerinin yararı için kullanacaktı. SO 637.1

İsa, “hizmet edilmek için değil;” tersine diğer insanlara hizmet etmek için”1tüm yaşamı boyunca bencillikten uzak durdu. Bu, O'nun tüm davranışlarında açıkça görüldü. Fakat öğrenciler, henüz bunu kavrayamamışlardı. Son Fısıh yemeğinde İsa, bu dersi onların düşüncelerine ve yüreklerine yerleştirecek bir örnekle açıkladı. SO 637.2

Öğrencileriyle birlikteyken İsa'nın yüreği sevinçle doluyordu. Fısıh'ı birlikte kutlamalarının özel bir anlamı ve önemi vardı; fakat İsa'nın yüreğini bu kez derin acılar kaplamıştı. O'nun bu üzüntülü hali adeta yüzünden okunuyordu. Evin yukarı odasında birlikte otururken öğrencileri, O'nun üzgün ve derin bir düşünceye dalmış olduğunu fark ettiler. Her ne kadar sebebini bilmeseler de öğrencileri O'nun bu sıkıntısını hafifletmeye çalıştılar. SO 637.3

Sofranın etrafında toplandıklarında İsa onlara üzgün bir ses tonuyla şöyle dedi: “Ben acı çekmeden önce bu Fısıh yemeğini sizlerle birlikte yemeyi çok arzulamıştım. Size şunu söyleyeyim; Fısıh yemeğini Allah'ın Egemenliğinde yetkinliğe erişinceye dek bir daha yemeyeceğim.” Sonra kaseyi alarak şükretti ve “Bunu alın, aranızda bölüşün” dedi. “Allah'ın Egemenliği gelinceye dek asmanın bu ürününden içme-yeceğim.”2 SO 637.4

İsa dünyadan ayrılıp Babasının yanma gitme zamanının geldiğini biliyordu. Yeryüzünden ayrılsa da insanlığa duyduğu sevgi asla tü-kenmeyecekti. Şimdi çarmıhın gölgesindeydi ve yüreğini derin acılar kaplamıştı. Kendisine ihanet edileceğini biliyordu. Kurtarmak için geldiği kişilerin vefasızlığını ve kendisine zulmedeceğini biliyordu. Ne kadar büyük bir fedakârlık yapması gerektiğini ve birçok kişinin bu fedakârlığın farkına varamayacağını biliyordu. Tüm bu çekeceği acıları bilmek, o ağırlığın altında ezilmeyi doğal karşılamasını gerektiriyordu. Fakat kendisi bu büyük acıyı çektikten sonra birçok zorluklar yaşayacak olan Onikiler'e baktı. Kendi çekeceği acıdan çok, öğrencilerinin yaşayacakları zorlukları düşündü. İsa, hiçbir zaman sadece kendisini düşünmedi. Öğrencilerini bir an için bile aklından çıkarmadı. SO 638.1

Öğrencileriyle birlikte olduğu bu son akşamda İsa'nın, onlara anlatacağı çok şey vardı. Öğrenciler, İsa'nın kendilerine anlatmak istediğini anlamaya hazır olsalardı, yüreklerini derinden yaralayacak olan bu büyük acıdan, hayal kırıklığından ve inançsızlıktan kurtulabilirlerdi. İsa, anlatacaklarına onların dayanamayacaklarını gördü. Onların yüzlerine baktığında uyarı ve teselli dolu sözler dudaklarında kaldı. Odayı derin bir sessizlik doldurdu. Kurtarıcı bir şey bekliyor gibiydi. Öğrencileri rahatsız olmuşlardı. Efendilerinin çekeceği derde yol açan acıma ve paylaşma hisleri artık yok olmuştu. Çekeceği büyük acı ile ilgili sözleri onları pek fazla etkilememişti. Çok geçmeden birbirlerine karşı kıskançlık duymaya başladılar. SO 638.2

“Aralarında hangisinin en büyük olacağı ile ilgili bir çekişme oldu.”3Öğrencilerin arasındaki bu çekişme İsa'yı çok üzdü; yüreğini derinden yaraladı. Öğrenciler hala İsa'nın, gücünü kullanması ve Da-vut'un tahtına geçmesi gerektiği fikrini savunuyorlardı ve her biri de bu krallıkta en yüksek mevkii almayı arzuluyordu. Kendileri ve diğerleri hakkında değer biçtiler; kendilerini diğer kardeşlerinden sürekli daha üstün gördüler. Yakup ve Yuhanna'nın Göksel Egemenlikte İsa'nın sağında ve solunda yer almak istemesi, diğerlerini kızdırdı. Bu ikisinin en yüksek konuma sahip olmak istemesi öğrencilerin arasında bir çekişmeye sebep oldu. Diğerleri kendileri hakkında yanlış hüküm verildiğini, İsa'ya olan bağlılıklarının ve yeteneklerinin takdir edilmediğini düşündüler. Yakup ve Yuhanna'yı en çok kıskanan ve onlara karşı kötülük besleyen Yahuda idi. SO 638.3

Öğrenciler Fısıh yemeğini yiyecekleri odaya girdiklerinde yürekleri küskün düşüncelerle doluydu. Yahuda İsa'nın sol yanma yaklaştı; Yuhanna O'nun sağındaydı. Eğer en yüksek bir mevki varsa, Yahuda onu elde etmek istiyordu; bunun İsa'nın yanı olduğunu düşünüyordu. Yahuda bir haindi. SO 639.1

Aralarında bu kez başka bir çekişme sebebi ortaya çıkmıştı. Yemekli bir toplantıda hizmetkarın, konukların ayaklarını yıkaması bir gelenekti. Böylece hizmet için hazırlık yapılırdı. Testi, leğen ve havlu ayak yıkama işlemi için hazırdı; fakat ortada hizmetkar yoktu ve bunu yapmak öğrencilere düşerdi. Her biri küskün olan öğrencilerin hiçbiri de bir hizmetkarın görevini yapmak istemiyordu. Bu olay karşısında ilgisiz kaldılar ve sanki kendileri için hiçbir şey yapılmayacakmış gibi davrandılar. Sessizlikleriyle buna tenezzül etmediklerini gösterdiler. SO 639.2

Onlar bu kadar ilgisiz davranırlarsa Şeytan'ın, öğrencileri düşürmeye kararlı olduğu tuzaktan İsa onları nasıl kurtaracaktı? Sadece öğrenci olduklarını iddia etmelerinin ve övünmelerinin kendisinin gerçek öğrencileri olmaları ve Göksel Egemenlikte yer almaları için yeterli olmadığını nasıl gösterebilirdi? Gerçek yüceliğin tevazu ve sevgi dolu bir hizmetle mümkün olduğunu nasıl gösterebilirdi? Yürek-lerine sevgi tohumunu nasıl ekecek ve onlara anlatmak istediği şeyi anlamalarını nasıl sağlayabilecekti? SO 639.3

Öğrenciler, birbirlerine hizmet etmek için hiçbir harekette bulunmadılar. İsa onların ne yapacaklarını görmek için bir süre bekledi. Hareket etmesini güçleştiren dış giysisini çıkararak eline bir havlu aldı ve beline sardı. Öğrenciler dikkatle O'na doğru bakıyor ve ne yapacağını merak ediyorlardı. “Sonra bir leğene su doldurup öğrencilerinin ayaklarını yıkamaya ve beline doladığı havluyla kurulamaya başladı.”4Bu hareket öğrencilerin gözlerini açtı. Yaptıkları hareketlerden dolayı utandılar. Hiçbir şey söylemediği halde İsa'nın, kendilerine gücendiğini fark ettiler. SO 639.4

Böylece İsa öğrencilerine olan sevgisini gösterdi. Onların bencil duyguları İsa'yı çok üzmüştü; fakat İsa onlarla hiçbir tartışmaya girmedi. Bunun yerine onlara asla unutamayacakları bir ders verdi. Onla- ra duyduğu sevgi asla azalmadı. Baha'nın her şeyi kendisinin ellerine verdiğini; kendisinin Allah'tan geldiğini ve yine Allah'a gideceğini biliyordu. İlahiliğinin tamamen bilincindeydi; fakat yüceliğini ve gör- ! kemini bir kenara bırakıp bir hizmetkar özdeşliğini aldı. O'nun yeryüzündeki yaşamının son hareketlerinden biri de hizmetkar özdeşliğini alıp yerine getirmesi gereken işi yapması oldu. SO 639.5

Fısıh'tan önce Yahuda, kâhinler ve din yorumcuları ile ikinci kez bir araya gelip İsa'yı ele vermek için onlarla anlaştı. Daha sonra hiçbir şey olmamış gibi masum tavırlarla, Fısıh hazırlığı için diğer öğrencilerin arasına katıldı. Öğrenciler, Yahuda'nın bu kötü niyetinden habersizdiler. Sadece İsa, onun bu gizli düşüncesini okuyabildi; fakat bunu belli etmedi. Kudüs için nasıl ağladıysa Yahuda için de o derece üzülüyordu. Kalbi derinden yaralıydı: “Senden nasıl vazgeçebilirim?” Bu sevginin zorlayıcı gücünü Yahuda da hissetti. İsa, onun ayaklarını yıkarken işlediği büyük günahından dolayı Yahuda'nın yüreğinde dayanılmaz derecede büyük bir sıkıntı vardı. Öyle ki, bu sıkıntı, günahını itiraf etmesi için adeta onu zorluyordu. Fakat Yahuda kendisini alçaltmak istemedi. Tövbeye karşı yüreğini taşlaştırdı ve kötü duyguları onu tekrar tutsak aldı. Yahuda İsa'nın, öğrencilerinin ayaklarını yıkamasına öfkelenmişti. İsa, eğer kendisini bu kadar alçaltıyorsa, İsrail'in kralı olamaz diye düşündü. Yahuda'nın, dünyasal krallık onuru ile ilgili umutları yok olmuştu. Yahuda, İsa'nın izinden giderek kazanılacak hiçbir şey olmadığını düşünüyordu. Yahuda, İsa'nın kendisini alçalttığını gördükten sonra kendisini aldatılmış hissetti ve O'nu ele verme planını uygulamaya karar verdi. Yahuda, Şeytan'ın esiri olmuştu ve Rab'be ihanet etmek için başladığı işi tamamlamaya kararlıydı. SO 640.1

Sofrada kendi yerini seçen Yahuda, ilk sıraya geçmişti. İsa ilk ona hizmet etti; Yahuda'nın nefret ettiği Yuhanna ise son sıradaydı; fakat Yuhanna bundan dolayı asla gücenmedi. Öğrenciler İsa'nın hareketlerini izlerken çok etkilendiler. Sıra Petrus'a geldiğinde şaşkınlık içinde, “Rab, ayaklarımı sen mi yıkayacaksın?”5diye haykırdı. Öğrencilerden birinin bunu yapmamış olması onu çok üzdü. Petrus, Tanrı'nın Oğlu olduğuna inandığı Rab'binin bir hizmetkarın yapması gereken işi yaptığını görmeye dayanamıyordu. İsa'nın bu hareketinden çok etkilenmişti. İsa'nın bunun için dünyaya geldiğinin farkına varamadı. Daha sonra şöyle haykırdı: “Benim ayaklarımı asla yıkamayacaksın!” SO 640.2

İsa, “Seni yıkamazsam, yanımda yerin olmaz”6diye cevap verdi. Petrus'un reddettiği hizmet daha büyük bir arınmanın simgesiydi. İsa, insanların yüreklerindeki günahın izlerini temizlemek için gelmişti. Petrus, ayaklarını İsa'nın yıkamasını reddederek daha büyük bir arınmanın sembolünü ve Rab'bini gerçekten reddetmiş oluyordu. Rab bin, bizim günahlarımızdan arınmamız için çalışması O'nu asla küçük düşürmez. Gerçek tevazu, bizim yararımız için sağlanan bir hizmeti şükran dolu bir kalple kabul etmek ve Rab için içtenlikle çalışmaktır. SO 641.1

İsa'nın şu sözleri Petrus'un yüreğini derinden etkilemişti: “Sem yıkamazsam, yanımda yerin olmaz.”7Rab'binden ayrı kalma düşüncesine dayanamadı; bu onun için ölüm demekti. Petrus, “Rab, o halde yalnızca ayaklarını değil, ellerimi ve başımı da yıka” dedi. İsa şöyle cevap verdi: 'Yıkanmış olan tamamen temizdir. Ayaklarının yıkanmasından başka şeye ihtiyacı yoktur. Sizler temizsiniz.'”8 SO 641.2

Bu sözlerde vücut temizliğinden daha fazlası ifade ediliyordu. Rab burada basit bir sembolle daha yüce bir arınmadan söz ediyordu. Yıkanmış olan temizdi, sadece sandaletli ayaklar yine tozlanacaktı ve temizlenmesi gerekirdi. Petrus ve kardeşleri, günahlarından arınmaları için açılan çeşmede yıkanmışlardı. İsa onları öğrencileri olarak kabul etmişti. Fakat onlar günaha ve kötü düşüncelere kapılmışlardı ve günahlarından arınmalarını sağlayacak olan İsa'nın lütfuna ihtiyaçları vardı. İsa beline havluyu dolayıp öğrencilerinin ayaklarını yıkamayı düşündüğünde, aynı zamanda onların yüreklerindeki kıskançlığı ve çekişmeyi de arındırmayı arzuluyordu. Bu, onların ayaklarının yıkanmasından çok daha önemliydi. O anki düşünceleriyle onlardan hiçbiri İsa ile birlikte olmaya hazır değildi. SO 641.3

Yüreklerinde sevgiye ve alçakgönüllülüğe yer verinceye dek, Fısıh yemeğini ya da İsa'nın kurmak üzere olduğu hizmetin anısını paylaşmaya hazır değildiler. Onların yürekleri arınmalıydı. Kibir ve yalnızca kendi çıkarını düşünme, öfke ve çekişme yaratır; fakat Isa, öğrencilerinin ayaklarını yıkayarak onları tüm bunlardan arındırdı. Öğrencilerin yüreklerindeki duygular değişmişti. İsa onlara doğru baktığında, “Sizler temizsiniz” diyebiliyordu. Şimdi tekrar bütünleştiler, birbirlerine karşı sevgi duymaya ve alçakgönüllü davranmaya baş- ladılar. Yahuda dışında tümü, bir diğerine en yüksek mevkii vermeye hazırdı. Şimdi minnettarlık dolu yürekleriyle İsa'nın sözlerini dinleyebilirlerdi. SO 641.4

Petrus ve kardeşleri gibi bizler de İsa'nın kanı sayesinde arındık; buna karşın kimi zaman kötü düşüncelerin etkisiyle yüreğimiz kirlenmiştir. Günahtan arındıran lütfü için İsa'ya gelmeliyiz. Petrus, Rab'bin, kendisinin ayaklarını yıkamasından çekinmişti. Fakat bizler günahtan kirlenmiş yüreğimizi arındırması için ne zaman O'na getirdik! Bizim kibir dolu ve kötü davranışlarımızı görmek O'nu ne kadar derinden yaralar! Evet, tüm zayıflıklarımız ve günahlarımızla O'na gelmeliyiz! O, bizi tek başına arındırabilir. Günahlarımızdan arınmadıkça O'nunla birlikte olmak için hazır olamayız. SO 642.1

İsa öğrencilerine, “Sizler temizsiniz; fakat hepiniz değil”9demişti. Yahuda'nın ayaklarını yıkamıştı; fakat Yahuda arındırması için yüreğini İsa'ya teslim etmemişti. Onun yüreği kötülüklerden arınmamıştı. Yahuda kendisini İsa'ya teslim etmemişti. SO 642.2

İsa öğrencilerinin ayaklarını yıkadıktan sonra giyinip tekrar sofraya oturdu. Onlara, “Size ne yaptığımı anlıyor musunuz?” diye sordu. “Siz beni Öğretmen ve Rab diye çağırıyorsunuz, öyleyim. Ben Rab ve öğretmen olduğum halde ayaklarınızı yıkadım. Öyleyse Sizler de birbirinizin ayaklarını yıkamalısınız. Size yaptığımın aynısını yapmanız için bir örnek verdim. Size doğrusunu söyleyeyim; köle efendisinden üstün değildir. Elçi de kendisini gönderenden üstün değildir”10 SO 642.3

İsa, öğrencilerinin ayaklarını yıkamasının kendisini asla küçük düşürmediğini anlamalarını istiyordu. “Siz beni Öğretmen ve Rab diye çağırıyorsunuz, öyleyim.”11İsa ilahiliğiyle bu hizmete daha büyük bir anlam ve önem kazandırdı. Hiç kimse İsa kadar yüceltilmemişti; buna karşın O, en mütevazı hizmeti yerine getirdi. SO 642.4

Öğrencilerinin, insanın yüreğinin doğasında var olan bencillik yüzünden yanlış yola sapmaması için onlara bu tevazu örneğini verdi. Allah katında böylesine değerli olan Kişi, bu konuya o kadar çok önem verdi ki, ders alabilmeleri için kendi öğrencilerine bir hizmetkar gibi hizmet etti. Onlar, en yüksek mevki için çekişirken, gökyüzünün görkemli meleklerinin onurlandırdığı Kişi, kendisini Rab diye çağıranların ve kendisine ihanet edecek olan Yahuda'nın ayakların, yıkadı. SO 642.5

İsa tüm yaşamı boyunca ve verdiği derslerde, kaynağını Allan tan alan ve bencillikten uzak olan hizmetin en güzel örneklerini verdi. Allah kendisi için yaşamaz. O, dünyayı yaratarak ve yeryüzündeki er şeyi gözeterek başkalarına sürekli hizmet etmektedir. O, güneşim hem kötülerin, hem de iyilerin üzerine doğdurur. Yağmurunu da hem doğruların hem de eğrilerin üzerine yağdırır.”12Allah, en yüce hizmeti İsa'ya buyurmuştur. İsa kendi örneği ile, hizmet etmenin ne demek olduğunu öğretir. O, tüm yaşamı boyunca Allah'ın Yasası'na bağlı kalarak hizmet etmiştir. İsa herkese hizmet edip yardım elim uzatmıştır. Böylece Allah'ın Yasası'nı uygulamış ve kendi örneği ile bu yasaya nasıl uyacağımızı bize göstermiştir. SO 643.1

İsa defalarca öğrencilerine bunu öğretmeye çalıştı. Yuhanna ve Yakup diğerlerden üstün olmak için dilekte bulunduklarında onlara şöyle demişti: “Aranızda büyük olmak isteyen, diğerlerinin hizmetkarı olsun.”13O'nun egemenliğinde kibre ve kişinin kendisini üstün görme arzusuna yer yoktur. Tek yücelik alçak gönüllülüktür. SO 643.2

İsa öğrencilerinin ayaklarını yıkadıktan sonra şöyle dedi: “Size yaptığımın aynısını yapmanız için bir örnek verdim.” İsa bu sözleriyle sadece konukseverlikten söz etmiyordu. Ayak yıkamak aslında çok daha önemli bir şeyin simgesiydi. İsa böylelikle dini bir hizmeti kuruyordu. Rab'bimizin bu tevazu dolu davranışı kutsal bir buyruğa dönüştü. Öğrenciler, O'nun tevazu ve hizmet ile ilgili olarak verdiği dersleri sürekli akıllarında tutmak için bu buyruğa uymalıydılar. SO 643.3

Bu buyruk, İsa'nın törensel hizmet için belirlediği hazırlıktır. Yüreğimizde kibir, kıskançlık ve çekişmeye yer verdiğimiz sürece Isa ile birliktelik kuramayız; O'nun bedeninin ve kanının bütünlüğünü anlayamayız. Bu yüzden İsa bu alçakgönüllü davranışının işaretini her zaman hatırlamamızı ister. SO 643.4

Allah'ın çocukları bu buyrukla ilgili olarak Rab bin yaşam ve görkem dolu sözlerini hatırlarlar: “Size ne yaptığımı anlıyor musunuz? Siz beni Öğretmen ve Rab diye çağırıyorsunuz, öyleyim. Ben Rab ve öğretmen olduğum halde ayaklarınızı yıkadım. Öyleyse Sizler de birbirinizin ayaklarını yıkamalısınız. Size yaptığımın aynısını yapmanız için bir örnek verdim. Size doğrusunu söyleyeyim; köle efendisinden us- tün değildir. Elçi de kendisini gönderenden üstün değildir. Bildiğiniz bu şeyleri yaparsanız, size ne mutlu!” Sürekli kendisi için çalışma, en yüksek mevkiye gelme ve kendisini başkalarından üstün görme arzusu insanın doğasında vardır. Rab'bin sofrasının buyruğu bu yanlış anlamaları ortadan kaldıracak, insanların yüreğini kibirden ve kendilerini üstün görme arzusundan arındıracak ve onları kendi kardeşlerine hizmet etmeye yönelten mütevazılığa yöneltecektir. SO 643.5

Bu buyruk yerine getirilirken göklerdeki Koruyucu belirli bir zaman içinde kendini sınama, günahları itiraf etme ve günahlarının affedildiğinin kutsal güvencesini vermek için onları izler. İsa, kişinin yüreğindeki kibirli düşünceleri değiştirmek için bütün lütfuyla oradadır. Kutsal Ruh Rab'bin buyruğunu yerine getirenlerin hislerini güçlendirir. Kurtarıcı'nın bu tevazu dolu hareketini hatırladığımızda, düşüncelerimiz birbirini izler; tüm anılarımız bir an için belleğimizde canlanır. Allah'ın unutulan nimetleri, kötüye kullanılan lütufları ve göz ardı edilen iyi niyeti o an hatırlanır. Sevgi dolu bir çiçeğin kökünü kurutan kötü düşüncelerin hepsi birden açığa çıkar. Kötü bir karaktere sahip olunduğu, görevlerin ihmal edildiği, Allah'a şükredilmediği ve diğer kardeşlere karşı soğuk davranıldığı hatırlanır. Günahkar durumumuzu Allah gibi apaçık göreceğiz. Düşüncelerimiz, kibirden ve kapristen uzak, tevazu dolu ve öz eleştiriye açık olmalıdır. Kişinin başkalarına “karşı yabancılaşmasına neden olan kötü düşüncelerden kurtulması için Allah ona yardım edecektir; böylece kişinin yüreği kötülüklerden arınacaktır. İtiraf ettiği günahları affedilecektir. İsa'nın lütfü kendilerini sardığında insanlar, kutsal bir birlik oluştururlar. SO 644.1

Hazırlık hizmeti ile ilgili bu ders kavranıldığında kişinin yüreğinde daha iyi bir ruhsal yaşam arzusu belirir. Yüce Allah bu arzuya karşı-lık verecektir. Yüreğinde bu arzuya yer veren kişi yüceltilecektir. Affedilen günahların bilinciyle bu ilahi birlikteliğe paydaş olabiliriz. İsa'nın dürüstlüğünün güneş ışınları düşüncelerimizi ve ruhumuzdaki tapmağı aydınlatacaktır. “Dünyanın günahını ortadan kaldıran Allah'ın Kuzu- su'na bakarız.”14 SO 644.2

Tüm yüreğiyle yerine getirenler için bu hizmet, sadece bir törenden ibaret değildir. Bu hizmetin öğrettiği ders şu ilkeye dayanır: “Birbirinize sevgiyle hizmet edin.”15İsa, öğrencilerinin ayaklarını yıka- yarak, her ne kadar mütevazı da olsa onları göksel hazinenin paydaşı yapacak olan her görevi yerine getirebileceğini gösterdi. Aynı hizmeti yerine getiren öğrencileri de kardeşlerine hizmet etmek için alçakgönüllü olmayı öğrendiler. Bu buyruk doğru bir şekilde yerine getirilirse, Allah'ın çocukları, biri yardım etmek, diğeri birilerini kutsamak için kutsal bir şekilde bütünleşirler. Allah'ın bencil olmayan bir hizmeti arzuladığına tanık olurlar. Onlar da Rab'bin çalışma alanı kadar geniş bir alana sahiptirler. Dünya bizim hizmetimize muhtaç olan insanlarla doludur. Çevremizde birçok aç, yoksul, kimsesiz ve bilgisiz insan vardır. Yukarıdaki odada İsa ile birlikte olanlar, tıpkı O'nun yaptığı gibi bu yardıma muhtaç insanlara hizmet etmeye gideceklerdir. SO 644.3

Herkes tarafından kendisine hizmet edilen İsa, yeryüzüne herkese hizmet etmeye geldi. O, herkese hizmet ettiği için O na tekrar hizmet edilecek ve O, herkes tarafından tekrar onurlandırılacaktır. O'nun ilahi karakterine ve insanların kurtarıldığını görmenin sevincine paydaş olanlar, O'nun bencil olmayan hizmetini kendilerine örnek almalıdırlar. Tüm bunlar İsa'nın sözlerinde anlaşıldı: “Size yaptığımın aynısını yapmanız için bir örnek verdim!” Bu Allah tarafından verilen hizmetin amacıydı. “Bildiğiniz bu şeyleri yaparsanız size ne mutlu! SO 645.1

Bu bölüm Luka 22:7-18, 24 ve Yuhanna 13:l-17'ye dayanmaktadır. SO 645.2