Sevgi öğretmeni
42. Gelenekler
Fısıh'ta İsa ile karşılaşmayı bekleyen Ferisiler ve din bilginleri O'na bir tuzak kurdular; fakat İsa onların maksadını biliyordu. Bu yüzden onlarla karşılaşmaktan kaçındı. “Bu sırada Kudüs'ten bazı Ferisiler ve din bilginleri İsa'nın yanına geldiler.” İsa onların yanma gitmediği için, onlar İsa'nın yanına geldiler. Bir süre için Celile halkı İsa'yı Mesih olarak kabul edecek ve o bölgede hiyerarşinin gücü kırılacak gibi görünüyordu. İsa'nın görevinin devamını işaret eden ve öğrencileri daha direkt bir şekilde rabbilerle tartışmaya getiren Onikiler'in görevi, Kudüslü liderlerin yeniden kıskançlık duymalarına sebep oldu. Onların O'nun görevine başladığı ilk yıllarda Kefernahum'a gönderdikleri, İsa'yı Sebt'e riayet etmemekle suçlayan casuslar şaşkınlığa düşmüşlerdi; fakat rabbiler kendi amaçlarını gerçekleştirmekte kararlıydılar. Daha sonra İsa'nın hareketlerini izlemek ve O'nu suçlamak için sebepler bulmak üzere başka bir delege daha gönderildi. SO 379.1
Tıpkı daha önce olduğu gibi İsa'yı suçlamalarının gerekçesi, O'nun, Allah'ın yasası yanında oluşturulmuş olan gelenekleri çiğnediğini iddia etmeleriydi. Bunlar sözde halkın yasaya uymasını sağlamak için amaçlanmıştı; fakat bunlar yasanın kendisinden daha kutsal olarak görülüyordu. Sina'da verilen buyruklarla ters düşünce rabbilerin buyruklarına uymayı tercih ettiler. SO 379.2
Titizlikle uyulması gereken kuralların arasında en belirgin olanı törensel arınmaydı. Yemek yemeden önce uyulması gereken kurallara uymamak, hem bu dünyada, hem de öbür dünyada cezalandırılması gereken büyük bir günah olarak görülüyordu ve buna, günah işleyen kişiyi yok edecek bir hareket gözüyle bakılıyordu. SO 379.3
Günahtan arınma ile ilgili olarak sayısız kurallar vardı. Bu kuralların tümünü birden öğrenmek için insan ömrü bile yetersiz kalırdı. Rabbilerin taleplerine uymaya çalışanların yaşamı törensel bozulmaya karşı uzun süren mücadelelerle, yıkanma ve arınmalarla dolu olarak geçiyordu. İnsanların zihinleri anlamsız sınırlamalarla ve Allah'ın buyruğu olmayan hizmetlerle gereksiz yere meşgul edilirken, onların dikkatleri O'nun yasasının büyük prensiplerinden uzaklaşıyordu. SO 379.4
İsa ve öğrencileri bu törensel yıkanmalara katılmadılar. Ajanlar bu vesile ile O'nu suçladılar. İsa'ya doğrudan suçlamalarda bulunmadılar; fakat öğrencileri hakkında eleştirilerde bulundular. Kalabalığın önünde şöyle dediler: “Senin öğrencilerin neden atalarımızın geleneğine karşı geliyorlar? Yemekten önce ellerini yıkamıyorlar.”1 SO 380.1
Gerçeğin mesajı insana ne zaman özel bir güç ile gelse, Şeytan, ajanlarını bazı önemsiz konularda tartışma yaratmaları için görevlendirir. Böylece dikkatleri asıl konudan uzaklaştırmaya çalışır. Ne zaman iyi bir iş yapılmaya baştansa, insanların düşüncelerini yaşayan gerçeklerden uzaklaştırmak, yöntem ve usuller hakkında tartışma yaratmak ve itiraz etmek için fırsat kollayan kişiler vardır. Allah kendi halkı için özel bir şekilde çalışacak gibi göründüğünde, onların, kendilerinin mahvolmalarına sebep olacak bir anlaşmazlığa girmelerine izin verilmemelidir. Bizi en çok ilgilendiren sorular şunlardır: Tann'nın Oğlu'na eksilmez bir imanla inanıyor muyum? Benim yaşamım Kutsal Yasa ile uyum içinde mi? “Oğul'a iman edenin sonsuz yaşamı vardır; fakat O'nun sözünü dinlemeyen yaşam yüzü görmeyecektir.”2“Buyruklarını yerine getirirsek, O'nu tanıdığımızdan emin olabiliriz.”3 SO 380.2
İsa kendini ya da öğrencilerini savunmak için hiçbir çaba harcamadı. Kendisine karşı yapılan suçlamalara ilgi göstermedi; fakat onları kendi icatları olan törenlere yönelten ruhu göstermeye çalıştı. Kendilerinin defalarca kez yapmakta olduklarının ve O'nu aramaya gelmeden önce yaptıklarının bir örneğini verdi. İsa onlara şu karşılığı verdi: “Ya siz, neden geleneğiniz uğruna Allah'ın buyruğuna karşı geliyorsunuz? Allah şöyle buyurdu: 'annene, babana saygı göster' ve 'annesine ve babasına söven mutlaka ölümle cezalandırılsın'; fakat siz 'her kim anne ya da babasına benden alacağın tüm maddi yardım Allah'a adanmıştır derse, artık babasına saygı göstermek zorunda değildir' diyorsunuz. Böylelikle geleneğiniz uğruna Allah'ın sözünü geçersiz kılmış oluyorsunuz; fakat siz 'eğer bir adam annesine ya da babasına benden alacağın tüm maddi yardım kurbandır yani Allah'a adanmıştır derse, artık annesi ya da babası için bir şey yapmasına izin yoktur' diyorsunuz.”4Onlar beşinci emre önem vermediler; fakat Yahudilerin geleneklerine titizlikle uydular. İnsanlara, mal varlıklarını tapınağa adamalarının, onların kendi ailelerini geçindirmekten daha kutsal bir görev olduğunu ve bu şekilde kutsanan mal varlığının bir bölümünü zorunlu hallerde bile anne ve babaya vermenin günahkarlık olduğunu öğrettiler. Sadece sorumluluk duygusundan yoksun bir çocuk, kendisinin sahip olduğu mal varlığından “kurban” diye söz edebilirdi ve onu bu şekilde Allah'a adayıp, yaşamı boyunca kendisi için kullanmak üzere saklayabilirdi ve bu, onun ölümünden sonra tapınak hizmeti için kullanılırdı. Böylece kişi, sahip olduğunu Allah'a adamak bahanesiyle, yaşamda ve ölümde kendi ailesine saygısızlık etmekte ve onları kandırmakta serbestti. SO 380.3
İsa hiçbir hareketi ya da sözüyle insanların Allah'a armağan ve bağış sunma zorunluluğunu azaltmadı. Ondalık ve bağış ile ilgili yasanın tüm buyruklarını veren İsa idi. Yeryüzündeyken, her şeyini tapınağa bağışlayan kadını takdir etti; fakat hahamların ve rabbilerin Allah için gösterdikleri sahte çabaları, adeta kendilerini üstün görme arzularını gizlemek için taktıkları bir maskeydi. İnsanlar onlar tarafından kandırıldılar. Allah'ın buyurmadığı ağır yükler altına girdiler. Öğrenciler bile hahamların yetkisi ve süregelen önyargı yüzünden kendilerini bağlayan bu boyunduruktan tamamen kurtulmuş değillerdi. İsa şimdi hahamların gerçek yüzünü açığa çıkararak Allah'a gerçekten hizmet etmeyi arzulayan herkesi bu ağır yükten kurtarmaya çalıştı. SO 381.1
Isa ajanlara hitap ederek şöyle dedi: “Yeşaya'nın siz ikiyüzlülerle ilgili peygamberlik sözleri ne doğrudur! Yazmış olduğu gibi bu halk dudakları ile beni5sayar, fakat yürekleri benden uzaktır. Bana boşuna taparlar; çünkü öğrettikleri sadece insan kurallarıdır.”6İsa'nın sözleri tüm Ferisilik sisteminin bir suçlamasıydı. İsa, rabbilerin kendi taleplerim Allah'ın buyrukları ile değiştirerek kendilerini Allah'tan üstün gördüklerini belirtti. SO 381.2
Kudüs'ten gelen Yahudi liderler öfkeyle doluydular. İsa'yı Sina'da verilen yasayı ihlal etmekle suçlayamıyorlardi: çünkü İsa onların gele- neklerine karşı Yasa'nın koruyucusu olarak konuştu. İsa'nın gösterdiği yasanın yüce buyrukları insanların kendi icatları olan kurallarla tam bir tezat oluşturuyordu. SO 381.3
İsa önce halka, daha sonra da öğrencilerine ahlaki bozulmanın sadece kişinin dışından değil, yüreğinden de kaynaklandığını açıkladı. İyi ya da kötü olmak kişinin kendi elindedir. Kişinin ahlakını, gösteriş için yapılan ve insanların kendi icatları olan törenlere uymamak değil; kötü davranışlar, kötü düşünceler ve Allah'ın yasasını ihlal etmek bozar. SO 382.1
Öğrenciler onların yanlış öğretileri ile karşılaştıklarında ajanların öfkesini fark etiler. Onların öfke dolu bakışlarını gördüler, sevgiden yoksun ve intikam hırsı ile dolu sözlerini duydular. İsa'nın insanın kalbini açık bir kitap gibi nasıl okuduğunu unutarak O'na sözlerinin etkisinden söz ettiler. Kalpleri öfke dolu olan Yahudi liderlerden intikam almasını ümit ederek İsa'ya şöyle dediler: “Biliyor musun? Ferisiler bu sözü duyunca gücendiler.”7 SO 382.2
İsa şöyle cevap verdi: “Göksel Babam'ın dikmediği her fidan kökünden sökülecek.”8Rabbilerin böylesine değer verdiği gelenek ve usuller gökyüzüne değil, bu dünyaya aitti. Onların halkın üzerindeki yetkisi büyük olmasına rağmen, Allah'ın kendilerini sınamasına tahammül edemiyorlardı. Allah'ın buyruklarının yerini alan her insani buluş “Allah'ın gizli olan her şey ile birlikte iyi ya da kötü işleri yargılayacağı günde” değersiz bulunacaktır.9 SO 382.3
Allah'ın buyruklarının yerini insanların kendi icatları olan emirlerinin alması hala devam etmektedir. Hıristiyanların arasında bile atalarının geleneklerinden daha iyi temellere dayanmayan kurumlar ve yöntemler bulunur. Sadece insani otoriteye dayalı olan bu kurumlar ilahi kurumların yerini almışlardır. İnsanlar kendi geleneklerine bağlı kalırlar, kendi yöntemlerine değer verirler ve kendilerine hatalarını göstermek isteyenlerden nefret ederler. Bugün insanların dikkatini Allah'ın buyruklarına ve İsa'nın imanına çekmemiz bize buyuruldu- ğunda, İsa'nın zamanında sergilenen aynı nefreti yine göreceğiz. Allah'ın geriye kalan halkına ilişkin şöyle yazılıdır: “Bunun üzerine Ejderha, kadına öfkelendi. Kadının soyundan geriye kalan ve Allah'ın buyruklarını yerine getirip, İsa'ya olan tanıklıklarını sürdürenlerle savaşmaya gitti.”10 SO 382.4
“Göksel Babam'ın dikmediği her fidan kökünden sökülecektir.”11Kilisede sözde önderlik yapanların yetkisinin yerine, Allah bize yeryüzünün ve gökyüzünün hakiminin, Sonsuz Baba'nın sözünü kabul etmemizi buyurur. Gerçek sadece burada yanlışla karıştırılmamıştır. Davut şöyle dedi: “Bütün öğretmenlerimden daha akıllıyım; çünkü öğütlerin üzerinde düşünüyorum. Yaşlılardan daha bilgeyim; çünkü senin koşullarına uyuyorum.”12İnsani yetkiyi, kilisenin ya da dini liderlerin geleneklerini ve usullerini kabul edenlerin hepsi İsa'nın şu sözlerine dikkat etmelidirler: “Bana boşuna taparlar; çünkü öğrettikleri sadece insan kurallarıdır.”13 SO 383.1
Bu bölüm Matta 15:1-20 ve Markos 7:1 -23'e dayanmaktadır. SO 383.2