Büyükanne Ellen Ve Ben
Sekizinci Bölüm: Bize sevgi vermek için asla meşgul değildi
Büyükanne Ellen nerdeyse seksen-yedi yaşındaydı, o ve onun yardımcıları daha fazla saat çalışmaya başladılar. onlar onun en son yazdığı kutsal kitapla ilgili olan kitabını bitirmeye çalışıyorlardı. Büyükanne Ellen çok yaşlıydı, onlar onun çok yaşamayacağından korkuyorlardı. BEB 28.1
Benim annem bile ofiste yardım ediyordu. Annem bizi pencereden görebilsin diye Virgil ve ben Elmhavenin bahçesinde oynuyorduk. BEB 28.2
Herkes bu kadar meşgul iken ben yalnız kalırdım. Kimsenin bana ayıracak zamanı yoktu. Ama Büyükanne Ellen’ın her zaman biz çocuklarla konuşacak zamanı vardı. Ama zor olan onu görebilmekti, ve bunun nedeni ise, Sara Teyzeydi. BEB 28.3
Eğer o her zaman girdiğimiz arka kapıdan bizi görürse, bize “Siz çocuklar gidip, koşup oynayın. Büyükanneniz şu anda meşgul.” diyordu. Virgil ve Ben, Sara Teyzeye karşı asla itaatsiz davranmazdık. O, büyükannemizin otuz yıldır hem bakıcısı hem de yardımcısıydı, ve sanki Elmshaven onun sorumluluğu altındaymış gibi gözüküyordu. BEB 28.4
Her zaman iyi bir fikre sahip olan erkek kardeşim, bir gün dedi ki, “Eğer Sara Teyze bizi görmese, bize ‘büyükanneni rahatsız etme’ diyemez. Hadi gelin bugün evin önünde oynayalım.” BEB 29.1
Elbette orada bir ön kapı vardı, ama ailemiz bizimle değilse buradan asla içeriye giremezdik. BEB 29.2
O gün uzun bir süre, Sara Teyzenin faytona binip şehre bir şey almak için gittiğini gördük. Hemen, Virgil elimi tutup beni arka terasa götürdü. Büyükanne Ellen’in yazma odası tam mutfağın üstündeydi. Biz arka kapıdan girdik ve terastan geçtikten sonra onun odasına çıkan merdivene geldik. BEB 29.3
Bu merdivenler beni korkutuyordu. Bu merdivenler dik ve karanlıktı, orada ışık vermesi için minik bir pencere vardı. Virgil benim gibi korkmuyordu. O hiçbir şeyden korkmuyordu. Virgil beni bu korkunç merdivenlerden çekip beni Büyükanne Ellen’in yazma odasına giren küçük kapıya götürdü. BEB 29.4
Biz büyükanne Ellen’in özel bir insan olduğunu ve onu rahatsız etmememiz gerektiğini biliyorduk. Böylece Virgil küçük kapıyı açtığında orada bizi görene kadar bekledik. O en sevdiği yazma köşesinde oturuyordu, oturduğu yerin üç tarafında pencere vardı. BEB 29.5
Bize doğru baktığında gülümsedi ve “Hadi yanıma gelin.” dedi. BEB 29.6
Mutluluk içinde, onun sandalyesinin yanına koştum. Onun kucağına oturmak için o çok yaşlı, ve ben ise çok büyüktüm. Ama bir kolunu benim üstüme ve bir kolunu Virgil’in üstüne koyduğunda onun bizi sevdiğini anladık. Biz ona bu sabah olanları anlatırken o sırada bizi dinledi. O bizim her zaman söylediklerimizi dinliyordu. BEB 29.7
Büyükanne Ellen ellerimi onun ellerinin arasına aldığı bir anda, ellerimi tutup öptü ve “Bu güzel küçük eller sana ve Tanrıya aittir. Tanrı’dan iste ve o bu güzel eller yaşlanmadan sana binlerce düşünceli ve iyi şeyler yapmanda yardım edecektir.” dedi. BEB 29.8
Sonra bizden anne ve babamıza her gün yapabileceğiniz iyi bir şey düşünmemizi söyledi. Virgil küçük evimizin terasını ve merdivenlerini süpürebileceğimizi söyledi. Ben masanın üstüne çatal, bıçak gibi şeyler koyabileceğimi söyledim. BEB 30.1
“Aferin” dedi Büyükanne Ellen. “Ama bunları anneniz söylemeden önce yapmaya gayret edin. Ona sürpriz yapın” dedi. BEB 30.2
Sonra aklına yapabileceğimiz başka bir şey geldi. “Senin annen ofiste bana yardım etmekle meşgul,” dedi. “Annenize yardım etmek için bahçeden bir sepet dolusu bezelye toplamak ister misiniz? BEB 30.3
“Evet! Evet, Büyükanne” dedik. “Mutfaktaki ahçıdan bir sepet isteyin.” dedi. Sonra mutluluk içinde merdivenlerden aşağıya koştuk. İyi bir şey yapacağımız için mutluyduk. Bize sevgi vermek için asla meşgul olmayan bir büyükannemiz olduğu için mutluydum. BEB 30.4