Elçilerin İşleri

54/60

52—Sonuna Kadar Sadik

[Bu bölüm, Petrus’un İkinci Mektubu’na dayanmaktadır.]

Petrus tarafından kendisiyle birlikte “eşdeğer bir imana” kavuşmuş olanlara yazılan ikinci mektupta, elçi Hristiyan karakterinin gelişimi için kurulan ilahî tasarıyı ortaya koymaktadır. Şöyle yazar: EI 457.1

“Tanrı’yı ve Rabbimiz İsa’yı tanımakla lütuf ve esenlik artan ölçüde sizin olsun. Kendi yüceliği ve erdemiyle bizi çağıranın tanrısal gücü, kendisini tanımamız sonucunda yaşamamız ve Tanrı yolunda yürümemiz için gereken her şeyi bize verdi. O’nun yüceliği ve erdemi sayesinde bize çok büyük ve değerli vaatler verildi. Öyle ki, dünyada kötü arzuların yol açtığı yozlaşmadan kurtulmuş olarak, bu vaatler aracılığıyla tanrısal özyapıya ortak olasınız. EI 457.2

“İşte bu nedenle her türlü gayreti göstererek imanınıza erdemi, erdeminize bilgiyi, bilginize özdenetimi, özdenetiminize dayanma gücünü, dayanma gücünüze Tanrı yoluna bağlılığı, bağlılığınıza kardeşseverliği, kardeşseverliğinize sevgiyi katın. Çünkü bu niteliklere artan ölçüde sahip olursanız, Rabbimiz İsa Mesih’i tanımakta etkisiz ve verimsiz olmazsınız.” EI 457.3

Bu sözler önemli öğretilerle doludur ve zaferin püf noktasını vurgulamaktadır. Elçi, imanlıların önünde Hristiyan gelişiminin merdivenini sunmaktadır, bunun her basamağı Allah bilgisinde ilerlemeyi temsil etmektedir ve buna tırmanışta duraklama olmamalıdır. Merdivenin aşamaları iman, erdem, bilgi, özdenetim, sabır, Allah’a adanmışlık, kardeş- severlik ve sevgidir. Mesih’in bizim için belirlediği idealin yüksekliğine doğru aşama aşama tırmanarak, adım adım ilerleyerek kurtuluruz. Böylece O bizim için bilgelik, doğruluk, kutsanma ve kurtuluş olur. 1 EI 457.4

Allah, halkını yüceliğe ve erdeme çağırmıştır, ve bunlar O’nunla gerçekten bağlantı kuranların hayatlarında açığa çıkacaktır. Göksel armağanın paydaşları olmuş, “iman sayesinde Tanrı’nın gücüyle korun[makta]” olarak, mükemmelliğe doğru ilerlemelidirler (1. Petrus 1:5). Çocuklarına kendi erdemini vermek Allah’ın yüceliğidir. O, insanların en yüksek standarda ulaştıklarını görmeyi arzular; ve imanla Mesih’in gücünü elde ettiklerinde, O’nun güvenilir vaatlerini rica ettiklerinde ve bunları kendilerinin olarak talep ettiklerinde, reddedilmeyecek bir ısrarla Kutsal Ruh’un gücünü aradıklarında, O’nda tamamlanmış olacaklardır. EI 458.1

Müjde imanını almış olan imanlının bir sonraki işi, kendi karakterine erdem eklemek, böylece kalbini arındırarak zihnini Allah bilgisini almaya hazırlamaktır. Bu bilgi tüm gerçek eğitimin ve tüm gerçek hizmetin temelidir. Ayartıya karşı tek gerçek koruyucudur; ve insanı karakter bakımından Allah’a benzetebilecek tek şey budur. Allah’a ve O’nun Oğlu İsa Mesih’e ilişkin bilgiyle, imanlıya “yaşamamız ve Tanrı yolunda yürümemiz için gereken her şey” verilir. Allah’ın doğruluğunu elde etmeyi samimiyetle arzulayan kişiden hiçbir iyi armağan esirgenmez. EI 458.2

Mesih şöyle dedi: “Sonsuz yaşam, tek gerçek Tanrı olan seni ve gönderdiğin İsa Mesih’i tanımalarıdır” (Yuhanna 17:3). Ve Yeremya peygamber şöyle duyurdu: ” ‘Bilge kişi bilgeliğiyle, güçlü kişi gücüyle, zengin kişi zenginliğiyle övünmesin. Dünyada iyilik yapanın, adaleti, doğruluğu sağlayanın ben RAB olduğumu anlamakla ve beni tanımakla övünsün övünen. Çünkü ben bunlardan hoşlanırım’ diyor RAB” (Yeremya 9:23, 24). İnsan zihni bu bilgiyi elde edenlerin ruhsal kazanımlarının genişliğini ve derinliğini ve yüksekliğini zorlukla anlayabilir. EI 458.3

Hiç kimsenin, kendi alanında, Hristiyan karakterinin mü-kemmeliyetine ulaşmaktan geri kalması gerekmez. Mesih’in kur-banlığıyla, imanlının hayata ve Allah’a adanmışlığa ilişkin bütün şeyleri almasına imkân sağlanmıştır. Allah bizi mükemmellik standardına ulaşmaya çağırır ve Mesih’in karakterini önümüze örnek olarak koyar. O’nun kötülüğe sürekli olarak direnerek geçen hayatıyla mükemmelleştirilen insanî yönünde, Kurtarıcı insanların bu hayatta İlahî Olan’la işbirliği içinde karakterin mükemmelliğine ulaşabileceklerini gösterdi. Bu Allah’ın, bizim de tam zafer kazanabileceğimize dair bize verdiği güvencedir. EI 459.1

İmanlıya, yasanın tüm ilkelerine uyan Mesih gibi olmanın harika imkânı vaat edilir. Ancak insan kendi başına bu duruma ulaşmaktan tamamen acizdir. Allah’ın sözünün insanın kurtarılmasından önce sahip olması gerektiğini bildirdiği kutsallık, gerçeğin Ruhu’nun disiplinine ve kısıtlayıcı etkilerine itaat ederek boyun eğdiğinde çalışan ilahî lütfun bir sonucudur. İnsanın itaati yalnızca her itaat eylemini hoş kokusuyla dolduran Mesih’in doğruluğunun buhuruyla mükemmel hale getirilebilir. Hristiyanın üzerine düşen, her hatayı yenmek için sebat etmektir. Günahın hasta ettiği canındaki bozuklukları iyileştirmesi için Kurtarıcı’ya sürekli olarak dua etmelidir. Galip gelecek bilgeliğe ya da güce sahip değildir; bunlar Rabb’e aittir ve O bunları kendini alçaltarak ve pişmanlıkla O’ndan yardım isteyenlere verir. EI 459.2

Kutsal olmayan halden kutsallığa dönüşüm, sürekli bir iştir. Allah günden güne insanın kutsanması için çalışır, ve insan da doğru alışkanlıkların gelişmesi için sebatkâr gayretlerde bulunarak O’nunla işbirliği yapmalıdır. Lütufa lütuf eklemelidir; böylece ekleme planında çalıştığında, Allah da onun için katlayarak çoğaltma planında çalışır. Kurtarıcımız tövbekâr kalbin duasını işitmeye ve yanıtlamaya her zaman hazırdır, ve O’na sadık olanlar için lütuf ve selamet katlanarak çoğaltılır. O, kendilerini kuşatan kötülüklere karşı mücadelelerinde ihtiyaç duydukları bereketleri onlara memnuniyetle verir. EI 459.3

Hristiyan gelişiminin merdivenini tırmanmaya teşebbüs eden bazı kişiler vardır; ancak bunlar ilerledikçe insan gücüne güvenmeye başlar ve çok geçmeden imanlarının Yaratıcısı ve Tamamlayıcısı olan İsa’yı gözden kaybederler. Sonuç yıkımdır - kazanılmış her şey kaybedilir. Yoldan yorularak, canların düşmanının kalplerinde ve hayatlarında gelişmekte olan Hristiyan lütuflarından kendilerini mahrum bırakmasına izin verenlerin durumu gerçekten de üzücüdür. Elçi, “Bu niteliklere sahip olmayan uzağı göremez, kördür. Eski günahlarından temizlendiğini unutmuştur” diyor. EI 460.1

Elçi Petrus’un Allah’a dair konularda uzun bir deneyimi olmuştu. Allah’ın kurtarıcı gücüne imanı yıllar geçtikçe güçlenmiş, sonunda imanla ilerleyerek, aşama aşama yükselerek, ta göğün kapılarına kadar ulaşan merdivenin en yukarı kısmına doğru her zaman ileri ve yukarı giden kişinin önünde başarısızlık ihtimali olmadığını tartışmasız şekilde kanıtlamıştı. EI 460.2

Petrus yıllardır imanlılara lütufta ve gerçeğin bilgisinde sürekli olarak gelişmenin önemini aşılıyordu; şimdi de, imanı uğruna çok yakında şehitliğe çağrılacağını bildiğinden, her imanlının ulaşabileceği değerli ayrıcalıklara bir kez daha dikkat çekti. Yaşlı öğrenci, imanının tam güvencesine sahip olarak, kardeşlerini Hristiyan hayatında kararlı bir amaca teşvik etti. “Çağrılmışlığınızı ve seçilmişliğinizi kökleştirmeye daha çok gayret edin” diye rica etti, “bunları yaparsanız, hiçbir zaman tökezlemezsiniz. Böylece Rabbimiz ve Kurtarıcımız İsa Mesih’in sonsuz egemenliğine girme hakkı size cömertçe sağlanacaktır.” Ne değerli güvence! İmanlı, Hristiyan mükemmelliğinin doruklarına doğru imanla ilerlediğinde, önündeki umut ne muhteşemdir! EI 460.3

Elçi şöyle devam etti: “Her ne kadar bunları biliyorsanız ve sahip olduğunuz gerçekle pekiştirilmişseniz de, bunları size her zaman anımsatacağım. Bu bedende yaşadığım sürece bunları anımsatarak sizi gayrete getirmeyi doğru buluyorum. Rabbimiz İsa Mesih’in bana bildirdiği gibi, bedenden ayrılışımın yakın olduğunu biliyorum. Ben bu dünyadan göçtükten sonra da bunları sürekli anımsayabilmeniz için şimdi her gayreti göstereceğim.” EI 461.1

Elçi, Allah’ın insan nesline ilişkin tasarılarından bahsetmek için yeterli ölçüde nitelikliydi; zira Mesih’in yeryüzündeki hizmeti süresince Allah’ın krallığına ilişkin pek çok şey görmüş ve işitmişti. İmanlılara şunları hatırlattı: “Rabbimiz İsa Mesih’in kudretini ve gelişini size bildirirken uydurma masallara başvurmadık. O’nun görkemini gözlerimizle gördük. Mesih, yüce ve görkemli Olan’dan kendisine ulaşan sesle, ‘Sevgili Oğlum budur, O’ndan hoşnudum’ diyen sesle Baba Tanrı’dan onur ve yücelik aldı. Kutsal dağda O’nunla birlikte bulunduğumuz için gökten gelen bu sesi biz de işittik.” EI 461.2

Ancak imanlının umudunun kesinliğine dair bu kanıt ne kadar ikna edici olsa da, peygamberlik sözünün tanıklığında daha ikna edici olanı da vardı, ki bunun aracılığıyla herkesin imanı doğrulanabilir ve emniyetli olarak sağlamlaştırılabilir- di. Petrus, “Peygamberlerin sözleri bizim için daha büyük kesinlik kazandı” dedi, “gün ağarıp sabah yıldızı yüreklerinizde doğuncaya dek, karanlık yerde ışık saçan çıraya benzeyen bu sözlere kulak verirseniz, iyi edersiniz. Öncelikle şunu bilin ki, Kutsal Yazılar’daki hiçbir peygamberlik sözü kimsenin özel yorumu değildir. Çünkü hiçbir peygamberlik sözü insan isteğinden kaynaklanmadı. Kutsal Ruh tarafından yöneltilen insanlar Tanrı’nın sözlerini ilettiler.” EI 461.3

Elçi, ‘kesin peygamberlik sözünü’ tehlike zamanlarında güvenli bir rehber olarak yüceltirken, kiliseyi sahte peygamberlik sözlerinin fenerine karşı ciddiyetle uyardı, bu peygamberlik sözleri “Efendi’yi bile yadsıyarak gizlice aranıza yıkıcı öğretiler” sokacak olan “sahte öğretmenler (Kİ)” tarafından savunulacak-lardı. Elçi, kilisede ortaya çıkan ve imandaki kardeşlerinin pek çoğu tarafından gerçek sayılan bu sahte öğretmenleri “susuz pınarla[ra], fırtınanın dağıttığı si[se]” benzetti; ve “onları koyu karanlık bekliyor” dedi. “Son durumları ilk durumlarından beter olur” diye bildirdi. “Çünkü doğruluk yolunu bilip de kendilerine emanet edilen kutsal buyruktan geri dönmektense, bu yolu hiç bilmemiş olmak onlar için daha iyi olurdu.” EI 461.4

Çağlar boyunca zamanın sonuna dek bakan Petrus, Mesih’in ikinci gelişinden hemen önce dünyada meydana gelecek olan koşulları ana hatlarıyla açıklamak için ilham aldı. “Dünyanın son günlerinde kendi tutkularının ardından giden alaycı kişiler türeyecek. Bunlar, ‘Rab’bin gelişiyle ilgili vaat ne oldu? Atalarımızın ölümünden beri her şey yaratılışın başlangıcında olduğu gibi duruyor’ diyerek alay edecekler” yazdı. Fakat “insanlar, ‘Her şey esenlik ve güvenlik içinde’ dedikleri bir anda... ansızın yıkıma uğrayacak[lar]” (1. Selanikliler 5:3). Ancak düşmanın hileleriyle herkes tuzağa düşmeyecek. Dünyasal olan herşeyin sonu yaklaşırken, zamanların işaretlerini tanıyabilen sadık kişiler olacak. Sözde imanlıların büyük kısmı yaptıkları işlerle imanlarını inkâr ederken, sona kadar dayanarak kalan bir grup, bir bakiye olacak. EI 462.1

Petrus Mesih’in dönüşünün umudunu kalbinde canlı tuttu ve kiliseye Kurtarıcı’nın şu vaadinin kesin bir şekilde gerçekleşeceğine dair güvence verdi: “Gider ve size yer hazırlarsam... yine gelip sizi yanıma alacağım” (Yuhanna 14:3). Denenmiş ve sadık olanlar için bu geliş çoktan beridir gecikiyor gibi görünebilirdi, fakat elçi onları temin etti: “Bazılarının düşündüğü gibi Rab vaadini yerine getirmekte gecikmez; ama size karşı sabrediyor. Çünkü kimsenin mahvolmasını istemiyor, herkesin tövbe etmesini istiyor. Ama Rab’bin günü hırsız gibi gelecek. O gün gökler büyük bir gürültüyle ortadan kalkacak, maddesel öğeler yanarak yok olacak, yer ve yeryüzünde yapılmış olan her şey yanıp tükenecek. EI 462.2

“Her şey böylece yok olacağına göre, sizin nasıl kişiler olmanız gerekir? Tanrı’nın gününü bekleyip o günün gelişini çabuklaştırarak kutsallık içinde yaşamalı, Tanrı yolunu izlemelisiniz. O gün gökler yanarak yok olacak, maddesel öğeler şiddetli ateşte eriyip gidecek. Ama biz Tanrı’nın vaadi uyarınca doğruluğun barınacağı yeni gökleri, yeni yeryüzünü bekliyoruz. EI 463.1

“Bunun için, sevgili kardeşlerim, mademki bunları bekli-yorsunuz, Tanrı’nın önünde lekesiz, kusursuz ve barış içinde olmaya gayret edin. Sevgili kardeşimiz Pavlus’un da kendisine verilen bilgelikle size yazdığı gibi, Rabbimiz’in sabrını kurtuluş fırsatı sayın... Bu nedenle, sevgili kardeşlerim, ilke tanımayan kişilerin aldatmasıyla sürüklenip kararlılığınızdan sapmamak için bunları önceden bilerek sakının. Öte yandan Rabbimiz ve Kurtarıcımız İsa Mesih’in lütfunda ve O’nu tanımakta ilerleyin.” EI 463.2

Allah’ın takdiriyle, Petrus’un hizmetini Roma'da sonlandır- masına izin verildi, burada Pavlus’un son tutuklanışı zamanında imparator Nero tarafından hapse atılması emredildi. Böy- lece yıllardan beri çalışmalarında birbirlerinden ayrı düşmüş olan iki kıdemli elçi, Mesih’e son tanıklıklarını dünyanın başkentinde yapacaklar ve kanlarını büyük bir kutsallar ve şehitler hasadının tohumu olarak bu kentin toprağına dökeceklerdi. EI 463.3

Mesih’i inkâr ettikten sonra yeniden kabul edilişinden beri, Petrus tehlikeye gözünü kırpmadan meydan okumuş ve çarmıha gerilen, dirilen ve göğe yükselen Kurtarıcı’yı vaaz etmekte asil bir cesaret göstermişti. Hücresinde yatarken, Mesih’in kendisine söylediği sözleri hatırına getirdi: “Sana doğrusunu söyleyeyim, gençliğinde kendi kuşağını kendin bağlar, istediğin yere giderdin. Ama yaşlanınca ellerini uzatacaksın, başkası seni bağlayacak ve istemediğin yere götürecek” (Yuhanna 21:18). İsa böylece öğrencisine nasıl öleceğini, hatta çarmıh üzerinde ellerini uzatacağını dahi, önceden bildirmişti. EI 463.4

Petrus bir Yahudi ve yabancı olarak kamçılanma ve çarmıha gerilme cezasına çarptırılmıştı. Bu korkunç ölümün karşısında, elçi İsa’yı yargılandığı zaman inkâr edişindeki büyük günahını hatırladı. Bir zamanlar çarmıhı kabul etmeye son derece hazırlıksız olmasına rağmen, şimdi hayatını müjde uğruna vermeyi sevinç sayıyordu, ancak yalnızca Rabbi’ni inkâr etmiş olan kendisinin, Efendisi ile aynı şekilde ölecek olmasının taşıyamayacağı kadar büyük bir şeref olduğunu hissediyordu. Petrus o günahtan samimi bir şekilde tövbe etmişti, ve sürünün koyunlarını ve kuzularını gütmesi için kendisine verilen yüce görev ile de belli olduğu gibi, Mesih tarafından da bağışlanmıştı. Fakat kendisini hiçbir zaman affedememişti. Kederinin ve tövbesinin acısını son korkunç sahnenin ızdı- raplarını düşünmek bile hafifletememişti. Cellatlarından son bir iyilik olarak, haça baş aşağı şekilde çivilenmesini rica etti. Ricası yerine getirildi, ve büyük elçi Petrus bu şekilde öldü. EI 464.1