Yol, Gerçek Ve Yaşam

1/13

Yol, Gerçek Ve Yaşam

Bölüm 1 - Allah’ın İnsana Duyduğu Sevgi

Doğa ve Kutsal Kitap Allah’ın bize duyduğu sevgiyi gözler önüne serer. Göklerdeki Babamız hayatın, bilgeliğin ve sevincin kaynağıdır. Doğadaki harika ve güzel şeylere bir bakın. Bunların sırf insana değil, yaşayan tüm yaratıklara mutluluk sağlamak ve ihtiyaçlarını karşılamak için yaptıkları harika adaptasyonu bir düşünün. Yeryüzünü tazeleyip memnun eden güneş ve yağmur, tepeler, denizler ve ovalar, Yaratan’ın sevgisini dile getirir. Her yaratığın günlük gereksinimini karşılayan Allah’tır. Davut Peygamber’in güzel sözleriyle: GY 3.1

“Herkesin umudu sende, Onlara yiyeceklerini zamanında veren sensin. Elini açar, bütün canlıları doyurursun dilediklerince.” (Mezmur 145:15—16) GY 3.2

Tanrı, insanı mükemmelce kutsal ve mutlu bir biçimde yarattı; Yaratıcı’nın elinden çıktığında güzel dünyanın yüzünde hiçbir çürük, lanetin gölgesi bile yoktu. Acı ve ölümü getiren, Allah’ın yasasının —sevgi yasasının— çiğnenmesidir. Fakat günahın sonucu olarak çekilen acıların arasında bile Allah’ın sevgisi ortaya çıkar. Kutsal Kitap, Allah’ın yeryüzünü Adem ile Havva’nın itaatsizlikleri yüzünden lanetlediğini yazar (Yaratılış 3:17). Dikenler ve iğneler —hayatı zahmet ve kaygıyla dolduran zorluklar ve denemeler— Allah’ın insanı günahın sebep olduğu yıkım ve bozulmanın altından kaldırma planının gerektirdiği terbiyenin bir parçası olarak, onun iyiliği için döşenmiştir. Dünya, düşmüş olsa da, tamamen hüzün ve ızdırap değil. Doğanın kendinde ümit ve teselli edici mesajlar var. Çalıların üzerinde çiçekler var ve dikenler güllerle kaplı. GY 3.3

“Tanrı sevgidir” 1 sözleri her açan çiçeğin, yerden fışkıran her yaprak çimenin üzerinde yazılıdır. Mutlu şarkılarıyla havaya ses veren güzel kuşlar, mükemmel halleriyle etrafa hoş kokularını salan özenle boyanmış çiçekler, ormanın yaşayan yeşilliği olan ulu ağaçlar — hepsi Tanrı’nın müşfik, babacan ilgisine ve çocuklarını mutlu etme isteğine tanıklık eder. GY 4.1

Allah’ın sözü, bize O’nun karakterini anlatır. Kendisi sonsuz sevgisini ve merhametini ilan etmiştir. Musa, “Lütfen görkemini bana göster” diye dua ettiğinde Allah, “Bütün iyiliğimi önünden geçireceğim” diyerek karşılık verdi (Mısırdan Çıkış 33:18, 19). Budur O’nun görkemi. Rab önünden geçerek “Ben RABB’im” dedi, “RAB, acıyan, lütfeden, tez öfkelenme­yen, sevgisi engin ve sadık Tanrı. Binlercesine sevgi gösterir, suçlarını, isyanlarını, günahlarını bağışlarım” (Mısırdan Çıkış 34:6, 7). O, “geç öfkelenen, ve inayeti çok” Tanrı’dır “çünkü merhametten hoşlanır” (Yunus 4:2; Mika 7:18 [KM]). GY 4.2

Tanrı, kalplerimizi O’na gökte ve dünyadaki sayısız simge­lerle bağlamıştır. Doğadaki şeyler ve insan kalbinin bilebileceği en derin ve sevgi dolu dünyasal bağlar aracılığıyla, kendini bize göstermeye çalışmıştır. Ancak bunlar O’nun sevgisinin sadece kusurlu bir örneğidir. Bütün bu örneklerin verilmesine rağmen, iyiliğin düşmanı insanların aklını kör ederek onların Tanrı’ya korkuyla bakmalarını sağladı. O’nu sert ve acımasız olarak gördüler. Şeytan, insanları, Allah’ı baş niteliği acımasız adalet olan bir varlık olarak düşünmeye yöneltti — sert bir yargıç, haşin ve hoşgörüsüz bir alacaklı. O’nu insanları cezalandırabilsin diye kıskanç bir gözle her hatayı arayan bir varlık olarak resmetti. İsa’nın insanlar arasında yaşamaya gelmesinin sebebi, dünyaya Allah’ın sonsuz sevgisini göste­rerek bu karanlık gölgeyi kaldırmaktı. GY 4.3

Tanrı’nın Oğlu, Baba’yı açıkça belirtmek için gökten geldi. “Tanrı’yı hiçbir zaman hiç kimse görmedi. Baba’nın bağrında bulunan ve Tanrı olan biricik Oğul O’nu tanıttı” (Yuhanna 1:18). “Oğul’u, Baba’dan başka kimse tanımaz. Baba’yı da Oğul’dan ve Oğul’un O’nu tanıtmak istediği kişilerden başkası tanımaz” (Matta 11:27). Öğrencilerden biri, “Bize Baba’yı göster” diye rica edince İsa, “Filipus… bunca zamandır sizinle birlikteyim. Beni daha tanımadın mı? Beni görmüş olan, Baba’yı görmüştür. Sen nasıl, ‘Bize Baba’yı göster’ diyorsun?” diyerek cevap verdi (Yuhanna 14:8, 9). GY 4.4

Dünyevi görevini açıklarken İsa, “Rabb’in Ruhu benim üzerimdedir. Çünkü O beni yoksullara Müjde’yi iletmek için meshetti. Tutsaklara serbest bırakılacaklarını, körlere gözlerinin açılacağını duyurmak için, ezilenleri özgürlüğe kavuşturmak… için beni gönderdi” dedi (Luka 4:18). O’nun görevi buydu. Etrafı dolaşarak iyilik yaptı ve Şeytan’ın eziyet ettiği tüm insanları iyileştirdi. Tek bir hastası olmayan köyler vardı, zira İsa oradan geçip tüm hastaları iyileştirmişti. Yaptığı işler, Allah tarafından meshedildiğinin kanıtıydı. Sevgi, merhamet ve şefkat, yaptığı her şeyde açığa vuruldu; insanoğulları için kalbi merhametle sızladı. İnsanın isteklerini karşılamak için girdi insan haline. En yoksul ve en zavallılar bile O’na başvurmaktan çekinmediler. Küçük çocuklar bile O’nun çekimine kapıldılar. Kucağına tırmanıp o düşünceli, müşfik yüzüne uzun uzun bakmaya bayılırlardı. GY 5.1

İsa tek bir kelime gerçeği içinde tutmadı, ancak her zaman sevgiyle ifade etti. İnsanlarla ilişkilerinde, her zaman denlilik, düşünceli ve nezaketli ilgiyle davrandı. Asla kabalaşmadı, gereksiz yere sert bir laf etmedi, tek bir hassas ruhu incitmedi. İnsan zayıflığını kınamadı. Gerçeği söyledi, ancak hep sevgiyle. İkiyüzlülüğü, inançsızlığı, adaletsizliği kınadı; ancak ağır azarlamaları sırasında sesinde gözyaşı vardı. Sevdiği şehir Yeruşalim O’nu, yani yol, gerçek, ve yaşamı reddedince gözyaşları dökmüştü. O’nu, Kurtarıcı’yı reddetmişlerdi, ama O onlara şefkat ve merhametle baktı. Feragat ve sevap dolu bir hayat sürdü. O’nun gözlerinde her can kıymetliydi. Kendini hep ilahî haysiyetle taşımakla birlikte, Allah’ın ailesinin her üyesine saygıyla davrandı. Her kişiyi, kurtarmak görevinde olduğu düşmüş canlar olarak gördü. GY 5.2

Mesih’in hayatında ortaya çıkan karakter budur. Allah’ın karakteri budur. Mesih’ten insanoğullarına akan ilahî merhametin kaynağı Allah’ın kalbidir. Şefkatli ve merhametli Kurtarıcı İsa, bedene bürünmüş Tanrı’ydı (1. Timoteos 3:16). GY 5.3

İsa bizi kurtarmak için yaşadı, acı çekti ve öldü. Sonsuz mutluluğu paylaşabilelim diye “acılar adamı” 2 oldu. Allah, lütuf ve doğruluk dolu sevgili Oğlu’nun anlatılamaz görkemle dolu bir yerden, günahtan dolayı bozulmuş ve çürümüş, ölüm ve lanetin karanlığına gömülmüş bir yere gelmesine izin verdi. Sevgi dolu bağrından, meleklerin kendisine tapınmasından uzaklaşmasına, utanç, aşağılama, rezil edilme, nefret ve ölümü görmesine izin verdi. “Esenliğimiz için gerekli olan ceza ona verildi. Bizler onun yaralarıyla şifa bulduk” (Yeşaya 53:5). Çölde, Getsemani’de, çarmıhta O’na bakın! Tanrı’nın lekesiz Oğlu günahın yükünü kendisi sırtlandı. Allah’la bir olmuşken, ruhunda günahın Allah’la insan arasında yarattığı korkunç ayrılığı hissetti. Bunun yüzünden “Tanrım, Tanrım beni niçin terk ettin?” diye ızdırapla haykırdı (Matta 27:46). Günahın yükü, korkunç büyüklüğünün anlayışı, ruhu Allah’tan ayırması — Tanrı’nın Oğlu’nun kalbini kıran işte buydu. GY 7.1

Ancak bu büyük fedakârlık, Allah’ın kalbinde insana karşı bir sevgi üretmek, O’nu kurtarmaya razı etmek için yapılmadı. Hayır, hayır! “Çünkü Tanrı dünyayı o kadar çok sevdi ki, biricik Oğlu’nu verdi” (Yuhanna 3:16). Baba bizi seviyor ama günahlarımızı bağışlatan büyük kurban yüzünden değil. Aksine günahlarımızı bağışlatan büyük kurbanı, bizi sevdiği için sağladı. Mesih, O’nun düşmüş bir dünyaya sonsuz sevgisini dökebileceği araçtı. “Tanrı… dünyayı Mesih’te ken­disiyle barıştırdı” (2. Korintliler 5:19). Tanrı, Oğlu’yla birlikte acı çekti. Getsemani’nin ızdırabında, Kafatası’ndaki3 ölümde, Sonsuz Sevgi’nin kalbi kurtuluşumuzun bedelini ödedi. GY 7.2

İsa dedi ki, “Canımı, tekrar geri almak üzere veririm. Bunun için Baba beni sever” (Yuhanna 10:17). Yani, “Babam sizi o kadar çok sevdi ki, beni sizi kurtarmak için hayatımı verdiğim için daha da çok sevdi. Sizin Vekiliniz ve Güvenceniz olmakla, kendi hayatımı feda etmekle, yükümlülüklerinizi ve günahlarınızı üstlenmekle, kendimi Babam’a sevdirdim; zira benim fedakârlığım sayesinde Babam hem adil, hem de İsa’ya inananların Aklayıcısı olabilir.” GY 7.3

Tanrı’nın Oğlu’ndan başkası kurtuluşumuzu başaramazdı; zira yanlız Baba’nın bağrında olan O’nu belirtebilirdi. Yalnızca Tanrı’nın sevgisinin yüksekliğini ve derinliğini bilen Kişi onu gösterebilirdi. Mesih’in düşmüş insan adına yaptığı sonsuz fedakârlıktan aşağı hiçbir şey Baba’nın sevgisini kaybolmuş insanoğluna ifade edemezdi. GY 8.1

“Tanrı dünyayı o kadar çok sevdi ki, biricik Oğlu’nu verdi.” O’nu sadece aralarında yaşasın, günahlarını üstlensin, kurbanları olsun diye göndermedi. O’nu düşmüş ırka verdi. Mesih, kendisini insanoğlunun ilgileriyle ve ihtiyaçlarıyla özdeşleştirmeliydi. Tanrı’yla bir olmuş olan, kendini asla koparılmayacak bağlarla insanoğluna bağladı. “İsa onlara ‘kardeşlerim’ demekten utanmıyor” (İbraniler 2:11). İsa bizim Kurbanımız, Savunucumuz, Kardeşimiz’dir, Baba’nın tahtı önünde insan bedeninde, sonsuz çağlar boyu kurtardığı ırkla bir — İnsanoğlu. Tüm bunlar, insan günahın getirdiği yıkım ve bozulmanın altından kaldırılarak Allah’ın sevgisini yansıtabilmesi ve kutsallığın sevincini paylaşabilmesi için yapılmıştır. GY 8.2

Kurtuluşumuz için ödenen bedel, Baba’nın bizim ye­rimize ölsün diye Oğlu’nu vermekle yaptığı sonsuz fedakârlık, bize Mesih aracılığıyla ne olabileceğimize dair daha yüksek bir kavram vermeli. Esinlenmiş elçi Yuhanna, Baba’nın mahvolmakta olan ırka doğru sevgisinin yüksekliğini, derinliğini, genişliğini gördüğünde övgü ve hürmetle dolmuştu; ve bu sevginin büyüklüğünü ve şefkatliliğini anlatabilecek sözler bulamayınca dünyayı ona bakmaya çağırdı. “Bakın, Allahın çocukları çağırılalım diye, Baba bize ne çeşit sevgi verdi; ve öyleyiz” (1. Yuhanna 3:1 [KM]). İnsana ne büyük bir değer veriyor bu! Günah işlemekle insanoğulları Şeytan’ın köleleri oldu. Kefaret sağlayan Mesih kurbanına iman aracılığıyla, Adem’in oğulları, Tanrı’nın oğulları olabiliyor. İnsan hâlini alarak Mesih, insanlığı yükseltiyor. Mesih’e olan bağlantılarıyla düşmüş insanlar, gerçekten “Tanrı’nın oğulları” denmeyi hak edecekleri yere konuyorlar. GY 8.3

Böyle bir sevgi eşsizdir. Göksel Kral’ın çocukları! Kıymetli vaat! En derin düşünmelerin konusu! Allah’ın O’nu sevmeyen bir dünyaya olan eşsiz sevgisi! Bu düşüncenin, ruhu yatıştıran bir etkisi var ve zihni Allah’ın isteklerine razı ediyor. İlahî karakteri çarmıhın ışığında daha çok inceledikçe, tarafsızlık ve adaletle karışık merhamet, şefkat ve affedicilik görürüz ve bir annenin kaprisli çocuğuna duyduğu şefkatli anlayışı aşan duyarlı acımanın ve sonsuz olan bir sevginin sayısız kanıtlarını daha iyi ayırt edebiliriz. GY 8.4