Elçilerin İşleri

43/60

41—“Biraz İle Beni Hristiyan Olmağa İnandirmaktasin”

[Bu bölüm, Elçilerin İşleri 25:13-27 ayetleri ve 26. bölüme dayanmaktadır.]

Pavlus Sezar’a başvurmuştu ve Festus’un onu Roma’ya göndermekten başka çaresi yoktu. Ancak uygun bir gemi bulunana kadar biraz zaman geçti; ayrıca Pavlus’la birlikte başka tutuklular da gönderileceğinden, onların durumlarının değerlendirilmesi de gecikmeye yol açtı. Bu durum Pavlus’a imanının nedenlerini Sezariye’nin önde gelenlerinin ve Hirodesler’in1 sonuncusu Kral II. Agrippa’nın önünde sunma fırsatı sağladı. EI 373.1

“Birkaç gün sonra Kral Agrippa ile Berniki, Festus’a bir nezaket ziyaretinde bulunmak üzere Sezariye’ye geldiler. Bir süre orada kaldılar. Bu arada Festus, Pavlus’la ilgili durumu krala anlattı. ‘Feliks’in tutuklu olarak bıraktığı bir adam var’ dedi. ‘Yeruşalim’de bulunduğum sırada Yahudiler’in başkâhinleriyle ileri gelenleri, onunla ilgili şikâyetlerini açıkladılar, onu ceza-landırmamı istediler.’ ” Tutuklunun Sezar’a başvurmasına yol açan olayları özetledi, Pavlus’un bir süre önce kendi huzunda yargılanışını anlatarak, Yahudilerin Pavlus’a karşı zannettiği konulardan hiçbir suçlama getirmediklerini, fakat “kendi dinlerine ve ölmüş de Pavlus’un iddiasına göre yaşamakta olan İsa adındaki birine ilişkin” bazı sorunları olduğunu söyledi. EI 373.2

Festus hikâyesini anlatırken, konu Agrippa’nın ilgisini çekti ve “Ben de bu adamı dinlemek isterdim” dedi. İsteğine uygun olarak ertesi gün için bir görüşme ayarlandı. “Ertesi gün Agrippa ile Berniki büyük bir tantanayla gelip komutanlar ve kentin ileri gelenleriyle birlikte toplantı salonuna girdiler. Festus’un buyruğu üzerine Pavlus içeri getirildi.” EI 374.1

Festus ziyaretçilerin şerefine bu görüşmeyi etkileyici bir gösteriş olayına çevirmeye çalışıyordu. Valinin ve misafirlerinin şatafatlı giysileri, askerlerin kılıçları ve komutanlarının ışıltılı zırhı sahneye ihtişam veriyordu. EI 374.2

Ve şimdi Pavlus, halen kelepçeli olarak, topluluğun önünde durdu. Ne büyük bir tezat sergileniyordu! Agrippa ile Berniki güce ve mevkiye sahiptiler, bu nedenle dünyanın beğenisini kazanıyorlardı. Fakat Allah’ın kıymet verdiği karakter özelliklerinden yoksundular. O’nun yasasını çiğniyorlardı, kalplerinde ve hayatlarında yozlaşmıştılar. Hareket tarzları göğün iğrendiği bir şeydi. EI 374.3

Asker muhafızına zincirlenmiş olan yaşlı tutuklunun görünümünde, dünyayı ona saygı göstermeye yöneltecek hiçbir şey yoktu. Ancak görünürde dostları, zenginliği ya da mevkii olmayan ve Allah’ın Oğlu’na imanı nedeniyle hapis tutulan bu adamla tüm gök ilgileniyordu. Onun refakatçileri meleklerdi. O ışıltılı habercilerden birisinin görkemi parıldasaydı, kraliyet erkanının debdebesi ve gururu söner; kral ile saray mensupları Mesih’in mezarını bekleyen Romalı nöbetçiler gibi yere düşerlerdi. EI 374.4

Pavlus’u topluluğa Festus’un kendisi şu sözlerle sundu: ” ‘Kral Agrippa ve burada bizimle bulunan bütün efendiler’ dedi, ‘Yeruşalim’de olsun, burada olsun, bütün Yahudi halkının bana şikâyet ettiği bu adamı görüyorsunuz. “Onu artık yaşatmamalı!” diye haykırıyorlardı. Oysa ben, ölüm cezasını gerektiren hiçbir suç işlemediğini anladım. Yine de, kendisi davasının İmparator’a iletilmesini istediğinden, onu göndermeye karar verdim. Ama Efendimiz’e bu adamla ilgili yazacak kesin bir şeyim yok. Bu yüzden onu sizin önünüze ve özellikle, Kral Agrippa, senin önüne çıkartmış bulunuyorum. Amacım, bu soruşturmanın sonucunda yazacak bir şey bulabilmektir. Bir tutukluyu İmparator’a gönderirken, kendisine yöneltilen suçlamaları belirtmemek bence anlamsız.” EI 375.1

Kral Agrippa bundan sonra Pavlus’a kendisini savunma fırsatı verdi. Elçi dinleyicilerinin parlak gösterişi ya da yüksek mevkileri karşısında telaşlanmadı; zira dünyasal zenginliğin ve konumun ne kadar az değeri olduğunu biliyordu. Dünyasal debdebe ve güç onun cesaretini bir an olsun kıramaz, kendisini özdenetimden yoksun bırakamazdı. EI 375.2

“Kral Agrippa!” dedi, “Yahudiler’in bana yönelttiği bütün suçlamalarla ilgili olarak savunmamı bugün senin önünde yapacağım için kendimi mutlu sayıyorum. Özellikle şuna seviniyorum ki, sen Yahudiler’in bütün törelerini ve sorunlarını yakından bilen birisin. Bu nedenle beni sabırla dinlemeni rica ediyorum.” EI 375.3

Pavlus, inatçı inançsızlıktan Nasıralı İsa’yı dünyanın Kurtarıcısı olarak tanımaya giden ihtida öyküsünü anlattı. Baştan kendisini ifade edilemez bir dehşete düşüren, fakat sonradan en büyük tesellinin kaynağı olduğu anlaşılan göksel görümü tanımladı — ortasında, hor gördüğü ve nefret ettiği, üstelik o zaman izleyicilerini ortadan kaldırmaya çalıştığı Kişi’nin oturduğu, ilahî görkemin bir tezahürüydü. O saatten itibaren Pavlus yeni bir adam olmuştu, dönüştürücü güce sahip merhamet sayesinde İsa’ya içten ve coşkun bir imana sahip olmuştu. EI 375.4

Pavlus, Agrippa’nın önünde Mesih’in yeryüzündeki hayatıyla bağlantılı olan önemli olayları açık ve güçlü bir şekilde özetledi. Peygamberlik sözlerinde bahsedilen Meshedilmiş Kişi’nin Nasıralı İsa’nın şahsında zaten gelmiş olduğuna tanıklık etti. Eski Ahit Yazıları’nın Meshedilmiş Kişi’nin insanlar arasında bir insan olarak ortaya çıkacağını nasıl bildirdiklerini ve Musa ile peygamberlerin belirttiği her bir ayrıntının İsa’nın hayatında nasıl yerine geldiğini gösterdi. Allah’ın ilahî Oğlu kayıp bir dünyayı kurtarmak amacıyla utancı hiçe sayarak çarmıhta ölüme katlanmış, ölüme ve mezara galip gelerek göğe yükselmişti. EI 375.5

Pavlus sordu, Neden Mesih’in ölüler arasından dirilmesi inanılmaz görünüyordu ki? Bir zamanlar kendisine de öyle görünmüştü, fakat kendi gözüyle gördüğü ve duyduğu şeyi nasıl inkâr edebilirdi? Şam kapısında gerçekten de çarmıha gerilmiş ve dirilmiş olan Mesih’e bakmıştı, aynı adam Yeruşalim sokaklarında gezmiş, Golgota’da ölmüş, ölümün zincirlerini kırmış ve göğe yükselmişti. Kefas’ın, 1Yakup’un, Yuhanna’nın ya da öğrencilerden herhangi birinin gördüğü kadar gerçek bir şekilde O’nu görmüş ve O’nunla konuşmuştu. Duyduğu Ses ona dirilmiş olan Kurtarıcı’nın müjdesini ilan etmesini buyurmuştu, buna nasıl itaatsizlik edebilirdi? Şam’da, Yeruşalim’de, tüm Yahudiye’de ve uzak bölgelerde Çarmıha Gerilmiş Olan İsa’ya tanıklıkta bulunmuş, her sınıftan insanlara “tövbe edip Tanrı’ya dönme[leri] ve bu tövbeye yaraşır işler yapma[ları]” gerektiğini göstermişti. EI 376.1

Elçi, “Yahudiler’in beni tapınakta yakalayıp öldürmeye kalkmalarının nedeni buydu” dedi. “Ama bugüne dek Tanrı yardımcım oldu. Bu sayede burada duruyor, büyük küçük herkese tanıklık ediyorum. Benim söylediklerim, peygamberlerin ve Musa’nın önceden haber verdiği olaylardan başka bir şey değildir. Onlar, Mesih’in acı çekeceğini ve ölümden diri- lenlerin ilki olarak gerek kendi halkına, gerek öteki uluslara ışığın doğuşunu ilan edeceğini bildirmişlerdi.” EI 376.2

Tüm topluluk Pavlus’un anlattığı harika deneyimlerini büyülenmiş gibi dinliyordu. Elçi en sevdiği konunun üzerinde duruyordu. Onu dinleyen hiç kimse samimiyetinden şüphe edemezdi. Fakat ikna edici belagatli konuşmasının en yoğun yerinde Festus sözünü kesip bağırdı: “Pavlus, çıldırmışsın sen! Çok okumak seni delirtiyor!” EI 376.3

Elçi yanıtladı: ” ‘Sayın Festus’ dedi, ‘ben çıldırmış değilim. Gerçek ve akla uygun sözler söylüyorum. Kral bu konularda bilgili olduğu için kendisiyle çekinmeden konuşuyorum. Bu olaylardan hiçbirinin onun dikkatinden kaçmadığı kanısındayım. Çünkü bunlar ücra bir köşede yapılmış işler değildir.’ ” Sonra Agrippa’ya dönerek doğrudan ona hitap etti: “Kral Agrippa, sen peygamberlerin sözlerine inanıyor musun? İnandığını biliyorum.” EI 377.1

Derinden etkilenen Agrippa, bir an için etrafındakileri ve konumunun saygınlığını unuttu. Yalnızca duymuş olduğu gerçeklerin bilincinde olarak, sadece karşısında Allah’ın elçisi olarak durmakta olan alçakgönüllü tutukluyu görerek, elinde olmadan yanıt verdi: “Biraz ile beni Hristiyan olmağa inandırmaktasın” [Kİ, derkenar notu]. EI 377.2

Elçi içtenlikle yanıt verdi: “İster kısa ister uzun sürede olsun, Tanrı’dan dilerim ki yalnız sen değil, bugün beni dinleyen herkes... benim gibi olsun!” ve zincirlenmiş ellerini kaldırarak ekledi: “bu zincirler dışında.” EI 377.3

Festus, Agrippa ve Berniki, elçiye vurulmuş olan zincirleri takmış olabilirlerdi ve bu adil olurdu. Tümü büyük suçlar işlemişlerdi. Bu suçlular, o gün Mesih’in adı aracılığıyla sunulan kurtuluştan haberdar oldular. En azından biri, az kalsın teklif edilen lütfu ve bağışlanmayı kabul etmeye ikna olacaktı. Fakat Agrippa önerilen merhameti bir kenara attı ve çarmıha gerilmiş Kurtarıcı’nın haçını almayı reddetti. EI 377.4

Kralın merakı tatmin olmuştu, tahtından kalkarak görüşmenin sona erdiğini gösterdi. Topluluk dağılırken, birbirlerine “Bu adamın, ölüm ya da hapis cezasını gerektiren bir şey yaptığı yok” dediler. EI 377.5

Agrippa, Yahudi olmasına rağmen Ferisiler’in bağnazca gayretlerini ve kör önyargılarını paylaşmıyordu. Festus’a, “Bu adam davasını Sezar’a iletmeseydi, serbest bırakılabilirdi” dedi. Fakat dava daha büyük bir mahkemeye sevk edilmişti ve şimdi ne Festus’un ne de Agrippa’nın yetki alanında değildi. EI 377.6