Sevgi öğretmeni
44. Gerçek Belirti
“Sur bölgesinden ayrılan İsa, Sayda yoluyla Dekapolis bölgesinin lortasından geçerek tekrar Celile gölüne geldi.”1 SO 391.1
Gerasa'da cine tutulmuş adamların iyileştirildiği yer Dekapolis bölgesindeydi. Burada domuzların ölümünden dolayı korkuya kapılan halk İsa'yı kendilerinin yanından ayrılması için zorlamıştı; fakat O'nun geride bıraktığı habercilerini dinlemişlerdi ve içlerinde O'nu tekrar görme arzusu doğmuştu. İsa o bölgeye tekrar geldiğinde, çevresinde bir kalabalık toplandı. Yanına sağır ve dilsiz bir adam getirildi. İsa adamı alışıldık şekilde sadece sözle iyileştirmedi. İsa adamı kalabalıktan ayırıp bir yana çekti. Parmaklarını adamın kulaklarına değdirdi, ve diline dokundu. Sonra göğe bakarak içini çekti ve adama 'Açıl!' dedi. Adamın kulakları hemen açıldı, dili çözüldü ve düzgün bir şekilde konuşmaya başladı. İsa bunu kimseye söylememesi için onu uyarmasına rağmen adam iyileşmesinin haberini herkese yaydı.2 SO 391.2
İsa oradan ayrıldı. Celile gölünün kıyısından geçerek, dağa çıkıp oturdu. Yanma büyük bir kalabalık geldi. Beraberlerinde kötürüm, kör, çolak, dilsiz ve daha birçok hasta vardı. Hastaları O'nun ayağının dibine bıraktılar. O da onları iyileştirdi. İsa onların hepsini iyileştirdi ve buradaki halk putperest olmasına karşın İsrail'in İlahını yüceltti. Üç gün boyunca Kurtarıcı'nın etrafında toplanmaya devam ettiler. Geceleri açık havada uyuyup, Kurtarıcı'nın sözlerini dinlemek ve yaptığı harikulade işleri görmek için günün doğmasını sabırsızlıkla bekliyorlardı. Bu üç günün sonunda yiyecekleri tükendi. İsa onları evlerine aç olarak göndermek istemiyordu ve onlara yiyecek vermeleri için öğrencilerini yanına çağırdı. Öğrenciler inançsızlıklarını bu kez tekrar gösterdiler. Beytsayda'da yanlarındaki yiyecek çok az olmasına rağmen kalabalığın doyması için nasıl yeterli olduğunu görmüşlerdi; buna karşın şimdi İsa'nın oradaki aç insanlar için yiyeceği çoğaltan gücüne güvenerek, sahip oldukları yiyeceğin tümünü getirmediler. Üstelik O'nun Beytsayda'da doyurduğu halk Yahudi idi; bunlar ise diğer uluslardan ve putperestlerdi. Öğrencilerin yüreğinde hala Yahudilerin o katı önyargısı mevcuttu ve İsa'ya şöyle dediler: “Böyle ıssız bir yerde bu kadar çok kişiyi doyuracak ekmeği insan nereden bulabilir?”3Fakat O'nun sözünü dinleyerek, yanlarındaki yedi ekmek ve iki balığı O'na getirdiler. Kalabalık doyduktan sonra yedi büyük küfe dolusu yiyecek arttı. Böylelikle kadınlar ve çocuklar hariç dört bin kişi doymuş oldu. İsa onların hepsini memnun ve minnettar bir şekilde oradan gönderdi. SO 391.3
Daha sonra öğrencileriyle birlikte bir kayığa binerek Ginesar o- vasının güneyinde bulunan Dalmanuta taraflarına geçti. Sur ve Sayda bölgesindeki Fenikeli kadının imanı O'nu çok memnun etmişti. Dekapolis'in putperest halkı O'nu çok iyi karşılamıştı. O'nun ilahi gücünün en açık bir şekilde görüldüğü, merhamet dolu işlerinin bir çoğunun gerçekleştirildiği ve öğretilerinin verildiği yer olan Celile'de karaya çıktığında hakaret ve inançsızlıkla karşılaştı. SO 392.1
Ferisilere, halkın arasındaki şüpheci kimselerden, aristokrat ve hahamlardan oluşan Sadukiler de katılmıştı. Aslında bu iki mezhep birbirine düşmandı. Sadukiler konum ve yetkilerini sürdürebilmek için kendi güçlerinin hüküm sürmesini istiyorlardı. Diğer yandan Ferisiler halkın Romalılara duyduğu nefreti körüklüyor ve onların boyunduruğundan kurtulabilecekleri uygun zamanı bekliyorlardı; fakat birbirine düşman olan Ferisiler ve Sadukiler bu kez İsa'ya karşı birleştiler. Kötü her nerede olursa olsun, kendisi gibi diğer bir kötüyü arayıp bulur ve iyinin yok edilmesi için onunla işbirliği yapar. SO 392.2
Ferisiler ve Sadukiler İsa'nın yanına geldiler ve O'nu sınamak amacıyla kendilerine gökten bir belirti göstermesini istediler. Yeşu'nun zamanında İsrail Beyt-Horon'da4Kenanlılar ile savaşırken güneş liderin emriyle zafer kazanılıncaya dek hareketsiz kaldı ve onların tarihinde buna benzer birçok mucize gerçekleşti. İsa'nın da böyle bir belirti göstermesini istediler; fakat Yahudilerin bu tür belirtilere ihtiyacı yoktu. Gösteriş için yapılacak bir mucize onlara hiçbir fayda sağlaya- mazdı. Onların ihtiyacı olan şey bilgi bakımından aydınlanmak değil; ruhsal bakımdan yenilenme idi. SO 392.3
İsa şöyle dedi: “Sizi ikiyüzlüler! Akşam olunca siz 'gökyüzünün rengi kızıl olduğuna göre hava iyi olacak' dersiniz. Sabahleyin bugün gök kızıl ve bulutlu, hava bozacak dersiniz. Gökyüzünün görünümünü yorumlayabiliyorsunuz da, belirli zamanlarla ilgili belirtileri yorumla- yamıyor musunuz?”5İsa'nın Kutsal Ruh aracılığıyla bizzat kendisinin söylediği ve onları günahlarına ikna eden sözleri, Allah'ın onların kurtuluşu için verdiği belirtiydi ve İsa'nın görevini kanıtlayan belirtiler doğrudan gökyüzünden verilmişti. Meleklerin çobanlara söylediği ilahiler, gök bilimcilere rehberlik eden yıldız, vaftizi sırasında gökyüzünden gelen güvercin ve ses O'nun tanıklarıydı. SO 393.1
“İsa içten bir ah çekerek, 'bu kuşak neden bir belirti istiyor?' dedi.”6“Kötü ve vefasız kuşak belirti istiyor; ama ona Yunus'un belirtisinden başka bir belirti gösterilmeyecek.”7Yunus'un üç gün üç gece balığın karnında kalması gibi, İsa da 'dünyanın bağrında' kalacaktı. Yunus un vaazının Ninovalılar a bir belirti olması gibi, İsa'nın vaazı da kendi nesli için bir belirtiydi. Söz'ün kabul edilmesi açısından ne büyük bir farklılık! Putperest şehrin halkı Allah'ın uyarısını duyduğunda titredi. Krallar ve soylular kendilerini alçalttılar. Soylu olsun köle olsun, insanlar hep birlikte Allah'a yakardılar ve Allah onlara merhamet etti. “Ninova halkı, yargı günü bu kuşakla birlikte kalkıp bu kuşağı yargılayacak. Çünkü Ninovalılar, Yunus'un çağrısı üzerine tövbe ettiler. Bakın, Yunus'tan daha üstün olan buradadır.”8demişti İsa. SO 393.2
İsa'nın gerçekleştirdiği her mucize O'nun ilahiliğini işaret eden bir belirtiydi. O, Mesih hakkında önceden bildirilen, görevi yerine getiriyordu; fakat merhamet dolu bu iş, Ferisilerin O'nu suçlaması için uygun bir fırsattı. Yahudi liderler acı çeken insanlara karşı sürekli acımasız davrandılar. Onların dertleri ve kederleriyle asla ilgilenmediler. İsa birçok kez onların bencilliğinin ve acımasızlığının sebep olduğu acıları dindirdi. İsa'nın gerçekleştirdiği mucizeler onlar için bir sitem niteliği taşıyordu. SO 393.3
Yahudileri O'nun yaptığı çalışmayı reddetmeye yönelten şey Kurtarıcı'nın ilahi karakterinin öne çıkmasıydı. Yaptığı mucizelerin en büyük önemi, onların tümünün insanlığın yararı için yapılmış olduğu gerçeğine dayanır. O'nun Allah tarafından gönderilmiş olduğunun en kesin kanıtı, yaşamının Allah'ın karakterini açıkça göstermiş olmasıdır. İsa, Allah'ın işini yerine getirdi ve Allah'ın sözlerini söyledi. En büyük mucize böyle bir yaşamdır. SO 394.1
Gerçeğin mesajı günümüzde insanlara iletildiğinde, birçok kişi tıpkı bir zamanlar Yahudilerin yaptığı gibi “bize bir belirti göster, bir mucize yap!” diye haykırır. İsa hiçbir zaman Ferisilerin isteği doğrultusunda mucize yapmadı. Çölde de Şeytan'ın imalarına cevap olarak hiçbir mucize yapmadı. O, kendimizi haklı çıkarmamız ya da bizden kibir ve inançsızlık dolu isteklerde bulunanları hoşnut etmemiz için güç vermez; fakat Müjde ilahi kaynağının belirtisinden yoksun değildir. Şeytan'ın tutsaklığından kurtulabilmemiz bir mucize değil midir? Şeytan'a düşmanlık duymak insanın doğasında yoktur. Bu, Allah'ın lütfü sayesinde olur. İnatçı ve kaprisli bir iradenin kontrolünde olan kişi, O'nun sayesinde özgürlüğüne kavuşur, Allah'ın kutsal elçilerinin yaptığı çağrıya yürekten uyar ve bunun sonucunda bir mucize gerçekleşir. Bu, Şeytan'ın güçlü aldatmacasının kurbanı olan kişi gerçeği bulmaya yöneldiğinde de böyle olur. İnsan ne zaman tövbe etse, Allah'ı sevmeyi öğrense ve O'nun buyruklarına uysa, Allah'ın vaadi gerçekleşir. “Size yeni bir yürek verecek, içinize yeni bir ruh koyacağım.”9İnsanın yüreğindeki ve karakterindeki değişim, insanların kurtuluşu için çalışan ve sonsuza dek yaşayan bir Kurtarıcı'yı açıkça gösterir. İsa'nın azim ve sabır dolu yaşamı büyük bir mucizedir. Tanrı Sözü'nün vaaz edilmesinde şimdi ve her zaman gösterilmesi gereken belirti, sözü dinleyenlere hayat veren bir güç haline getiren Kutsal Ruhun varlığıdır. Bu, Allah'ın tüm dünyanın önünde Oğlu'nun ilahi görevine olan tanıklığıdır. SO 394.2
Isa'dan bir belirti göstermesini isteyenler kalplerini öylesine taşlaş- tırmışlardı ki, O'nu karakterindeki Tanrı benzerliğini fark edemediler. O'nun hizmetinde Kutsal Yazı'nın yerine geldiğini görmek istemiyorlardı. Lazar ve zengin adam örneğinde İsa Ferisilere şöyle dedi: “İbrahim ona 'eğer Musa ile peygamberleri dinlemezlerse, ölüler arasında biri dirilse bile ikna olmazlar' demiş.”10Yeryüzünde ya da gökyüzünde verilebilecek hiçbir belirtinin onlara bir faydası olmayacaktı. SO 394.3
İsa “içten bir ah çekerek” ve kendisine itiraz eden grubun yanından ayrılarak öğrencileri ile tekrar kayığa bindi. Acı veren bir sessizlik içinde tekrar gölün karşısına geçtiler. Ayrıldıkları yere geri dönmediler; fakat beş bin kişinin doyaurulduğu yerin yakınındaki Beytsayda'ya doğru yöneldiler. Gölün karşısına ulaştıklarında İsa onları uyardı: “Dikkatli olun, Ferisilerin ve Sadukilerin mayasından sakının.”11Yahudiler Fısıh boyunca Musa'nın zamanından beri evlerinde mayalı hamur bulundurmamaya alışmışlardı ve bu kurala uymamanın onlara bir tür günah olarak görmeleri öğretilmişti. Buna karşın öğrenciler İsa'yı anlayamadılar. Magadan'dan ani olarak ayrıldıkları için yanlarına ekmek almayı unutmuşlardı ve yanlarında sadece bir somun ekmek vardı. Bu durumda İsa'nın, Ferisilerden veya Sadukilerden ekmek almamaları için kendilerini uyardığını sandılar. İmanlarının ve ruhsal anlayışlarının azlığı yüzünden İsa'nın sözlerini çoğu kez yanlış yorumlamışlardı. İsa, binlerce kişiyi birkaç parça ekmek ve balıkla doyuran Kişi'nin sadece fiziksel yiyecekten söz ettiğini düşündükleri için onları kınadı. Ferisilerin ve Sadukilerin kurnaz suçlamalarının, öğrencilerin İsa'nın çalışmalarını hafife almalarına sebep olarak onları inançsızlığa yöneltme tehlikesi vardı. SO 395.1
Öğrenciler öğretmenlerinin göklerde kendisinden yapması istenen mucizeyi gerçekleştirmesi gerektiğini düşünmeye eğilimliydiler. O'nun bunu yapmaya gücünün yettiğine ve böyle bir belirtinin O'nun düşmanlarını sindireceğine inanıyorlardı. O'na itirazda bulunan bu kişilerin ikiyüzlülüğünü fark edemediler. SO 395.2
Aylar sonra halktan binlerce kişi birbirini ezercesine bir araya gelmişti. İsa aynı öğretiyi tekrarladı: “Ferisilerin mayasından yani ikiyüzlülükten kaçının.”12 SO 395.3
Nasıl ki hamura konan maya gözle görünmeyen bir etki yaparak hamurun tümünü etkilerse, aynı şekilde kişi, yüreğinde ikiyüzlülüğe yer verirse, bu, onun karakterini ve yaşamını olumsuz yönde etkiler. Tapınağa bağış yapma bahanesiyle kişinin kendi ailesini ihmal ettiğinin gizlendiği “kurban” uygulamasını kınarken, İsa Ferisilerin ikiyüzlülüğüyle ilgili çarpıcı bir örnek verdi. Din yorumcuları ve Ferisiler aldatıcı prensipleri halka kabul ettirmeye çalışıyorlardı. Kendi öğretilerinin gerçek amacını gizlediler ve bu öğretilerle halkın düşüncelerini etkilemek için her türlü yola baş vurdular. Yanlış prensipler bir kez kabul edildiğinde, kötü mayanın iyi hamuru bozduğu gibi, insanların karakterini bozarlar. Öğrencilerin İsa'nın sözlerini anlamalarını güçleştiren de bu yanlış öğretilerdir. SO 395.4
Tanrı Yasası'nı kendilerine uygun hale getirmek için açıklamaya çalışanların vasıtasıyla aynı etkiler, günümüzde de etkinliğini sürdürmektedir. Bu tür kişiler yasaya açıkça saldırmazlar; fakat onun prensiplerini önemsiz kılmaya yönelik spekülatif teoriler ileri sürerler. Açıklamaları, O'nun gücünü yok etmeyi amaçlar. SO 396.1
Ferisilerin ikiyüzlülüğü, sadece kendi çıkarlarını düşünmelerinin sonucunda oluşmuştu. Kendilerini yüceltmek onların yaşam felsefe- siydi. Bu, onları Kutsal Yazıları yanlış uygulama ve saptırmaya yöneltti. Bu yüzden İsa'nın görevinin amacını anlayamadılar. İsa'nın öğrencileri bile bu kötü düşünceye sapma tehlikesi içindeydiler. Kendilerini İsa'nın takipçileri olarak niteleyen; fakat O'nun öğrencileri olmak için hiçbir fedakarlıkta bulunmayanlar Ferisilerin öğretileriyle büyük ölçüde etkilendiler. Onlar iman ve inançsızlık arasında çoğu kez tereddüt ediyorlardı ve İsa'da saklı olan bilgelik hâzinesini fark edemediler. Öğrencileri bile görünüşte İsa'nın uğruna her şeyden fedakarlık etmelerine rağmen, yüreklerinde kendileri için büyük beklentilere yer vermekten vazgeçmediler. Bu düşünce onları kimin en yüce olduğuna ilişkin fikir çatışmasına yöneltti. Bu, İsa ile onların arasına girdi, onları İsa'nın fedakarlık dolu görevine ilgi göstermemeye yöneltti ve kurtuluş ile ilgili sırrı anlamalarını engelledi. Kötü mayanın hamuru bozması gibi, bencil düşünceler de kişinin karakterini bozar ve ruhunu harabeye çevirir. SO 396.2
Günümüzde Rab'bimizin takipçileri arasında tıpkı eskiden olduğu gibi bu aldatıcı günah ne kadar yaygındır! İsa'ya yaptığımız hizmet ve birbirimizle olan iyi ilişkilerimiz, yüreğimizde gizli bir şekilde var olan kendimizi yüceltme arzusu yüzünden ne kadar sık engellenir! Yüreğimiz kendimizi yüceltme ve başkalarının beğenisini kazanma arzusuna ne kadar da hazırdır! İnsanı, kendi teorileri ve gelenekleriyle ilahi buyrukları değiştirmeye yönelten Allah'ın belirlediğinden daha kolay bir yolu seçme arzusu ve bencil düşüncelerdir. İsa, öğrencilerini şu sözleriyle uyarır: “Ferisilerin mayasından sakının!” SO 396.3
Mesih'in dini doğruluk dinidir. Allah'ı yüceltme çabası Kutsal Ruh tarafından desteklenir ve bu sadece Kutsal Ruh'un etkili çalışmasıyla gerçekleşir. Sadece Allah'ın gücü bencillik ve ikiyüzlülüğü yok edebilir. Bu değişiklik O'nun çalışmasının bir belirtisidir. Kabul ettiğimiz iman, bencilliği ve gösteriş hırsını yok ettiğinde ve bizi kendi yüceliğimizi değil; Allah'ın yüceliğini aramaya yönelttiğinde doğru yolda olduğumuzu biliriz. “Baba, adını yücelt!”13sözü Mesih'in yaşamının anahtarıdır ve O'nu takip edersek bu bizim de anahtar sözcüğümüz olacaktır. O bizlere “Allah'da yaşıyorum diyen, Mesih'in yürüdüğü yolda yürümelidir.” “O'nun buyruklarını yerine getirirsek, O'nu tanıdığımızdan emin olabiliriz.”14buyruğunu vermiştir. SO 397.1
Bu bölüm Matta 15:29-39; 16:1-12 ve Markos 7:31-37; 8:1-21'e dayanmaktadır. SO 397.2