Sevgi öğretmeni

33/88

32. Yüzbaşı

İsa, oğlunu iyileştirdiği soylu adama şöyle dedi: “Sizler belirtiler ve harikalar görmedikçe, iman etmeyeceksiniz.”1Kendi halkının O'nun Mesihliğine inanmak için belirtiler istemesi İsa'yı çok üzdü. Onların inançsızlığı, fakat kendisinin yanma gelen yüzbaşının imanı O'nu şaşırttı. Yüzbaşı, İsa'nın gücünden şüphe etmedi. O'nun, kendisinin bizzat gelerek mucize yapmasını bile istemedi. “Bir tek söz söyle, uşağım iyileşsin” dedi. SO 295.1

Yüzbaşının uşağı felçliydi ve ölmek üzereydi. Romalılarda uşaklar hor görülen, zulmedilen, pazar yerlerinde alınıp satılan kölelerdi; fakat yüzbaşı uşağını çok seviyordu ve onun iyileşmesini istiyordu. İsa'nın onu iyileştirebileceğine inanıyordu. Kurtarıcı'yı daha önce hiç görmemişti. Fakat aldığı haberler onun imanını güçlendirdi. Yahudilerin şekilciliklerine rağmen, bu Romalı adam, onların dininin kendi dininden daha üstün olduğuna ikna oldu. Ülkeyi kendi egemenlikleri altında tutan insanlar ile onların egemenlikleri altında bulunanları birbirinden ayıran önyargı ve nefret duvarlarını yıktı. Allah'ın hizmetine saygı duydu ve O'na ibadet edenler olarak Yahudilere nezaket gösterdi. Kendisine bildirildiği gibi, İsa'nın, ruhun ihtiyacım karşıladığını gördü. İçindeki tüm ruhsal düşüncelerle Kurtarıcı'nın yanma geldi; fakat kendisinin O'nun yanına gelmeye bile layık olmadığını hissetti. Yahudi liderlere, uşağının iyileşmesi için İsa'dan ricada bu-lunmalarını istedi. Onlar Yüce Öğretmen'i tanıyorlardı. Yüzbaşı, onların, Kurtarıcı'nın lütfunu kazanmak için O'na nasıl yaklaşılması gerektiğini bildiklerini düşünüyordu. SO 295.2

İsa Kefernahum'a girerken, yüzbaşının dileğini bildirmek için gelen Yahudi liderler ile karşılaştı. İsa'ya şöyle dediler: “O, senin bu iyiliği yapmana yaraşır biridir. Çünkü ulusumuzu sever. Sinagogumuzu kuran da odur.” SO 295.3

İsa hemen subayın evine doğru yola çıktı; fakat çevresindeki kalabalık yüzünden yavaş adımlarla ilerliyordu. İsa oraya varmadan, kendisinin gelmekte olduğunun haberi yüzbaşıya ulaştı. Kendisini buna layık görmeyen yüzbaşı, O'na şu mesajı gönderdi: “Rab, ben layık değilim ki, çatımın altına giresin!” Fakat İsa yoluna devam etti ve yüzbaşı sonunda O'na yaklaşmaya cesaret ederek, mesajını tamamladı: “Ben senin yanına gelmeye bile layık değilim.” “Sen yeter ki bir söz söyle, uşağım iyileşir. Ben de buyruk altında bir adamım, benim de buyruğumda askerlerim var. Birine, 'Git' derim, gider; bir diğerine, 'Gel' derim, gelir; köleme, 'Şunu yap' derim, yapar.” Benim, Roma'nın gücünü temsil ettiğim ve askerlerimin benim emirlerime uyduğu gibi, sen de sonsuz Allah'ın gücünü temsil ediyorsun ve yaratılanların hepsi senin sözünü dinlerler. Eğer sana itaat ederlerse onların hastalıklarını iyileştirebilirsin. Gökyüzü elçilerini çağırabilir ve onlara şifalı gücünü verebilirsin. Fakat tek bir söz söyle, uşağım iyileşsin. SO 296.1

“Bu sözleri duyan İsa yüzbaşıya hayran kaldı. Ardından gelen kalabalığa dönerek, “Size şunu söyleyeyim” dedi, “İsrail'de bile böyle iman görmedim.”2Yüzbaşıya şöyle dedi: “Git, inandığın gibi olsun!” Uşak o an hemen iyileşti.3 SO 296.2

İsa'ya yüzbaşının dileğini bildiren Yahudi liderler, Müjde'nin ruhuna sahip olmaktan ne kadar uzak olduklarını göstermişlerdi. Asıl ihtiyacımız olan şeyin Allah'ın lütfu olduğunu anlayamadılar. Sürekli kendilerini haklı gören bu kişiler, “uluslarına” yaptıkları iyiliklerden dolayı yüzbaşıya yardım ettiler; fakat yüzbaşı, kendisinin buna “layık” olmadığını söyledi. İsa'nın merhameti, onu derinden etkiledi. Kendi değersizliğini gördü; buna karşın yardım istemekten çekinmedi. Kendi iyiliğine güvenmedi; o an en çok ihtiyaç duyduğu şey bu ilahi Kişi ile tanışmak ve Ondan yardım dilemekti. İsa'ya olan imanını açıkça bildirdi O, İsa'nın sadece mucizeler yapan biri değil, aynı zamanda insanlığın dostu ve kurtarıcısı olduğuna inandı. SO 296.3

Her günahlı insan İsa'ya bu şekilde gelmelidir. “Doğrulukla yaptığımız işlerden dolayı değil, kendi merhametiyle”4bizleri kurtarmıştır. Şeytan size bir günahkar olduğunuzu, Allah'tan bir bereket alamayacağınızı söylediğinde, İsa'nın yeryüzüne günahkarı kurtarmak için geldiğini söyleyin. O'nun kurtarıcı gücüne ihtiyacımız olduğunda, şimdi ve her zaman, O'na yakarmamızdan başka hiçbir şey bizi Tanrı'ya yaklaştırmaz. Kendi kendimize bağımlı olmayı bırakıp çarmıha bakarak şöyle diyebiliriz: SO 296.4

“Ben kendimde hiçbir değer taşımam
Sadece senin buyruğuna bağlı kalırım.”
SO 297.1

Yahudiler çocukluklarından beri Mesih'in görevi ile ilgili eğitim görmüşlerdi. Öncülerin ve peygamberlerin ilham dolu sözleri ve kurban ibadetinin simgesel öğretisini öğrenmişlerdi; fakat onlar ışığı görmezlikten geldiler ve şimdi İsa'da kendileri için arzu edilecek hiçbir şey göremediler. Fakat putperest bir halkın içinde doğan ve Roma imparatorluğunun putperestliğinde eğitim gören yüzbaşı, aldığı eğitim ve yetiştiği çevre yüzünden görünüşte ruhsal yaşamdan uzaktı ve Yahudilerin yobazlığı ve kendi halkının İsrail halkını hor görmesinden dolayı sessiz kalmıştı. İbrahim'in çocuklarının göremediği gerçeği bu kişi gördü. Kendisinin Mesih olduğunu iddia eden Kişi'yi Yahudilerin kendilerinin kabul edip etmeyeceğini görmek için beklemedi. “Tüm insanları aydınlığa kavuşturmak için dünyaya gelen ışık”5onun üzerinde parladığında uzakta olmasına rağmen, Tanrı'nın Oğlu'nun görkemini fark etti. SO 297.2

Bu, İsa için Müjde'nin uluslar arasında gerçekleştireceği işin bir belirtisiydi. İsa, krallığında farklı milletlerden insanları bir araya getirdiği için sevinçliydi. Lütfunu reddetmeleri sonucunda yaşayacakları acı olayları Yahudilere anlattığında çok üzgündü. “Size şunu söyleyeyim, doğudan ve batıdan birçok insan gelecek, Göklerin Egemenliğinde İbrahim, İshak ve Yakup'la birlikte sofraya oturacaklar. Ama bu egemenliğin asıl mirasçıları dışarıya, karanlığa atılacak. Orada ağlayış ve diş gıcırtısı olacaktır.” Yazık ki, birçok kişiyi bu hazin son beklemektedir! Putperestliğin karanlığındaki kişiler, O'nun lütfunu kabul ederlerken, Hıristiyan uluslar üzerinde parlayan bu ışığa birçok kişi ilgi göstermez! Kefernahum'a yirmi milden fazla bir uzaklıkta geniş ve güzel Esdraelon ovasına bakan yaylanın üzerinde Nain köyü bulunuyordu. İsa, bu köye doğru yola çıktı. Diğer insanlarla birlikte öğ-rencilerinin birçoğu da O'nun yanındaydı. O'nun lütuf ve sevgi dolu sözlerini dinlemeyi arzu ederek, iyileştirmesi için O'na hastalarını getirerek ve böylesine muhteşem bir gücü elinde bulunduran Kişi'nin kendisini İsrail'in kralı olarak bildirmesi umuduyla yol boyunca insanlar O'na akın ettiler. O'nun yanında büyük bir kalabalık oluştu. Kayalık yol boyunca O'nu köyün girişine doğru takip eden bu insanlar, çok sevinçliydiler ve onların İsa'dan bazı beklentileri vardı. Şehrin kapısına yaklaştıklarında bir cenaze alayı görürler. Üzgün ve yavaş adımlarla cenazenin gömüleceği yere doğru giderler. Cenaze en önde açık bir tabutta taşınmaktadır. Çevresinde onun için ağlayan ve yas tutan insanlar vardır. Tüm şehir halkı ölen kişiye olan saygılarını ve onun yakınlarına olan sevgilerini göstermek için burada toplanmıştır. SO 297.3

Bu, insanda acıma hissi uyandıran bir görüntüydü. Ölen, dul bir annenin tek oğluydu. Yas tutan bu yalnız anne, mezarlığa doğru ilerliyordu. “Rab, kadını görünce ona acıdı.” İsa'nın yanında ağlayarak yürürken, İsa kadının yanına gelip, “Ağlama!” dedi. İsa onun kederini sevince dönüştürmek üzereydi. Buna karşın bu üzücü görüntüye daha fazla dayanamadı. SO 298.1

“İsa yaklaşıp cenaze sedyesine dokundu.” Ölümle temas etmek, O'nu kirletmezdi. Tabutu taşıyanlar durdular ve yas tutanların ağlamaları kesildi. Her iki grup da tabutun çevresinde toplandı; hala umutluydular. Hastalıkları iyileştiren, kötü ruhları kovan Kişi onların yanındaydı; ölümden diriltmeye de gücü yeter miydi? SO 298.2

İsa, açık ve ciddi bir şekilde, “Delikanlı, sana kalk diyorum!” der. Bu ses ölü olan kişiyi diriltir ve onun duymasını sağlar. Genç adam gözlerini açar. İsa onu eliyle tutup kaldırır. Yanında ağlamakta olan annesine doğru bakar. Ana ve oğul sevinç ve özlemle kucaklaşırlar. Kalabalık, sessizlik içinde bu olayı izler. Bu olay onları derinden etkilemiştir ve korkuya kapılmışlardır. Sanki Allah'ın huzurundaymış gibi bir süre sessiz bir şekilde beklerler. Daha sonra Allah'a şükrederek, “Aramızda büyük bir peygamber ortaya çıktı... Tanrı halkının yardımına geldi” diye haykırdılar. Cenaze alayı Nain'e, bu kez sevinç içinde geri döndü. “İsa'yla ilgili bu haber bütün Yahudiye'ye ve çevre bölgelere yayıldı.” SO 298.3

Nain şehrinin kapısında yaslı annenin yanında duran Kişi, tabutun yan:nda yas tutan herkesi görür. Bizim kederlerimiz O'nu etkiler ve O, bize merhamet eder. O'nun sevgi ve acıma dolu kalbi, asla ek-silmeyen bir şefkatle doludur. Ölüyü dirilten sözü, Nain'deki genç adama söylediği zamandaki kadar şimdi hala etkilidir. “Gökte ve yer- yüzünde tüm yetki bana verildi.”6Aradan geçen yıllar boyunca bu güç asla eksilmemiştir ve O'nun bize bir nehir gibi akan lütfü sayesinde hiç azalmamıştır. O, kendisine inananlar için hala yaşayan bir Kurtarıcı'dır. SO 298.4

İsa, onun oğlunu ölümden kurtardığında, annenin kederini sevince dönüştürdü. Buna karşın genç adam üzüntülerine, zorluklarına ve tehlikelerine; ve ölümün gücüne karşı tekrar mücadele etmek için hayata döndü. Fakat İsa bizim ölen kişi için duyduğumuz acıyı sonsuz umut mesajı ile teselli eder: “Diri olan 'BEN'im. Ölmüştüm, ama işte sonsuzluklar boyunca diri kalacağım. Ölümün ve ölüler diyarının anahtarları bendedir.”7“Bu çocuklar etten ve kandan oldukları için İsa, ölüm gücüne sahip olanı, yani İblis'i ölüm aracılığıyla etkisiz hale getirmek üzere onlarla aynı insan yapısını aldı. Bunu yaşamları boyunca ölüm korkusu yüzünden köle olanların hepsini özgür kılmak için yaptı.”8 SO 299.1

Tann'nın Oğlu, onlara yaşamalarını buyurduğu zaman, Şeytan ö- lüleri kendi kontrolünde tutamaz. Şeytan, iman içinde İsa'nın sözünün gücünü kabul eden kişiyi ruhsal ölüm içinde tutamaz. Allah günahın içinde ölen herkese şöyle der: “Uyan ey uyuyan, ölümden diril!”9Bu söz sonsuz yaşamdır. İlk insana yaşamasını buyuran Allah'ın Sözü'nün bize hala hayat verdiği gibi; İsa'nın, “Delikanlı, sana kalk diyorum!” sözlerinin Nain'li gence hayat vermesi gibi, “ölümden diril!” sözü de, onu alan ruha hayat verir. “O, bizi karanlığın hükümranlığından kurtarıp, sevgili Oğlu'nun egemenliğine aktardı.”10Her şey bize O'nun sözü aracılığıyla verildi. Eğer bu sözü kabul edersek, kurtuluruz. SO 299.2

“Mesih İsa'yı ölümden dirilten Allah'ın Ruhu içinizde yaşıyorsa, Mesih'i ölümden dirilten Allah, içinizde yaşayan Ruhu ile ölümlü bedenlerinize de yaşam verecektir.”11“Rab kendisi bir emir çağrısıyla, baş meleğin seslenmesiyle ve Allah'ın borazanıyla gökten inecek ve önce Mesih'e ait ölüler dirilecek. Ondan sonra biz yaşamakta olanlar, diri kalmış olanlar, Rab'bi havada karşılamak için bulutlar içinde alınıp götürüleceğiz. Böylece sonsuza dek Rab ile birlikte olacağız.”12İsa, bu sözlerle birbirimizi teselli etmemizi istiyor. SO 299.3

Bu bölüm Matta 8:5-13 ve Luka 7:l-17'ye dayanmaktadır. SO 300.1