Sevgi öğretmeni
1. Bölüm — Genel bakiş
1. “Allah Bizimle”
“O'na İmanuel denilecek... Tanrı bizimle.” SO 13.1
“Allah'ın yüceliğinin ilminin ışığı İsa Mesih'in yüzünde” görüldü. Sonsuzluk günlerinden beri İsa Mesih, Baba ile birdi. O, “Allah'ın sureti” idi. O'nun büyüklüğünün ve yüceliğinin gücü ve “ihtişamının görüntüsü” idi. O, bu yüceliği dünyaya göstermek, günahtan kararmış dünyaya Allah'ın sevgisinin ışığını getirmek ve “bizimle olmak için” geldi. Bu yüzden O'na “İmanuel denileceği” bildirildi. SO 13.2
O, bizimle birlikte yaşamak için gelerek, hem insanlara, hem de meleklere Allah'ı açıklayacaktı. O, Allah'ın sözüydü. Allah'ın düşüncesinin duyulabilir olmasını sağladı. Öğrencileri için ettiği bir duasında şöyle dedi: “Bana beslediğin sevgi onlarda olsun, ben de onlarda olayım diye senin adını (acıyan, lütfeden, tez öfkelenmeyen, sevgisi engin ve sadık) onlara bildirdim.” Fakat bu, sadece yeryüzünde yaratılanlar için verilen bir vahiy değildi. Küçük dünyamız, evrenin ders kitabıdır. Allah'ın bu olağanüstü tasarısındaki lütuf ve bağışlamasındaki sevginin sırrı, “meleklerin ilgi duydukları” bir konudur ve bu, onların sonsuz çağlar boyunca üzerinde çalışacakları ders olacaktır. Kurtarılanlar ve günaha düşmemiş olanlar, Mesih'in çarmıhında ilimlerini ve ilahilerini bulacaklardır. Mesih'in yüzünde parlayan nurun, O'nun kendi hayatını feda edebilecek derecede sahip olduğu sevginin nuru olduğu görülecektir. Mesih'in çarmıha gerildiği yerde parlayan ışıkta, kendi hayatını feda eden sevginin kanununun, gökyü- zündeki ve yeryüzündeki yaşamın kanunu olduğu; “hiçbir zaman kendi çıkarını düşünmeyen” sevginin kaynağının, Allah'ın kendisi ol-duğu; alçakgönüllü ve mütevazı Olan'da2, hiçbir kimsenin yaklaşa-mayacağı bir ışığın içinde var Olan'ın3karakterinin gözler önüne serildiği görülecektir. SO 13.3
Başlangıçta Allah, yarattığı her şeyde açıkça fark edildi. Gökyüzünü yayan ve dünyanın temelini kuran İsa Mesih'ti. Dünyayı boşlukta tutan ve kır çiçekleriyle süsleyen O'nun eliydi. “O'nun gücü dağları hızla yerleştirdi.”4“Deniz O'nun'dur ve denizi O yaratmıştır.”5Yeryüzünü güzelliklerle donatan ve havayı şarkılarla süsleyen O'ydu ve O, yeryüzünde, gökyüzünde ve havada bulunan her şeyin üzerine Baha'nın sevgi mesajını yazdı. SO 14.1
Günah, Allah'ın bu kusursuz eserini bozmuştur. Fakat şimdi bile tüm yaratılanlar, O'nun kusursuzluğunun görkemini açıkça belirten izleri görebilirler. Yeryüzünde, insanın bencil kalbinden başka, sadece kendisi için yaşayan hiçbir varlık yoktur. Havada süzülen kuşlar, yerde gezinen hayvanlar, hepsi, doğanın dengesini koruyabilmesi için diğer canlıların yaşamasına imkan sağlarlar. Ormandaki bir yaprak ya da yerdeki çimenler bile, hayvanların ve insanların hayatlarını sürdürmelerine yardımcı olurlar. Her ağaç, yaprak ve çalılık, onsuz ne insanların ne de hayvanların yaşayabileceği hayat elementini6rler. Buna karşılık olarak, insanlar ve hayvanlar, onların yaşamlarını sürdürmelerini sağlarlar. Çiçekler güzel kokular yayarlar ve açılarak dünyaya güzelliklerini sunarlar. Güneş, dünyamızla birlikte binlerce gezegeni sevindirmek için ışığını yayar. Okyanus, pınarlarımızın ve sularımızın asıl kaynağıdır. Her kıtadan akıntılar alır; fakat geri vermek üzere. Ondan yükselen su buharları, bitkilerin gelişmesi ve çiçeklerin tomurcuk açması için yağmur olarak tekrar yeryüzüne düşer. SO 14.2
Kutsal melekler, günahkarlara ve kutsal olmayanlara, bıkmaksızın sevgi ve şefkat göstermekten sevinç duyarlar. Gökyüzü melekleri insanların kalbini kazanmaya çalışır; onlar, bu karanlık dünyaya gökyüzünden ışık getirirler. Sabırlı ve nazik bir şekilde onlara yardımcı olarak, yolunu kaybedenleri, kendilerinin düşündüklerinden bile daha yakın olan Mesih'in kutsal birlikteliğine getirmek için, insanların ruhları üzerinde etkili olurlar. SO 14.3
Tüm diğer örneklerden sonra, İsa Mesih'te Allah'ı görüyoruz. Mesih'e baktığımızda, kendisinde Allah'ın yüceliği görülmektedir. İsa şöyle demiştir: “Ben kendiliğimden bir şey yapmıyorum. Ancak, Baha'mın bana öğrettiği gibi konuşuyorum.”7“Yaşayan Baba beni gönderdiği gibi ve ben Baba'nın aracılığıyla yaşadığım gibi, bedenimi yiyen de benim aracılığımla yaşayacak.”8“Ben kendimi yüceltmek istemiyorum, ama bunu isteyen ve yargılayan Biri vardır.”9“Kendi-liğinden konuşan, kendini yüceltmek ister, ama kendisini göndereni yüceltmek isteyen doğrudur ve O'nda haksızlık yoktur.”10Bu sözlerde, evren için yaşam kanunu olan büyük prensip açıklanıyor. Mesih, Allah'tan her şeyi, geri vermek üzere aldı. Böylece gökyüzünde O'nun yardımıyla, tüm yaratılanlar için, sevgili Oğul aracılığıyla Baha'nın ömrü herkese akar. Bu, Oğul sayesinde övgü ve sevinç dolu bir ibadetle ve bir sevgi akışı şeklinde her şeyin yaratıcısı ve kaynağı olan Yüce Yaradan'a geri döner. Bu şekilde, Mesih vasıtasıyla yaşam kanununu ve Yüce Allah'ın karakterini temsil eden iyilik devranı tamamlanmış olur. SO 15.1
Gökyüzünde, bu yasa ihlal edildi. Günah, bencillikten dolayı ortaya çıktı. Keruv olan Lusifer, cenntte “en önemli varlık” olmayı arzuladı. Gökyüzündeki varlıkların denetimini ele geçirmeye, onları Yaratıcılarından uzaklaştırmaya ve kendisine hürmet etmelerini sağlamaya çalıştı. Allah'ın, kendisini üstün görme arzusunda olduğunu savunarak, O'nu kasıtlı olarak yanlış tanıttı. Kendi kötü özellikleriyle, sevgi dolu Yaradan'ı suçlamaya çalıştı. Bu şekilde insanları ve melekleri kandırdı. Onları, Allah'ın Sözü'nün doğruluğundan şüphe etmeye ve O'nun iyiliğine güvenmemeye yöneltti. Allah, adaletli ve büyük bir ihtişama sahip olduğu için, Şeytan, insanların O'nu acımasız ve sert olarak görmelerini sağladı. Böylece, Allah'a karşı gelmek için insanları kendi tarafına çekti ve felaket gecesi tüm dünyanın üzerine çöktü. SO 15.2
Yeryüzü, Allah'ın yanlış anlaşılmasıyla karardı. Koyu karanlıkların aydınlatılması ve dünyanın yeniden Allah'a geri yaklaştırılabilmesi için, Şeytan'ın aldatıcı gücünün kırılması gerekiyordu. Bu, güç kullanarak yapılamazdı. Güç kullanmak, Allah'ın Egemenliğinin prensiplerine aykırıdır; O, sadece sevgiyle yapılan hizmeti arzular ve sevgiye hükme- dilemez, sevgi zorla ya da otorite yoluyla elde edilemez. Sevgiye, sadece sevgi yoluyla ulaşılır. Allah'ı tanımak, O'nu sevmektir. O'nun karakteri, Şeytan'ın karakterine zıt olarak gösterilmeliydi. Bunu, tüm evrende sadece tek bir Kişi11yapabilirdi. Bunu insanlığa sadece Allah'ın sevgisinin derinliğini ve yüceliğini bilen Kişi12bildirebilirdi. Dünyanın karanlık gecesinin üzerine Doğruluğun Güneşi, “O'nun kanatları altında şifa olarak doğacaktır.”13 SO 16.1
Bizlerin kurtarılma planı, sonradan akla gelen bir düşünce veya Adem'in günah işlemesinden sonra oluşturulan bir plan değildi. Bu plan, “sonsuz çağlardan beri gizli tutulan sırrın” açıklanmasıydı.14Sonsuz çağlardan beri Allah'ın Egemenliğinin temeli olan ilkelerin göz önüne serilmesiydi. Allah ve İsa, Şeytan'ın dönekliğini ve onun aldatıcı gücü yüzünden insanın günah işleyeceğini baştan beri biliyorlardı. Günahın varolmasını Allah emretmedi, fakat onun var olacağını önceden gördü ve sebep olacağı kötü sonuçlara karşı önlemler aldı. “Çün-kü Tanrı dünyayı o kadar çok sevdi ki, biricik Oğlu'nu verdi. Öyle ki, O'na iman edenler, sonsuz yaşama kavuşsun.”15 SO 16.2
Şeytan, şöyle demişti; “Kendi tahtımı Allah'ın yıldızlarından daha yükseğe koyacağım... En Yücelerdeki16gibi olacağım.”17Fakat “Mesih, Allah özüne sahip olduğu halde, Allah'a eşitliği sımsıkı sarılacak bir hak saymadı.”19 SO 16.3
Bu gönüllü bir fedakarlıktı. İsa, Baba'nın yanında kalabilirdi. Gökyüzünün ihtişamını elinde bulundurabilir ve meleklerin hürmetini alabilirdi; fakat, cehaletin karanlığında kalmış olanlara ışık ve tü- kenmişlere hayat getirebilmek için, evrenin saltanatından ve tahtından vazgeçip, hükümdarlık asasını Baba'nın ellerine teslim etmeyi seçti. SO 16.4
Yaklaşık 2000 yıl önce gökyüzünden, Allah katından gelen, gizemli ve anlamlı bir ses duyuldu: “Kurban ve sunu istemedin, ama benim için bir beden hazırladın... O zaman dedim ki, 'Yasa kitabında Benim için, sözlerde sonsuz çağlar boyu gizlenen amacın yerine getirilmesi açıklanıyor. Yazılmış olduğu gibi' senin istemini yapmak üzere, ey Tanrım işte geldim.”21Mesih, dünyaya gelmek ve insan bedeni almak üzereydi. O, şöyle der: “Benim için bir beden hazırladın.” İsa, dünya yaratılmadan önce Baba'nın yanındayken sahip olduğu ihtişamla bize görünmüş olsaydı, biz, O'nun varlığının ışığına dayanamazdık. O'na baktığımızda yok olmamamız için, O'nun ihtişamının görüntüsü gizlendi. O'nun ilahiliği insan bedeniyle örtüldü. O, görülebilir insan bedeninde görünmeyen bir ihtişama sahipti. SO 17.1
Bu büyük amaç, örnekler ve simgelerle daha önceleri kendini gösterdi. Yanan çalılık şeklinde Musa'ya görünen İsa, Allah'ı temsil etti. Allah'ı temsilen seçilmiş olan bu simge, görünüşte hiçbir ilgi çekici yanı bulunmayan sıradan bir çalılıktı. Bu, Sonsuz 01an23'ı içinde kutsal olarak sakladı. Musa'nın, O'na baktığında hayatta kalabilmesi için, merhameti sonsuz olan Allah'ımız, O'nun ihtişamını en mütevazı şekilde gizledi. Allah insanlara lütfunu bağışlayarak ve onlara isteğini bildirerek, gündüzleri bulut, geceleri ateş direğiyle İsrail halkıyla iletişim kurdu. Ölümlü insanın zayıf görüşünün bakabilmesi için, Allah'ın ihtişamı ve yüceliği gizlendi. Bu yüzden İsa, “her şeyi kendine bağlı kılmaya yeterli olan gücünün etkinliğiyle bizim zavallı bedenlerimizi değiştirip, kendi yüce bedenine benzer hale getirecek- tir.”24O, insanların dünya gözüyle kendisinde arayabilecekleri dünyasal bir güzelliğe sahip değildi; buna karşın, Allah'ın insan şeklini almış hali, yeryüzünün ve gökyüzünün ışığı idi. O'nun ihtişamı, doğru yoldan çıkarılmış ve acı içindeki insanlara yaklaşabilmesi için saklandı, görkemi ve yüceliği gizlendi. SO 17.2
Allah, Musa'ya İsrail için şöyle buyurdu: “Aralarında oturmam için bana bir tapınak yapsınlar”25ve O, tapınakta halkının arasında oturdu. Çöldeki yorucu yolculukları boyunca O'nun varlığının simgesi, İsrillilerle birlikteydi. Böylece İsa, çadırını bizim kampımıza kurdu. Bizimle birlikte olmasıyla, O'nun ilahi karakterini ve yaşamını tanımamız için çadırını insanların yanında kurdu. “Söz, insan26olup ara-mızda yaşadı. Biz de O'nun yüceliğini Baba'dan gelen, lütuf ve gerçekle dolu olan biricik Oğul'un yüceliğini gördük.”27 SO 18.1
Mesih, bizimle birlikte yaşamak için geldiğinden dolayı, Allah'ın bizim yaşadığımız sevinçli ve kederli tecrübelerden haberdar olduğunu biliyoruz. Adem'in her oğlu ve kızı, Yüce Yaradan'ın, günahkarın dostu olduğunu anlayabilir. Çünkü her lütuf öğretisinde, sevinç sözünde, sevgi hareketinde ve Kurtarıcının yeryüzündeki hayatında görülen her ilgi çekici olayda, “Allah'ın yanımızda olduğunu” açıkça görürüz. SO 18.2
Şeytan, Allah'ın sevgisini bencillik yasası olarak gösterir ve O'nun emirlerine uymamızın imkansız olduğunu söyler. Şeytan, ilk anne ve babamızın işlediği günah ve bunun sonucunda ortaya çıkan acı ve keder yüzünden, insanları, Allah'ı günahın, acının, kederin ve ölümün yaratıcısı olarak görmeye sevk ederek, Yüce Yaradan'ı suçlar. İsa, Şeytan'ın bu kandırmacasını ortaya çıkaracaktı ve bizden biri olarak bir itaat örneği verecekti. Bunun için, bizim görünümümüzü aldı ve yaşadıklarımızı yaşadı. “Bunun için her yönden kardeşlerine benzemesi gerekiyordu.”28Eğer biz, İsa'nın maruz kalmadığı bir olaya katlanmak zorunda kalsak, Şeytan bu noktada, Allah'ın gücünü “bizim için yetersiz” olarak gösterirdi. Bu yüzden İsa, “her alanda bizim gibi sınandı.”29Bizim yaşadıklarımızı yaşadı ve çektiğimiz sıkıntıları fazla- sıyla çekti. Kendisi için, adına bizim sahip olmadığımız hiçbir güç kullanmadı. Bir insan olarak Mesih, Şeytan'ın günaha teşvikiyle karşılaştı ve kendisine Allah tarafından verilen güçle onun üstesinden geldi. İsa, şöyle der: “Allah'ım, Senin dileğini yerine getirmekten zevk duyarım. Yasan yüreğimin derinliğindedir.”30O, insanlara iyilik yaptığında ve Şeytan'ın zarar verdiği kişileri iyileştirdiğinde, onların, Allah'ın Yasa- sı'nın karakterini ve O'na yapılan hizmetin niteliğini anlamasını sağladı. O'nun yaşamı, Allah'ın emirlerine itaat etmenin bizim için mümkün olduğunu kanıtlar. SO 18.3
O, insanlığı ile insanlara yardım elini uzattı. İlahiliği ile Allah'a sımsıkı bağlıydı. Bir insan olarak, bize bir itaat örneği verdi. Tann'nın Oğlu olarak O, itaat etmemiz için bize güç verir. Horev dağındaki çalıda Musa ile konuşan İsa idi. “Ben 'BEN OLAN'ım;... İsrail oğullarına de ki, Beni size 'BEN OLAN' gönderdi.”31Bu, İsrail'in kurtuluşunun teminatıydı. O, insan şeklinde geldiğinde, kendisini “BEN OLAN” şeklinde tanıttı. Beytlehemli Çocuk, alçakgönüllü ve mütevazı Kurtarıcı; “insan bedeninde görünen” Tanrı'dır32; ve İsa, bize şöyle der: “BEN iyi çobanım.”33“Gökten inmiş olan diri Ekmek de 'BEN'im.”34“Yol, gerçek ve yaşam 'BEN'im.”35“Yeryüzünde ve gökyüzünde tüm yetki bana verilmiştir.”36“BEN OLAN” her sözün teminatıdır; korkmayın, “Allah'ın bizimle olması,” günahlardan kurtulmamızın teminatı ve Allah'ın yasasına itaat etme gücünü bize veren güvencesidir. SO 19.1
İsa, insan özdeşliğini almak için alçalarak, Şeytan'ınkine zıt bir karakter sergiledi. İsa tevazu yolunda sürekli mütevazı adımlar attı. “İnsan biçimine bürünmüş olarak ölüme, çarmıh üzerinde ölüme bile boyun eğip kendini alçalttı.”38Başkahinin, göz alıcı kâhin cübbesini bir kenara bırakıp, beyaz ketenden normal kâhin elbisesiyle görevini sürdürdüğü gibi, Mesih uşak özdeşliğini aldı ve bir kurban sundu. Kâhin de, kurban da kendisiydi. “Fakat bizim günahlarımızdan dolayı yaralandı39. Kötülüklerimiz yüzünden zedelendi. Kurtuluşumuz için olan ceza, O'nun üzerine indi ve O'nun yaraları ile biz şifa bulduk.”40 SO 19.2
Bize, O'nun hak ettiği gibi davranılabilmesi için, O'na, bizim hak ettiğimiz gibi davranıldı. Bizim, içinde hiçbir payımız olmayan O'nun doğruluğuyla aklanmamız için O, içinde kendisinin hiçbir payının bulunmadığı bizim günahlarımızdan dolayı mahkum edildi. SO 20.1
O, aslında kendisinin olan yaşama bizim de kavuşabilmemiz için, bizim hak ettiğimiz ölüme gitti. “O'nun yaraları ile biz şifa buluruz.” SO 20.2
Yaşamı ve ölümüyle Mesih, insanlığı, günah yoluyla oluşan yıkıntıdan kurtarmaktan çok daha fazlasını başardı. Şeytan'ın amacı, Allah ile insan arasında sonsuz bir uçurum yaratmaktı; fakat biz, Mesih aracılığıyla hiç günah işlememiş gibi Allah ile bir araya geliriz. Mesih, bizim özdeşliğimizi alarak, kendisini insanlığa asla çözülmeyecek bir bağla bağlamıştır. Sonsuz çağlar boyunca sürekli bizimle birliktedir. “Çünkü Tanrı dünyayı o kadar çok sevdi ki; biricik Oğlu'nu verdi.”41Allah, O'nu sadece bizim günahlarımızı taşıması ve bizim için kendi hayatını feda etmesi için vermedi; O'nu günahkar insan soyu için verdi. Allah, bize değişmez barış fikrini iletmesi, insanlık ailesin-den biri olması ve insan özdeşliğini daima koruması için biricik Oğlu'nu verdi. Bu, Allah'ın sözünü yerine getireceğinin güvencesidir. “Çünkü bize bir Çocuk doğdu, bir Oğul verildi. Önderlik, O'nun omuzları üstünde olacaktır.” Allah, Oğlu'nun kişiliğinde tüm insanlığı evlat edindi ve onu gökyüzünün en yüksek yerine taşıdı. Evrenin tahtını paylaşan, “İnsanoğlu”dur.42“Muhteşem, Her Şeye Gücü Yeten, Son- suzluğun Babası ve Barış Prensi” diye çağırılacak olan Kişi “İnsan- oğlu”;dur.43Ben “BEN OLAN”ım diyen, Allah ile insanın arasında elini hem Allah'a, hem de insana uzatan, Mesih'tir. “Kutsal, suçsuz, lekesiz, günahlılardan ayrılmış, göklerden daha yücelere çıkarılmış olan Başkâhinimiz,”44bizleri kardeşleri olarak çağırmaktan utanç duymaz.45Yeryüzü ve gökyüzü ailesi Mesih aracılığıyla birbiriyle bütünleşir. Yüce Mesih bizim kardeşimizdir. İnsanın tabiatı gökyüzünü kapsar ve insanlık, Sonsuz Sevgi'nin derinliklerinde gözler önüne serilir. SO 20.3
Allah, halkıyla ilgili olarak şöyle der: “Onlar, kendi diyarlarında parıldayan taç taşları gibi olacaklar. Çünkü onun iyiliği ve güzelliği ne büyüktür.”46Kurtarılanların yüceltilmesi, Allah'ın merhametinin sonsuz bir kanıtı olacaktır. “Mesih İsa'da bize gösterdiği iyilikle, lütfunun sonsuz zenginliğini gelecek çağlarda” gösterecektir. “Öyle ki, Allah'ın çok yönlü bilgeliği... göksel yerlerdeki yönetimlere ve hükümranlıklara47şimdiki dönemde bildirilsin... Bu, Allah'ın baş-langıçtan beri tasarladığı ve Rab'bimiz Mesih İsa'da yerine getirdiği amaca uygundur.”48 SO 21.1
Allah'ın Egemenliğinin adil olduğu, Mesih'in kurtarma çalışmasıyla açıkça görülür. Her şeye Gücü Yeten Allah, sevgi Tanrı'sı olarak bildirilir. Şeytan'ın suçlamalarının gerçek dışı olduğu kanıtlanır ve onun asıl karakteri ortaya çıkar. Bir daha asla isyan çıkamaz. Günah bir daha asla evrene giremez. Sonsuz çağlar boyunca herkes, sapkınlıktan korunur. Yeryüzünde ve gökyüzünde yaşayanlar, sevginin fedakarlığıyla ve kopmaz bir birlik bağıyla Allah'a sımsıkı bağlanırlar. SO 21.2
Kurtarılma gerçekleşecektir. Eskiden günahın hüküm sürdüğü yerde artık bol bol Allah'ın lütfü olacaktır. Şeytan'ın, kendisinin olduğunu iddia ettiği dünyamız, sadece kurtarılmayacak, aynı zaman-da yüceltilecektir. Harikulade yaratılışındaki tek kara leke olan günahın laneti altındaki küçük dünyamız, Allah'ın evrenindeki diğer tüm gezegenlerin üzerinde onurlandırılacaktır. Yüce Kral'ın49insanlığın yanında çadırını kurduğu ve onlarla birlikte yaşadığı, acı çektiği ve öldüğü yer olan burada her şeyi yeni baştan yarattığında, Allah'ın konutu da insanlarla birlikte olacaktır. “O, onlarla yaşayacak, onlar O'nun halkı olacaklar ve Allah onlarla birlikte olacak ve onların Allahı olacaktır.” Mesih'in ışığında yürüyenlerin, kurtarılanların, sonsuz çağlar boyunca O'nu yüceltmek için kullandıkları tüm sözlerle bile anlatılamayacak olan tarifsiz hediyedir: SO 21.3
İmanuel “Allah bizimle. ” SO 22.1