Sevgi öğretmeni
62. Simun'un Evindeki Şölen
Beytanya'daki Simun, İsa'nın öğrencisi olarak görülüyordu. 0, açıkça İsa'nın yolundan giden Ferisilerden biriydi. İsa'yı bir öğretmen olarak kabul etti ve O'nun Mesih olmasını ümit etti; fakat O'nu bir Kurtarıcı olarak kabul etmemişti. Karakteri ve ilkeleri değişmemişti. SO 547.1
Simun cüzamdan iyileşmişti ve onu İsa'ya yaklaştıran sebep buydu. İsa'ya olan minnettarlığını göstermek istiyordu. Onun Beytanya'yı son ziyaretinde İsa ve öğrencileri için bir şölen düzenledi. Yahudilerin çoğu bu şölende bir araya geldiler. Bu kez Kudüs'te büyük bir coşku vardı. İsa ve görevi, öncekinden çok daha fazla ilgi görüyordu. Şölene gelenler O'nun hareketlerini yakından izlemişlerdi; buna karşın bazıları O'nu düşmanca bakışlarla izlediler. SO 547.2
Kurtarıcı, Beytanya'ya Fısıh'tan sadece altı gün önce varmıştı. Her zamanki gibi Lazar'ın evinde dinlenmek istemişti. Kente gelen kalabalık gruplar, O'nun Kudüs'e gelmekte olduğu Sebt günü Beytanya'da dinleneceği haberini yaydılar. Halkı büyük bir heyecan fırtınası sarmıştı. Bazıları O'na sempati duyduğu için; diğerleri ise ölümden diriltilen Kişi'yi görmek için merak içinde Beytanya'ya akın ediyorlardı. SO 547.3
Birçoğu, Lazar'ın ölümden sonra harikulade bir olay yaşadığını anlatmasını bekliyordu. Lazar'ın hiçbir şey anlatmaması onları çok şaşırttı. Onun bu konu hakkında söyleyebileceği hiçbir şeyi yoktu. “Ölüler hiçbir şey bilmezler. Sevgileri, nefretleri, kıskançlıkları çoktan bitmiştir.1Fakat Lazar, İsa'nın çalışması ile ilgili olarak harikulade bir olaya tanık olmuştu. Bu amaç için ölümden diriltilmişti. Güç ve güvence ile İsa'nın, Tanrı'nın Oğlu olduğunu bildirdi. SO 547.4
Beytanya dönüşünde Kudüs'e getirilen haberler halkın büyük ölçüde ilgisini çekti. Halk İsa'yı görmek ve anlattıklarını dinlemek için sabırsızlıkla bekliyordu. Herkes, İsa'nın Kudüs'e Lazar'la birlikte gelip gelmeyeceğini ve Fısıh'ta kral olarak ilan edilip edilmeyeceğini merak ediyordu. Yahudi liderler, halkın üzerindeki etkilerinin gün geçtikçe azaldığını biliyorlardı ve İsa'ya olan öfkeleri gittikçe artıyordu. O'nu kendi yollarında bir engel olarak görüyor ve ilk fırsatta sonsuza dek yok etmeyi planlıyorlardı. Zaman geçtikçe her şeye rağmen O'nun Kudüs'e gelemeyeceği düşüncesi onları endişelendirdi. O'nu öldürmek için yaptıkları planları daha önce de kaç kez bozduğunu hatırladılar. Bu kez yaptıkları plandan haberi olduğu için gelmeyeceğinden endişe ediyorlardı. Bu konudaki endişelerini gizleyemiyorlar ve birbirlerine şöyle soruyorlardı: “Ne dersiniz? Bayrama hiç gelmeyecek mi?”2 SO 547.5
Hahamlardan ve Ferisilerden oluşan bir kurul toplandı. Lazar'ın diriltilmesinden dolayı halk İsa'ya sempati duyduğu için O'nu halkın önünde yakalamanın kendileri için tehlikeli olabileceğini düşündüler. Yahudi yetkililer, O'nu mümkün olduğunca sessiz ve gizli bir şekilde yakalamaya karar verdiler. O'nun tutuklandığı halka bildirildiğinde, kararsız olanların da kendilerinden yana olmasını umuyorlardı. SO 548.1
İsa'yı bu şekilde yok etmeyi önerdiler. Fakat hahamlar ve rabbiler, Lazar yaşadığı sürece kendilerinin güvende olmadığını biliyorlardı. Mezarda dört gün kalan ve İsa'nın tek bir sözü ile dirilen kişi, er ya da geç kendilerine karşı bir tepkinin oluşmasına sebep olacaktı. Böylesine büyük bir mucizeyi gerçekleştiren Kişi'yi öldürdükleri için halk, liderlerinden intikam almaya çalışacaktı. Bu yüzden Yüksek Kurul, Lazar'ın öldürülmesinin gerektiğine karar verdi. Yahudi liderlerin kalpleri nefret ve inançsızlıkla o kadar doluydu ki ilahi gücün mezardan serbest bıraktığı kişiyi bile öldürmek istiyorlardı. SO 548.2
Onlar Kudüs'te bu planı hazırlarken, İsa ve arkadaşları Simun'un düzenlediği şölene davet edildiler. İsa'nın bir yanında korkunç hastalıktan iyileştirdiği Simun, diğer yanında da ölümden dirilttiği Lazar oturuyordu. Marta onlara hizmet ediyor; fakat Meryem içtenlikle İsa'nın anlattıklarını dinliyordu. İsa sonsuz merhameti ile onun günahlarını bağışladı, çok sevdiği kardeşini diriltti. Meryem'in yüreği İsa'ya karşı minnettarlıkla doldu. İsa'nın, yaklaşan ölümünden söz ettiğini duydu. Bu onu çok üzdü ve duyduğu büyük sevgiden dolayı O'nu onurlandırmak istiyordu. Meryem, “Kaymak taşından bir kap içinde çok değerli saf hint sümbülü yağından yarım litre kadar getirdi.”3Şimdi birçok kimse, O'nun kral olarak ilan edileceğini bildiriyordu. Kederi sevince dönüşen Meryem, Rab'bini onurlandırmak istiyordu. “Kabı kırarak, yağı İsa'nın başından aşağı döktü. Daha sonra onu İsa'nın ayaklarına sürdü ve saçlarıyla ayaklarını sildi. Ev yağın güzel kokusu ile doldu.”4 SO 548.3
Bunu yaparken kimse tarafından fark edilmemeye çalıştı; fakat yağın güzel kokusu odaya yayılınca oradaki herkes onun ne yaptığını gördü. Yahuda İskariyot bu olaya çok sinirlendi. İsa'nın bu konuyla ilgili ne diyeceğini beklemek yerine İsa'yı, böyle bir israfa izin vermekle eleştirerek yanındaki kimselere O'nun hakkındaki şikayetini bildirdi. İsa'nın hakkında kötü izlenimler yaratabilecek sert eleştirilerde bulundu. SO 549.1
Öğrencilerin ortak para kutusu Yahuda'da duruyordu ve Yahuda onların biriktirdiği bu az miktardaki paradan gizlice çekerek kendisi için kullanıyordu. Böylece onların biriktirdikleri paranın miktarı büyük ölçüde azalıyordu. Parayı gücü yettiğince kendi çıkarı için kullanmaya çalışıyordu; biriktirilen para çoğu kez yoksullara yardım için kullanılıyordu. Gerekli olmadığını düşündüğü bir şey satın alındığında Yahuda şöyle derdi: “Nedir bu savurganlık? Buna harcanan para benim yoksullar için taşıdığım çantaya niçin konulmadı?”5Meryem'in hareketi onun bencilliğine öylesine zıttı ki, Yahuda bundan dolayı utandı; ve her zamanki gibi onun sunusuna itiraz etmesini haklı çıkaracak bir mazeret bulmaya çalıştı. Öğrencilere dönerek sordu: “Bu yağ neden üç yüz dinara satılıp parası yoksullara verilmedi? Bunu yoksullarla ilgilendiği için değil; hırsız olduğu için söylüyordu. Ortak para kutusu ondaydı ve kutuya konulan paradan çalıyordu.”6Yahuda'nın yüreğinde yoksullara karşı sevgiye yer yoktu. Meryem'in yağı satılmış ve parası da Yahuda'nın eline geçmiş olsaydı, bunun yoksullara hiçbir faydası olmayacaktı. SO 549.2
Yahuda başkalarını dışlayan, kendisini üstün gören kibirli bir karaktere sahipti. Para kutusunu taşıdığı için diğer öğrencilerden çok daha üstün olduğunu düşünüyordu, onları da kendisini bu şekilde görmeye yöneltiyordu. Onların güvenini kazanmıştı, onların üzerindeki etkisi büyüktü. Yoksullara duyduğu sahte sevgi ile onları kandırdı ve kıskançlık dolu sözleri Meryem'in hareketine onların da öfkelenmelerine neden oldu. Diğer öğrenciler de, “Nedir bu savurganlık? Bu yağ pahalıya satılabilir, parası yoksullara verilebilirdi”7diye söylenmeye başladılar. SO 549.3
Meryem onların bu eleştiri dolu sözlerini duyduğunda buna çok üzüldü. Savurganlığından dolayı kardeşi Marta'nın kendisine kızmasından korktu. İsa da onun savurgan olduğunu düşünebilirdi. Yaptığına bir özür ya da bahane bulmaya çalışmadan oradan ayrılmak üzereyken, İsa'nın şu sözleri söylediğini duydu: “Kadını rahat bırakın! Onu neden üzüyorsunuz?8İsa, onun utandığını ve üzgün olduğunu gördü. Isa, günahlarını affettiğinden dolayı, onun bu hareketiyle kendisine şükranlarını sunmayı istediğini biliyordu ve bu yüzden onu teselli etti. Öğrencilerin söylenme ve eleştirilerine rağmen İsa sesini yükselterek şöyle dedi: “Benim için güzel bir şey yaptı. Yoksullar her zaman ara- nızdadır. Dilediğiniz anda onlara yardım edebilirsiniz; fakat ben her zaman aranızda olmayacağım. Beni gömülmeye hazırlamak üzere daha şimdiden bedenimi yağladı.”9 SO 550.1
Meryem'in, ölümünden sonra Kurtarıcı'nın bedeni için harcanılacağım düşündüğü hoş kokulu yağı O'nun diri bedeni üzerine döktü. Gömüldüğünde O'nun hoş kokusu mezarın içine yayılabilirdi; Mer-yem'in imam ve sevgisi O'nu memnun etti. Aramatyalı Yusuf ve Nikodim, İsa'ya olan minnettarlıklarını O yeryüzündeyken bildirmeye çalışmamışlardı. Ölümünden sonra, gözyaşları içinde O'nun bedenine sürmek için baharat getirdiler.10Mezara baharat getiren kadın bunun faydasız olduğunu gördü; çünkü İsa, dirilmişti. İsa'ya olan bağlılığını gösteren Meryem, O'nun bedenini gömülmeye hazırlık için yağlıyordu. Bu büyük acıya katlanacağı karanlık yola girerken, kurtarmak için kendi canını feda ettiği kişilerin kendisine duyduğu büyük sevginin ifadesi olan bu anıyı sonsuza dek hatırlayacaktı. SO 550.2
Birçok kimse ölen kişi için pahalı hediyeler getirir. O'nun çevresinde toplandıklarında sevgi dolu sözler söylenir. Artık ne gören ne de duyan kişiye nezaket, minnettarlık ve sadakat gösterilmeye çalışılır. O kişi ölmeden önce yorgun ruhunun onlara ihtiyacı olduğu zaman, kulağın duyabildiği ve yüreğin hissedebildiği zaman söylenmiş olsaydı, bu sözlerin ne kadar da güzel bir etkisi olurdu! SO 550.3
Meryem, İsa'ya duyduğu sevgiden dolayı yaptığı bu işin önemini tamamen bilmiyordu. Kendisini suçlayanlara cevap veremedi. İsa'nın bedenini niçin yağladığını açıklayamadı. Meryem, Kutsal Ruh'un ken-disini yönlendirmesiyle bunu yapmıştı. Kutsal Ruh, görünmeyen varlığı ile kişinin ruhunu ve yüreğini etkiler; ve ona ilham verir. Bu onun haklılığını gösterir. SO 551.1
İsa, Meryem'e yaptığı hareketin anlamını açıkladı ve bunu yaparak ona kendisinin aldığından daha fazlasını verdi. İsa şöyle dedi: “Beni gömülmeye hazırlamak için daha şimdiden bedenimi yağladı.”11Kaymak taşından kutunun kırılıp tüm evi hoş bir koku ile doldurması gibi, İsa ölecek ve O'nun bedeni de kırılacaktı; fakat O, ölümden dirilecek ve yaşamının hoş kokusu tüm dünyaya yayılacaktı. “Mesih, bizi nasıl sevdiyse ve kendisini bizim için güzel kokulu bir sunu ve kurban olarak nasıl Allah'a sunduysa, siz de öylece sevgi yolunda yürüyün.”12 SO 551.2
“Size doğrusunu söyleyeyim: bu Müjde dünyanın her neresinde duyurulursa, bu kadının yaptığı da onun anılması için anlatılacak.”13Kurtarıcı, geleceğe bakarak Müjde ile ilgili olarak kesin bir şekilde konuştu. O, tüm dünyaya duyurulacaktı. Müjde yayıldıkça, Meryem'in sunusu da onun hoş kokusunu yayacak ve Meryem'in bu içten hareketi ile imanlı yürekler kutsanacaktı. Krallıklar kurulacak ve yıkılacaktı; hükümdarların ve kralların isimleri unutulacaktı; fakat bu kadının hareketi tarihin sayfalarında sonsuza dek kalacaktı. Zamanın sonu gelinceye dek, kırılan o kaymak taşından kutu, Allah'ın günahkar insanlığa duyduğu sonsuz sevgiyi anlatacaktı. SO 551.3
Meryem'in hareketi, Yahuda'nın yapmak üzere olduğu harekete tamamen zıttı. İsa, öğrencilerin zihinlerine eleştirinin ve kötü düşüncelerin tohumunu eken Yahuda'ya hiç de unutamayacağı bir ders verebilirdi! Bu durumda O'nun eleştirisi doğru olurdu. Herkesin yüreğini okuyan ve hareketlerini anlayan Kişi, şölendeki herkesin gözü ö- nünde Yahuda'nın yüreğindeki karanlık düşünceleri açığa çıkarabilirdi. Hilekar Yahuda'n sözlerinin dayalı olduğu yalan iddia açıkça ortaya çıkarılabilirdi; çünkü yoksullara sempati duymak yerine onların ihtiyaçlarını karşılamak için toplanan paradan çalıyordu. Dullara, bilgelere ve gündelikçilere karşı olan sertliği diğerlerinin ona karşı ters düşmesine sebep olabilirdi. Fakat eğer İsa, Yahuda'nın maskesini düşürseydi, bu onun, kendisine ihanet etmesi için bir sebep oluşturabilirdi ve bir hırsız olarak suçlanmasına rağmen Yahuda, öğrencilerin arasında bile sempati kazanabilirdi. İsa onu azarlamadı ve böylece ona ihanet etmesine sebep olacak bir neden vermedi. SO 551.4
Fakat İsa'nın bakışlarından, Yahuda'nın iki yüzlü ve kötü bir karaktere sahip olduğunu anladığı açıkça görülüyordu. İsa, sert bir şekilde eleştirilen Meryem'in hareketinde verdiği buyrukta Yahuda'yı kınadı. Üstelik Kurtarıcı, onu doğrudan kınamadı. Yahuda'nın yüreğinde kendisine sitem edildiği hissi uyandı. Bu yüzden intikam almaya karar verdi. Akşam yemeğinden sonra hemen Yüksek Kurul'a, başkâhinin yanma gitti ve kendisinin İsa'ya ihanet etmek istediğini onlara bildirdi. SO 552.1
Hahamlar buna çok sevindiler. İsrail'in liderlerine, hiçbir karşılık gözetmeksizin İsa'yı Kurtarıcı olarak kabul etme ayrıcalığı verilmişti; fakat en nazik şekilde kendilerini ikna etmeye çalışan ruhun bu armağanını reddettiler. Altından daha değerli olan kurtuluşu kabul etmediler ve Rab'lerini otuz parça gümüşe değiştiler. SO 552.2
Yahuda, karakterindeki tüm iyi yönleri yok edinceye dek hilekarlığa devam etti. İsa'ya getirilen sunu onu öfkelendirdi. İsa'nın, krallara layık bir hediye alması, onun kıskançlık duymasına yol açtı. Kaymak taşından kutunun değerinden çok daha az miktardaki para için Rab'bine ihanet etti. SO 552.3
Diğer öğrenciler, Yahuda gibi değildiler. Onlar Kurtarıcılarını seviyorlardı. Fakat O'nun yüce karakterini tam olarak anlayamıyorlardı. Onun, kendileri için yaptığı şeyin farkında olsalardı, O'na verilen hiçbir şeyin ziyan olmadığını görürlerdi. İsa hakkında çok az şey bilen doğudan gelen bilginler, O'nu onurlandırmışlardı. Kurtarıcı'ya değerli hediyeler getirdiler ve bir yemlikte kundak içinde daha küçük bir bebekken bile, O'nun önünde eğilip O'na hürmet ettiler. SO 552.4
ısa, içten bir yürekle gösterilen saygıya değer verir. Kendisine iyilik yapan kişiyi kutsal nezaketi ile kutsardı. Bir çocuğun kendi eliyle topladığı ve sevgi içinde sunduğu bir demet çiçeği bile reddetmedi. Onların isimlerini yaşam kitabına yazarak, çocukların sunularını kabul edip onları kutsadı. Kutsal Yazı'da Meryem'in İsa'ya yağ sunması onu diğer Meryemlerden ayırt etmek için özellikle belirtilir. İsa'ya gösterilen sevgi ve saygı hareketleri, O'nun Tanrı'nın Oğlu olduğuna iman etmenin bir kanıtıdır. Kutsal Yazı, Meryem'i İsa'ya olan bağlılığının kanıtı olarak “Kutsalların ayaklarını yıkamış,14sıkıntıda olanlara yardım etmiş ve kendini her tür iyi işe adamış”15olarak ifade eder. SO 552.5
İsa, Meryem'in Rab'binin isteğini içtenlikle yerine getirmesini arzuladı. Öğrencilerinin anlamadığı, anlamak istemediği saf ve temiz sevgiden kaynaklanan hareketi kabul etti. Meryem'in Rab'bine hizmet etmeyi arzulaması, İsa için dünyadaki tüm yağlardan daha değerliydi; çünkü Meryem bu şekilde Kurtarıcı'sına verdiği değeri ifade ediyordu. İsa'ya duyduğu büyük sevgiden dolayı bunu yapmıştı. İsa'nın eşsiz karakterinin mükemmelliği onun ruhunu sardı. Buradaki yağ, onu sunan kişinin yüreğindeki duyguların simgesiydi. Bu, taşıncaya dek kutsal ırmaklarla beslenen bir sevginin kendini açıkça göstermesiydi. SO 553.1
Meryem'in yaptığı iş, İsa'ya olan sevgilerinin O'nu memnun ettiğini öğrencilere göstermek için önemli bir dersti. İsa onların her şeyiydi. Çok yakında O'nun varlığından yoksun kalacaklarının ve O'nun büyük sevgisini takdir ettiklerini gösteren hiç bir şey sunmadıklarının farkında değillerdi. İnsan özdeşliğini alarak gökyüzünden ayrı kalan İsa'nın yalnızlığı, öğrenciler tarafından asla gerektiği gibi anlaşılmadı ve takdir edilmedi. Onlardan alması gerekeni öğrencilerinin vermemiş olması, çoğu kez İsa'yı üzüyordu. Kendisine eşlik eden kutsal meleklerin etkisi altında olsalar, yüreklerindeki kutsal sevgiyi ifade etmek için hiçbir değerli sununun yeterli olmayacağını düşüneceklerini biliyordu. SO 553.2
Daha sonra yaşadıkları olayların sonucunda, İsa henüz kendilerinin yanındayken, yüreklerindeki sevgiyi ve minnettarlığı ifade etmek için birçok şey yapabilecekleri hissine kapıldılar. İsa, onların yanından ayrıldıktan sonra kendilerini gerçekten de çobansız koyunlar gibi hissettiler. İsa henüz yanlarındayken O'na minnettarlıklarını bildirsey- diler, bunun O'nu ne kadar memnun edebileceğini anlarlardı. Artık Meryem'i değil, kendilerini suçladılar. Keşke acımasızca eleştirilerde bulunurken, armağan almaya yoksulların İsa'dan daha layık olduğunu bildirmek için söyledikleri sözleri geri alabilselerdi! Rab'bin yaralı bedenini çarmıhtan aldıklarında hatalarını anladılar. SO 553.3
Bugünün dünyasında hala aynı eksiklik vardır. Fakat çok az kişi İsa'nın değerinin farkındadır. Eğer öğrenciler de bunun farkında olsalardı, Meryem büyük sevgisini açıkça ifade edebilir ve getirdiği hediyeyi serbestçe sunabilirdi. Öğrenciler “pahalı yağ ziyan ediliyor” demezlerdi. Hiçbir şeyin İsa'ya verilemeyecek kadar pahalı ve hiçbir fedakarlığın O'nun uğruna katlanılamayacak kadar büyük olduğu düşünülmezdi. SO 554.1
Kendisini yeren “Niçin böyle israf ediyorsunuz?” sözlerine karşın İsa, en büyük fedakarlığı yapacak, günahları içinde kaybolan dünyayı kurtarmak için kendi canını feda edecekti. Rab, insanlığa öylesine bol nimetler sunacaktı ki, artık daha fazlası istenmeyecekti. İsa'nın bize verdiği hediyede Allah tüm gökyüzünü verdi. Böyle bir fedakarlık insani düşünceye göre çok büyük bir israf olurdu. İnsan aklına göre kurtuluş planı, Allah'ın bize verdiği sayısız lütfün ve nimetin ziyan edilmesidir. Kurtuluş planının her aşamasında büyük fedakarlıklar vardır. Gökyüzünün kutsal melekleri de, İsa'nın aracılığıyla açıkça gösterilen büyük sevgi ile kurtarılmayı reddeden insanlığa şaşkınlıkla bakabilir ve “nedir bu savurganlık”16diyebilirlerdi. SO 554.2
Fakat günahlarının içinde kaybolan dünyayı kurtarmak için gerekli olan şey, eksiksiz ve bol bir şekilde olacaktı. İsa'nın sunduğu lütuflar, Allah'ın tüm kullarına yetecek kadar boldu. Bu lütuf belirli sayıdaki insanlar için değil; Mesih aracılığıyla Allah'a iman eden herkes için verildi. Fakat herkes bu lütuftan yararlanamayacaktır. Kurtuluş planı herkes için öngörülmediğinden yararsız olmadığı anlamına gel-mez. Onun etkisi yeterlidir ve hatta muazzam derecede mevcuttur. SO 554.3
Şölen sahibi Simun, Yahuda'nın Meryem'i eleştirmesinden etkilenmişti ve İsa'nın davranışı onu şaşırttı. Ferisi gururu kırılmıştı. Konuklarının birçoğunun İsa'ya şüpheyle ve isteksizce baktıklarını anlamıştı. Simun, kendi kendine şöyle dedi: “Bu adam peygamber olsaydı, kendisine dokunan bu kadının kim ve ne tür bir kadın olduğunu, günahkar bir kadın olduğunu anlardı.”17 SO 554.4
Simun'u cüzamdan iyileştirerek İsa, onu ölümden kurtardı; fakat şimdi Simun, O'nun bir peygamber olduğundan kuşku duydu. Kadının kendisine yaklaşmasına izin verdiği, onu affedilemeyecek günahlar işlemiş biri olarak görmediği ve bir günahkar olduğunun farkına var- dığını belli etmediği için Simun, O'nun bir peygamber olmadığını düşünmeye başladı. İsa'nın, çekinmeden hareket eden bu kadın hakkında hiçbir şey bilmediğini ya da İsa'nın, kadının kendisine dokunmasına izin vermeyeceğini aklından geçirdi. SO 554.5
Fakat Simun, Allah ve İsa hakkındaki bilgisizliğinden dolayı böyle düşünmüştü. Tanrı'nın Oğlu'nun Tanrı gibi nazik, merhametli ve lü- tufkar davranması gerektiğini hesaba katmamıştı. Simun, Meryem'in tövbekar hizmetini dikkate almadı. Meryem'in İsa'nın ayaklarını öpüp yağlaması Simun'un kalbini sertleştiriyordu. İsa bir peygamberse, O'nun günahkarları tanıyacağını ve onları kınayacağını düşünüyordu. SO 555.1
Simun'un aklından geçeni okuyan İsa, ona şu karşılığı verdi: “Simun, sana bir diyeceğim var; iki kişinin bir alacaklıya borcu varmış. Biri beş yüz, diğeri de elli dinar borçluymuş. Borçlarını ödeyecek durumda olmadıklarından, alacaklı her ikisinin de borçlarını bağışlamış. Buna göre hangisi onu daha çok sevecek?” Simun, “Sanırım kendisine daha çok bağışlanan” diye cevap verdi. İsa ona, “Doğru söyledin” dedi.18 SO 555.2
Davut'a öğüt veren peygamber Natan gibi İsa da kıyaslayın bir örnek vererek hükmü ev sahibinin kendisine bıraktı. Simun, şimdi hor gördüğü bu kadını günaha yöneltmişti ve ona büyük bir haksızlık yapmıştı. İki borçlu kişi örneğinde, Simun ve kadın temsil ediliyordu. İsa, borçlu oldukları miktarlar farklı olduğu için bu kişiler arasında ayırım gözetmedi; çünkü her ikisinin de ödeyemeyecekleri kadar büyük bir minnet borcu vardı. Fakat Simun, kendisinin Meryem'den daha dürüst olduğuna inanıyordu. İsa onun kendi suçunun Meryem'den daha büyük olduğunu görmesini istiyordu. Onun günahının kadının günahından daha büyük olduğunu, beş yüz dinarla elli dinar arasındaki fark kadar daha büyük olduğunu göstermek istiyordu. SO 555.3
Simun şimdi kendisini faklı bir değerde görmeye başladı. Bir peygamberden daha yüce olan Kişi'nin Meryem'e verdiği değeri gördü. İsa'nın, onun yüreğindeki büyük sevgiyi ve kendisine olan bağlılığını ilahi bir gözle gördüğünü fark etti. Yüreği utançla doldu ve kendisinden daha yüce olan Kişi'nin huzurunda olduğunu anladı. SO 555.4
İsa sözlerine şöyle devam etti: “Ben senin evine geldim. Ayaklarım için bana su vermedin. Bu kadın ise, ayaklarımı gözyaşlarıyla ıslatıp saçlarıyla sildi. Sen beni öpmedin; fakat bu kadın eve girdiğimden beri ayaklarımı öpüp duruyor.” İsa, Simun'a, onu iyileştirmek için yaptığı mucizeden dolayı minnettarlığını ve yüreğindeki sevgiyi göstermek için sahip olduğu fırsatları anlattı. İsa öğrencilerine, sözleri ve yaptıkları sevgi dolu işlerle kendisine olan minnettarlıklarını göstermeyi ihmal ettiklerinden dolayı üzgün olduğunu açıkça ve nazik bir şekilde bildirdi. SO 555.5
İsa, Meryem'i bu hareketi yapmaya yönelten nedeni biliyordu ve Simun'u o sözleri söylemeye teşvik eden düşünceyi biliyordu. İsa şöyle dedi: “Bu kadını görüyor musun?”19“Bu nedenle sana şunu söyleyeyim; onun çok olan günahları bağışlanmıştır. Çok sevgi göstermesinin nedeni budur. Oysa kendisine az bağışlanan az sever.”20 SO 556.1
Simun'un Kurtarıcı'ya karşı soğuk tavrı ve ilgisizliği, aldığı lütfa ne kadar az değer verdiğini gösterdi. Sadece evine davet ederek İsa'yı onurlandırdığını düşündü. Fakat şu an kendi gerçek yüzünü gördü. Konuğunun yüreğindeki düşünceleri okuduğunu sanırken, konuğu onun düşüncelerini okudu. İsa'nın kendisi hakkında verdiği hükmün ne kadar doğru olduğunu gördü. Onun din anlayışı Ferisilerin kalıplarında şekillenmişti. İsa'nın şefkatini küçümsemişti. O'nu Allah'ın temsilcisi olarak kabul etmemişti. Meryem affedilen bir günahkar iken, Simun affedilmeyen bir günahkardı. Meryem'e karşı uygulamak istediği sert hükümler bu kez onun kendisine karşı uygulanmıştı. SO 556.2
Kendisini konukların önünde açıkça kınamadığından dolayı Simun, İsa'nın nezaketinden etkilendi. O'na Meryem'e davranılmasını istediği gibi davranılmamıştı. İsa'nın, suçunu21başkalarına anlatmak istemediğini, tersine gerçeği tüm açıklığıyla bildirerek ikna etmeye ve şefkatli, nazik davranarak kendisinin kalbini kazanmaya çalıştığını gördü. İsa onu sert bir dille eleştirseydi, bu onun tövbe etmesini engellerdi; fakat sabırlı davranarak hatalı olduğuna onu ikna etti. Simun, Rab'bine ne kadar büyük bir minnet borcu olduğunu gördü. Kibrinden vazgeçti, tövbe etti ve kibirli Ferisi, alçakgönüllü ve fedakar bir öğrenci haline geldi. SO 556.3
Meryem'e büyük bir günahkar gözüyle bakılmıştı; fakat İsa, onun yaşamını şekillendiren şartları biliyordu. Onun ruhundaki tüm umut kıvılcımlarını söndürebilirdi; fakat bunu yapmadı. İsa, onu umutsuz- luktan ve yıkımdan kurtardı. Meryem, İsa'nın, kendisinin yüreğini ve düşüncelerini kontrol altında tutan cinleri yedi kez azarladığını duymuştu. Kendisinin uğruna İsa'nın, Baba'ya güçlü yakarışlarını duydu. Günahın O'nun temiz kalbini ne kadar çok incittiğini biliyordu ve İsa'nın gücü sayesinde galip gelmişti. SO 556.4
İnsani gözle bakıldığı zaman onun durumu çaresiz gibi göründüğünde, İsa, Meryem'in iyi yeteneklere sahip olduğunu gördü. Onun karakterindeki iyi yönleri gördü. Kurtuluş planı insanlara büyük imkanlar sunmuştu ve Meryem'de bu imkanlar fark edilecekti. Meryem, İsa'nın lütfü sayesinde onun ilahi doğasının paydaşı oldu. Eskiden günah işleyen ve düşünceleri kötü ruhların konutu haline gelen kişi, şimdi Kurtarıcı'nın çalışmalarına yardım eden yakın dostlarından biri haline geldi. İsa'nın ayaklarının dibinde oturup O'ndan ilahi dersler alan, o çok kıymetli yağı O'nun başından aşağı döken ve ayaklarını gözyaşları ile yıkayan, Meryem'di. Meryem çarmıhın yanında durdu ve mezara kadar İsa'yı takip etti. Dirilişinden sonra mezarın yanına ilk olarak giden, Meryem'di. Kurtarıcı'nın dirildiğini ilk bildiren Meryem'di. SO 557.1
İsa herkesin içinde yaşadığı şartları bilir. “Ben günahlıyım, hem de çok günahlıyım” diyebilirsiniz. Olabilirsiniz; fakat ne kadar kötü olursanız, İsa'ya o kadar çok ihtiyacınız vardır. O, kendisinden yardım dilemek için yakaran hiç kimseyi geri çevirmez ve kişiyi tövbe etmeye çağırır. Gösterebileceği her şeyi, herkese anlatmaz; fakat cesaretini yitirmiş olan herkese güç verir. İsa'nın yüreği af dilemek ve günahlarından dönüp doğru yolda ilerlemek için kendisine gelmek isteyen herkese açıktır. SO 557.2
İsa kötüleri ve Allah'ın nefreti ile dolu olanları yok etmek için gökyüzü meleklerini görevlendirebilir ve bu kara lekeyi temizleyebilir; fakat bunu yapmaz. İsa, bugün buhur sunağının yanında duruyor ve O'ndan yardım dileyenlerin dualarını Allah'a ulaştırıyor. İsa kendisine sığınanları acımasızca yapılan eleştirilerden ve suçlamalardan korur. Hiçbir insan ya da melek onları suçlayamaz. İsa, onları kendisinin ilahi ve insani karakteri ile özdeşleştirir. İnsanlığın günahlarını taşıyan Yüce Kişi'nin yanında dururlar ve Allah'ın tahtından süzülen ışık onların üzerinde parlar. “Allah'ın seçtiklerini kim suçlayacak? Onları aklayan Tanrı'dır. Kim suçlu çıkaracak? Ölmüş, üstelik dirilmiş olan Mesih İsa, Allah'ın sağındadır ve bizim için aracılık etmektedir.”22 SO 557.3
Bu bölüm Matta 26:6-13; Markos 14:3-11; Luka 7:36-50 ve Yuhanna 11:55-57; 12:1-1 l'e dayanmaktadır. SO 558.1