Geçmişten Sonsuzluğa - 1. Cilt

279/337

Bölüm 62: Davut Kral Olarak Atanıyor

Bu bölüm 1.Samuel 16:1-13'e dayanmaktadır.

Genç Davut Beytlehem'in çevresindeki tepelerde sürüleri otlatıyordu. Sade bir çoban olarak kendi bestelediği ezgileri söylüyor, çenginin müziği yumuşak sesinin melodileriyle uyum sağlıyordu. Rab Davut'u, ona ileride emanet edeceği hizmet için hazırlıyordu. 1GS 365.1

“Ben Saul'un İsrail Kralı olmasını reddettim diye sen daha ne zamana dek onun için üzüleceksin?” dedi, “Yağ boynuzunu yağla doldurup yola çık. Seni Beytlehemli Yişay'ın evine gönderiyorum. Çünkü onun oğullarından birini kral seçtim.” Samuel, “Nasıl gidebilirim? Saul bunu duyarsa beni öldürür!” dedi. Rab şöyle yanıtladı: “Yanına bir düve al ve, ‘Rab'be kurban sunmak için geldim' de. Yişay'ı kurban törenine çağır. O zaman ne yapman gerektiğini ben sana bildireceğim. Sana belirteceğim kişiyi benim adıma kral olarak meshedeceksin.” Samuel Rab'bin sözüne uyarak Beytlehem Kenti'ne gitti. 1GS 365.2

Kentin ileri gelenleri onu titreyerek karşıladılar ve, “Barış için mi geldin?” diye sordular. Samuel, “Evet, barış için” diye yanıtladı. İhtiyarlar kurban davetini kabul ettiler. Samuel Yişay ve oğullarını çağırdı. Yişay'ın en küçük oğlu Davut dışında bütün ev halkı geldiler. Davut koyunlara bakıyordu. 1GS 365.3

Samuel kurban sofrasına oturmadan önce Yişay'ın soylu görünüşlü oğullarını peygamber gözüyle inceledi. Eliyav Yişay'ın en büyük oğluydu; boy ve güzellikte Saul'e diğerlerinden daha çok benziyordu. Samuel onun dış görünüşünü incelerken Rab'bin seçtiği kişinin bu olduğunu sandı ve Tanrı'nın onayını bekledi. 1GS 365.4

Ancak Eliyav Rab'den korkmuyordu. Gururlu ve baskıcı bir yönetici olurdu. Rab Samuel'e şöyle dedi: “Onun yakışıklı ve uzun boylu olduğuna bakma” dedi, “Ben onu reddettim. Çünkü Rab insanın gördüğü gibi görmez; insan dış görünüşe, Rab ise yüreğe bakar.” Samuel'in hatasına bakarak kişinin boyuna poşuna ya da yüz güzelliğine bakmanın ne denli boş olduğunu görüyoruz. Tanrı'nın yaratıklarıyla ilgili düşünceleri bizim kısıtlı zihinlerimizin algılayabileceğinden çok ötededir. Tanrı'nın çocuklarının, O'na güvendikleri takdirde O'nun hazırladığı yerlere getirileceklerinden ve kendilerine emanet edilen görevleri yürütmek için donatılacaklarından emin olabiliriz. 1GS 365.5